22 Kasım 2024
  • İstanbul15°C
  • Diyarbakır14°C
  • Ankara13°C
  • İzmir20°C
  • Berlin3°C

CUMHURİYET’İN VİCDANI MALATYA MORGUNDA

Cumhuriyet'in vicdanı, her Kürt için Malatya’da soğuk bir morgta 23 cansız bedene nefretle atılmış bir imza olarak karşımıza çıkıyor. Faruk Arhan yazdı.

Cumhuriyet’in vicdanı Malatya morgunda

29 Ekim 2011 Cumartesi 21:46

Cumhuriyet bir daha kanla abdest alıyor. 88 yaşını kutlayan Cumhuriyet devletininin  vicdanı, her Kürt için Malatya’da soğuk bir morgta 23 cansız bedene nefretle atılmış bir imza olarak karşımıza çıkıyor.

24 askerin yaşamını yitirdiği PKK’nin Çukurca baskınından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı operasyonlarda neler yaşandığını kamuoyu tam olarak bilmiyor.  Operasyonlara dair haberler  Genelkurmay’ın açıklamaları baz alınarak yapılıyor.

Operasyonlar sürerken Van’ı n kuzeyini vuran depreme odaklanmış medya ve sivil toplum örgütleri,  Malatya’dan gelen habere karşı  henüz ciddi bir refleks göstermiş değil. İddialara göre Malatya morgunda kimyasal silahlarla öldürüldükleri düşünülen ve parçalanmış 23 cesedin bulunduğu söyleniyor. Malatya morguna, haber üzerine giden insan hakları temsilcileri ve BDP’li yöneticilerin otopsiyi yapan yetkilinin göstermiş olduğu fotoğraflara verdikleri tepkiden, olayın vehametini anlıyoruz. Heyetin görüşmelerinde cenazelere işkence yapıldığı, bazılarının tanınmaz halde olduğu ve  cenazelerden birinin sadece ayaklardan oluştuğu ortaya çıkıyor.

Orduyla birlikte bir günde sınır ötesine giden, kampları kuşatan, ‘terörist’in ensesinde olan, sonraki gün Genelkurmay’ın zılgıtı ile sınırın berisine çekilen ana akım medya, Malatya morgunda kimyasal silahlarla öldürüldüğü iddia edilen PKK gerillarına karşı BDP’lilerin göstermiş olduğu tepkilere ise üstü örtülü ve geçiştirici bir tavırla gündemine almış görünüyor.  Malatya morgunda bulunan cenazelerin nerede ve nasıl öldürüldüklerini ise kimse bilmiyor. Ancak yerel kaynaklar cenazelerin Hakkari’den, Kazan vadisinden Malatya’ya getirildiğini iddia ediyor.

 Abdullah Gül intikam demişti

Hatırlanacağı gibi, 19 ve 20 ekim günlerinde Çukurca’da 24 askerin ölümüne yolaçan PKK baskınından sonra Cumhuriyet’in Başkanı Abdullah Gül, medya aracılığıyla baskının intikamının misiliyle alınacağını söylemişti. Malatya morgunda bulunan 23 cenazenin, Çukurca’da yaşamını yitiren 24 askere karşılık kamuoyuna “intikam” niteliğinde bir mesaj olarak verilmek istendiği ise bir başka iddia.

Her ne olursa ortada bir vahşetin olduğu açık. Savaş deprem dinlemeden devam ediyor. Dün 88 yaşını AKP iktidarıyla kutlayan Cumhuriyet, Şeyh Sait ile başlayan kanla abdest alma alışkanlığını “durmak yok yola devam” şiarıyla sürdürüyor. Kandan usanmış coğrafyada, Türkiye halklarının –yardım kolilerine taş ve bayrak koyan ırkçı azınlık ve onları destekleyen medyatik bir kaç isim dışında- depremin yaralarını kapatmaya çalışırken göstermiş olduğu ve kardeşlik inadıyla sürdürdüğü anlamlı çaba, Malatya Adli Tıp’ın soğuk morgunda ölümcül bir sınavla barışa evrilmeyi zorlaştırıyor. 88 yıl önce yedi düvele karşı halkın ortak savaşıyla yürütülen ve Cumhuriyet zaferiyle taçlandırılan devletin  vicdanı, her Kürt için Malatya’da soğuk bir morgta 23 cansız bedene nefret ve öfkeyle atılmış bir imzaya dönüşüyor bugün. Hal böyle olunca; diplomatik ve güç denkliğinin olmadığı, ölenlerin hep 17 ila 30 yaş aralığında olduğu bu kirli savaşın gölgesinde 88 yaşını kutlayan Cumhuriyet’in hiç de sıcak bakmadığı ve asmile edemediği Kürtler de,  o morgtaki soğuklukla ve karanlığındaki gibi bir endişeyle Cumhuriyet’e yaklaşıyor. Cumhuriyet ülkenin batısında garip bir coşkuyla, doğusunda aidiyet duygusundan uzak bir ruh haliyle dillendiriliyor. Malatya morgunda bekletilen 23 cenaze işte tam da bunu anlatıyor. Savaşın hükümranlığı, barış ile Ankara’nın, demokratik düzen ile Cumhuriyet’in evliliğine izin vermiyor.  Buna hevesli de görünmeyen Ankara ile Cumhuriyet’in güvenlik güçleri, Diyarbakır, Hakkari ve diğer Kürt ilerinin sokaklarında barış içinde demokratik bir düzen isteyen halka coplarla saldırmaktan, gaz sıkmaktan kuşkusuz bir sakınca duymuyor. Deprem vergileri savaşta atılan bombalarla halka dönerken, aydınlar KCK nişanıyla gözaltına alınıyor, ülke adım adım karanlığa taşınıyor. 

Bütün bunlarla birlikte savaş tüm kirliliğiyle devam ederken, “artık yeter” demek bile bir yerde acizliği, garip bir çaresizliği gösteriyor.  Vicdan ile birlikte umut da, Malatya morgundaki cansız bedenlere dokunan eksilere inmiş soğuklardaki gibi dondurucu hissiyle öylece kalıyor. Bu his ile Van gecelerinde depremzedeleri üşüten soğuk arasında paralleliği kavramış Kürtlerin duyduğu Cumhuriyet’in 88. yaş hissidir.

Kutlu mu olsun?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.