DAVUTOĞLU BARADEY'E İRAN'I ANLATTI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) Başkanı Muhammed El Baradey ile telefon görüşmesi yaptı Davutoğlu, Baradey'e İran lideri Ahmedinecad ile yapılan kapsamlı görüşmeleri aktardı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, görüşmeye ilişkin bilgi verdi.

Özügergin, Davutoğlu'nun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin de hazır bulunduğu İstanbul'da yapılan İSEDAK toplantısı çerçevesinde, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad ve Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile yapılan kapsamlı görüşmelerde edinilen izlenimleri, Baradey'e aktardığını söyledi.

Konuya ilişkin etraflı görüş alışverişinde bulunulduğunu ifade eden Özügergin, Baradey'in de bu bağlamda bazı teknik bilgiler verdiğini kaydetti.

Türkiye, İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda "5 artı 1" ile bu ülke arasındaki sürecin diplomatik çerçevede ve diyalog içinde yürütülmesine önem atfediyor.

Bu çabaların sürmesi için gayret sarf eden Türkiye, önümüzdeki dönemde de Baradey ile yakın temasta kalacak.

Baradey'in Türkiye teklifi

IAEA Başkanı Muhammed El Baradey, İran uranyumunu denetleyebilmek için yeni bir öneri ortaya atmış ve "İran'nın uranyumunu Türkiye depolasın" demişti.

Baradey önerilerini şöyle sıralamıştı:

1- İran, elindeki az zenginleştirilmiş uranyumu iyi ilişkiler içinde olduğu Türkiye'ye versin.

2- Bu uranyum Türkiye'de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun oluşturduğu bir sistemle koruma altına alınsın.

3- Rusya İran'ın ilaç sanayi ya da enerji gibi alanlarda kullanacağı daha zenginleştirilmiş uranyum cevherini İran'a ulaştırsın.

4- İran, Rusya'da bu çok zenginleştirilmiş uranyum cevherini aldığı anda Türkiye'den aynı miktarda cevher de Rusya'ya iletilsin. Bu döngü sürekli devam etsin. Tüm dünya rahat etsin.

İran teklifi reddetti ama zaten Türkiye'nin böyle bir kapasitesinin de olmadığı ortaya çıktı.

Baradey'in görev süresi 1 Aralık'ta doluyor. Bunu; "gitmeden önce son bir çaba" ya da son dönemde giderek artan İran-Türkiye ilişkileri gözönüne alınarak "Türkiye'nin kuçağına bırakılan ateşten bir top" olarak değerlendirilebilir.