22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

ÇOCUĞUNU KAYBEDEN TÜM ANNELER BU MESELENİN MAĞDURU

İnsan hakları ve özgürlükler konusundaki girişimleriyle bilinen Memet Ali Alabora'dan Kürt açılımına destek geldi.

Çocuğunu kaybeden tüm anneler bu meselenin mağduru

30 Ağustos 2009 Pazar 11:06

Film ve dizi setlerinde, gara-jistanbul'da atölyede, eylemlerde meydanda, tiyatroda sahnedesiniz. Nerede durmanız gerektiğine karar verememek mi bu, yoksa her alanda yapmanız gereken bir işin olduğuna inanmanız mı? (Gülüyor)

Aslında baktığınız zaman o kadar da karmaşık değil, arkaya doğru baktığınızda öyle görünebilir. Mesela şu an Yedi Kocalı Hürmüz'ü çektik, garajistanbul'un yönetim kurulu üyeliğim var ve oradaki iki oyunda oynuyorum. Zaten orası çağdaş gösteriler alanında üretim yapan herkes için bir alan. Yedi Kocalı Hürmüz provalarla birlikte yedi haftalık bir süreçti, Kasım 20'de sinemalarda gösterime girecek. Yine bu sezonda İş Sanat'ta Çocuklar İçin 'Notada Yazmayanlar' isimli bir oyunumuz var. Ha, bunun yanında da aktivist olarak bazı kampanyalarda görev alıyorum. Bütün yaptıklarımı bir araya koyduğunuz zaman kalabalık ve birbirine benzemeyen şeyler ortaya çıkabilir ama sonuç itibarıyla zamanla bazı şeyleri yapabiliyor oluyorsunuz. Ama esas konsantrasyonum son üç sene itibarıyla garajistanbul. O da TV'de bir iş yapmamı engelliyor.

Bu işlerden sadece birini seçmeniz gerekse?

Ben garajistanbul'da var olmayı ve orayı var etmeyi dert ettim. Orada durmak bir seçimdi.

Eh bu seçimin üzerinden üç yıl geçmiş, var olma aşaması bitmedi mi?

Var oldu ama varlığını devam ettirmesi garanti altında değil hâlâ. Türkiye'de hâlâ bağımsız kültür kurumlarının kamu ya da kentlerden doğrudan destek almalarını sağlayan kanun yok. garajistanbul, 20 kişilik kadrosu yanında, bu yıl 200 sanatçının 64 farklı iş çıkardığı bir yer.

Bu garaja aracımızı park etmenin yıllık otopark bedeli var mı? (Gülüşmeler)

Garanti ve TAV, iki kurumsal hamisi. Bireysel destekçilere bu yıl önem vereceğiz. Yılda 1.000 TL katkıyla hem bir yıl konuğumuz oluyor, hem web sitesi, basılı malzemelerinde ve destekçi duvarında isminiz yayınlanıyor. Ya da yıllık 100 TL karşılığında üye olarak gösterilerden % 20 indirim kazanmak mümkün.

Sizi, Yedi Kocalı Hürmüz filmine çeken ne oldu?

Ezel Akay aradı ve 'Yedi Kocalı Hürmüz'ü yeniden çekeceğiz. Ama gerçeküstü bir komediyle gerçeküstü bir dünya kuracağız.' dedi, çok heyecanlandım buna. Zaten film çekimlerinde en keyifli ve zorlayıcı olan buydu.

Bu muydu, yoksa Ezel Akay'ın dediği, 'Mümkün olduğunca salak ve aptal kocalara ihtiyacımız vardı. Bunun için de iyi oyuncular seçtik.' sözleri mi? (Gülüşmeler)

Zaten filmin ana sözlerinden biri 'Güçlü kadınlar ve oyuncak adamlar üzerine bir film.' O oyuncak adamlardan birisi olarak kadın dünyası içinde yer almak güzeldi.

