22 Kasım 2024
  • İstanbul12°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin1°C

'ÇÖZÜM SÜRECİNE BİZ MECBUR VE MAHKUM DEĞİLİZ'

Başbakan Yardımcısı Arınç, “Çözüm sürecini bu aralar ağzımıza hiç almamak gibi bir ihtiyatımız olabilir.” dedi.

'Çözüm sürecine biz mecbur ve mahkum değiliz'

28 Ekim 2014 Salı 10:08

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası açıklama yaptı.

Arınç, Acil Durum Koordinasyon Merkezi oluşturulacağına karar verildiğini söyledi. Arınç ayrıca çözüm sürecine ilişkin de, “Çözüm sürecini bu aralar ağzımıza hiç almamak gibi bir ihtiyatımız olabilir.” dedi.

Arınç’ın yaptığı açıklamadan öne çıkanlar şöyle:

“Başbakanlık Acil Durum Koordinasyon Merkezi oluşturulması kararlaştırıldı. Başbakanlık Müsteşarı veya görevlendireceği bir yetkili bu koordinasyon merkezinden sorumlu olacaktır. Kamu kurum ve kuruluşları tarafından gerekli bilgi ve belge akışı merkeze sağlanacaktır. Bu merkez yarından itibaren görevlendirilmiş olacak. Her haliyle bu koordinasyon çalışmasının çok faydalı olacağını düşünüyoruz.

PKK’nin kaçırdığı iddia edilen patlayıcı madde olayı

“Son haftalarda şiddet olaylarının artış istidadı gösterdiğini biliyoruz. Bütün bu olaylarla ilgili anlık müdahaleler yapılmıştır. Fail ve failler yakalanmıştır ya da yakalanmak üzeredir. Bundan sonra alınması gereken ek tedbirler ilgili bakanlarımız tarafından bir kez daha gözden geçirilmiştir. Dış olaylarla ilgili de hepimizin günlerdir takip ettiği konularla ilgili arkadaşlarımızın sorularına cevaplar verildi. Silopi İlçesi Aksu Köyü mevkiinde PKK tarafından gasp edilen patlayıcı madde olayı var. 3 araçtan bir tanesine terör örgütü mensupları tarafından el konulmuş ve Cudi Dağı istikametine götürülmüştür. Olayın öğrenilmesinin ardından bölgeye insansız hava aracı davet edilmiş ve taarruz helikopterleri sevk edilmiştir. Bu madenin güvenliğinin yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Bu kadar kapsamlı bir arama tarama ile Cudi Dağı’na varmadan yakalanacaklarını tahmin ediyoruz. Patlayıcı madde miktarı 400 kg civarında. Esasen nakledilen patlayıcı madde miktarı bunun 3 katıdır. Eğer bölgede güvenlik güçlerimiz bulunsaydı, böyle bir sevkiyatın özel güvenlikle olmayacağı biliniyor olsaydı bu durumla karşılaşılmayacaktı.

‘Çözüm süreci var diye makul göstermeye çalışan hiç kimseyi dinlemeyiz’

“Sayın Başbakanımızın bugün itibariyle neredeyse iki ayı doldu. İki aydan bu yana Sayın Başbakanımız çözüm süreci ile kamu güvenliğinin birbirinin alternatifi olmadığını izah ediyor. Kamu düzeninin mutlak anlamda sağlanması ayrı bir konu. 6-7 Ekim olaylarında rastladığımız gibi cana ve mala kast eden olaylar terör olaylarıdır ve bunun azına da çoğuna da tahammülümüz yoktur. Başbakanımız bunu iki aydan bu yana her defasında söylüyor. Çözüm süreci var diye bunları makul göstermeye çalışan hiç kimseyi dinlemeyiz. Türkiye’de can ve mal emniyeti olmayacaksa, ister çözüm süreci olsun ister başka bir şey olsun, hiçbir şeyi tartışmayız. Çözüm süreci çok önemlidir ama bu hiçbir zaman insanımızın sokağa çıkarken korku duyması için sebep değildir.

Kobani

“Şüphesiz Kobani’de yaşanan olaylara kayıtsız kalamayız. Türkiye buradan kaçan 200 bin insana kucak açmıştır. Bizim Kobani’ye müdahale konusunda söylediğimiz bir şey var. Suriye’deki muhalif unsurlar bu konuda bu çalışma yapabilir ama PYD’nin başındakiler buna da mesafeli yaklaşıyorlar.

‘Çözüm sürecini bu aralar ağzımıza hiç almamak gibi bir ihtiyatımız olabilir’

“Çözüm süreci devam ediyor ama birileri Çözüm süreci devam ediyor diye bizden yumuşak davranmamızı beklemesin. Birileri milletin acısını duymazdan geliyorlar. Hala bir başsağlığı, geçmiş olsun dileğinde bulunduklarını duymadık. Bu olaylar yaşanmamış gibi sekretarya kurulacak, içinde ben de olacağım… Bu olayların yaşandığı bir dönemde, polisimizin, askerimizin kanı yerdeyken biri bize bunları derse onun yüzüne bile bakmayız. Siz yerdeki kana bakmayın, yol kesmeye bakmayın, patlayıcı çalmaya bakmayın… Biz nerenin hükümetiyiz? Biz aldığımız kararlar ve Meclis’in bize verdiği yetkiyle Temmuz ayında çıkardığımız kanuna harfiyen uyacağız. Bunun yapılmasının karşılığının olduğunu da herkesin bilmesi lazım. Kim ne adım atacaksa onun atılması gerekir. Biz hükümetiz, öyle aba altından sopa göstermeyi sevmeyiz. Kimse süreç gitti mi endişesine kapılmasın. Bu işin biteceği zaman da milletimize söyleriz.

“Çözüm sürecini bu aralar ağzımıza hiç almamak gibi bir ihtiyatımız olabilir. Çözüm sürecine biz mecbur ve mahkum değiliz. Çözüm süreci bizim için çok önemlidir ama bu sadece bizim için böyle değil ki. Çözüm sürecini sanki sadece biz istiyormuşuz gibi herkes her istediğini yapar ve istediğini söylerse… Çözüm süreci başarısız olursa herkes bunun altında kalır. Adadaki şahıs da dahil siyasi uzantıları da… Bizim gösterdiğimiz itina kadar ben de bu işte söz sahibiyim diyenlerin de dikkatli olması lazım. Onlar her istediğini söyleyecek biz de çözüm sürecine sahip çıkacağız; bu iş komediye dönüşür. Evet, çözüm sürecinde ısrarlı olmaya devam edeceğiz, bitiren taraf biz olmayacağız.

‘Türkiye macera heveslisi değil’

“Başta ABD olmak üzere IŞİD’e karşı koalisyona katılan ülkelerin kapsamlı bir görüşmeye ihtiyacı olduğunu belirtmiştik. Türkiye kendiğilinden her şeyini feda ederek bu işin içine giremez. Koalisyonun çıkarları ile Türkiye’nin çıkarları ne kadar örtüşürse bu işe öyle gireriz. Öyle aslansınız kaplansınız diye olmaz. Türkiye’nin istekleri ve talepleri var. Türkiye bir macera heveslisi değildir.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.