Yedi kocadan biri olmak moral bozucu değil mi?

Sonuçta bir karakter o, dolayısıyla her karakter bir bütüne hizmet eder. Bütün karakterler Ezel'in kurmak istediği dünyaya hizmet ediyor. O kadar iyi oyuncu kadrosu ile birlikteydik ki, yediden birisi olmak düşünülecek şey değildi.

İsmin önünde sürekli aktivist, eylemci, barışçıl etiketlerinin olması bir süre sonra rahatsız etmez mi insanı? Neredeyse bir ikoncan tadında bir yere doğru gitmiyor mu bu? (Gülüyor)

Ben başka bir işle de uğraşsaydım beni rahatsız eden meselelerle ilgili bir şey yapıyor olmak isterdim. Kariyer yapmak için aktivist olmadım. Tepki duyduğum, dile getirmek istediğim bir şeyi illa sokakta seslendirmek durumunda değilim, bazen bir kampanyanın örgütlenmesinde fikir vermek olabilir bu belki bazen tek başına Windows yerine Linux kullanmak olabilir. 

Öyle bir dünyadayız ki, artık herkes politik ve muhalif. Bu kadar genelgeçer bir şeye dönüşen bir düzlemde tasvip etmeyeceğiniz bir kitleyle birlikte olmak nasıl bir duyguya yol açıyor?

Herkes politiktir evet, çünkü çokluğun işi politika, ama herkesin politik olduğunu düşünmüyorum. Daha önceki dönemlere göre bu dönemde yaşayan herkesin dünyada olup bitenlerden daha çabuk haberdar olduğu bir gerçek. Ama herkesin politik bir derdi olduğunu düşünmüyorum. Politik olmak polisin işleriyle uğraşmak anlamıyla geliyor. Herkesin de uğraştığını düşünmüyorum. Bir eylem gerekiyor, bu evinizde politik oluşunuzdan arkadaşınıza karşı politik oluşunuza kadar devam edebilen bir eylemlilik hali olmalı. Bu anlamda ben de hem birçok insan gibiyim hem de değilim. Ben bir taneyim, ama herkes bir tane. Hepimiz bir yerimizden sistemin çarkına bir şekilde bağlıyız, o kadar dışında kalmak kolay değil. Dışarısı da içerisi de öyle çok kolay tanımlanan bir şey değil.

Sigara yasağının neresinde yer alıyorsunuz?

Sigara kullanmıyorum ama... (Gülüşmeler) Çok net çizgiler çekilmeye çalışıyor. Bir taraftan sigara içme hakkı yok mu mesela? Ben nargile ve puro içen biriyim. Bu da bir zevk yani... Zamanla oturan bir düzenleme olmalı.

Muhalif tavrınız çocukluğunuzdan mı geliyor?

Benim ailem politik bir aile sonuçta. Tabii bu politik ailenin çocukları politik olur anlamına gelmez. Gözünüzü açtığınız evde binden fazla kitap var mesela, ilişki kurduğunuz insanlar size politik bir iklim sunuyor. Çocukluğumdan beri de haksızlığa karşı durmaya çalışan biriydim. Mahallede çok kavga etmezdim ama hakkım için bütün okul hayatım boyunca kavga ettim. Yaramaz bir çocuktum ama çok da sevilirdim.

Hükümetin 'Kürt açılımına' nasıl bakıyorsunuz?

Türkiye'de bir Kürt meselesi var. Sadece o yok, birçok mesele var. 80 darbesiyle mi yüzleşeceğiz, 6-7 Eylül olaylarıyla mı, azınlık sorunlarıyla mı? O kadar çok var ki! Benim kuşağım için 80 darbesi var. 20 kişiyi çevirip 'Türkiye'nin önce hangi meseleyle yüzleşmesi gerekir?' deseniz herhalde 20 farklı cevap çıkar. Kürt meselesi son 25 yıldır çok canımızı yaktı. Bu meseleyle Türkiye'de yaşayan hepimizin ilişkisi var. Bu mesele şiddet olmadan çözülmeli. Bunun için ne yapılması, kiminle görüşülmesi gerekiyorsa, kiminle muhatap olunması gerekiyorsa yapılmalı.

Bu kişi Abdullah Öcalan bile olsa mı?

Bu meselenin çözümü için gerekliyse herkesle konuşulmalı. Amaç bu ülkede daha fazla çatışma ve şiddet olmaması, daha fazla annenin canının yanmaması. Annelerin girişimi çok önemli. Bu ülkede çocuğunu şehit veren anneler de, PKK'lıların anneleri de bu ülke vatandaşı ve onlar da bu meselenin mağduru.

Siz Kürtlere hak vermek biçimindeki söylemlerin gerçekçi olmadığını söylemiştiniz...

Bu birinde haklar var ve onu vermek demek. Hayır, biz birlikte yaşayabileceğimiz bir ülkenin hayalini kurmuyor muyuz? Bu ülkede birlikte, yan yana değil miyiz? Bu hakları bizden başka bize verecek birileri olmamalı.

Sezen Aksu'nun Kürt açılımına destek vermesi ve Başbakan'ı aramasına bazı sanatçılar karşı çıktı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Her tepki demokratiktir, düşmanlık üretmediği sürece. Sezen Aksu hükümetin izlediği yolun gerçekçi ve doğru olduğunu düşünmüş, bu kendi fikri. Hükümet bu sorunu çözmek istiyor, bu meselenin çözülmesi için istekliler. Ama ben bu konuda çok emin değilim, hükümete fazla güvenemiyorum. Türkiye'de birçok hükümet birçok adım attı ama ilerleme sağlanamadı. Ama bu mesele artık böyle kalamaz, çözülmek zorunda. Bu durumda ben (Düşünüyor) bu meselenin çözülmesini istiyorum. PKK'nın silahsızlanması, daha fazla çatışma olmamasının sağlanmasını istiyorum. Tanıdığım Kürtler, DTP'nin daha fazla muhatap alınması gerektiğini söylüyorlar. Bu sorun siyah-beyaz, iki taraflı bir kutuplaşma meselesine dönmemeli.

CHP ve MHP'nin tavrını nasıl karşılıyorsunuz?

İkisinin tavrı da bütün bu mesele içinde bana anlamlı ve sürece katkı sağlayan bir tavır olarak gelmiyor. Ne olduğunu kendi adıma anlamıyorum. Kim ne diyor, kim neye karşı, anlayamıyorum. Bir sürü meselede hep böyle oldu, hep bir fluluk oluyor her zaman. Darbe anayasasıyla yönetilen, üç askerî darbe görmüş, her dakika ayarıyla oynanmış bir ülkede meseleler de böyle devam ediyor tabii.

CHP ya da MHP'ye oy verdiniz mi hiç?

Hiç oy vermedim CHP'ye. MHP ve AK Parti'ye de vermedim.

Kürt meselesini bu partilerden birisi çözerse oy verir misiniz?

Böyle spekülatif bir soruya cevap vermek istemem. 

Cep telefonu kullanmıyorum ama 3G ilgimi çekiyor

Cep telefonu muhalifliği devam ediyor mu?

Muhaliflik değil, başlayamadım cep telefonuna. Zamanında almadım, ihtiyacım olmadı, sonra da kullanmadım. 3G meselesi cep telefonunun ayrı bir mecra olarak geleceğiyle ilgili kafamı karıştırıyor. 3G sadece haberleşmekten farklı iletişimin önemli mecralarından biri haline getirebilecek cep telefonlarını.

Evde neler yapıyorsunuz?

Yemek yaparım. Bilgisayarla uğraşırım. Fotoğraf çekerim.

Takıntı yok mu?

Kendi yaşadığım alanda CD'leri bestecilerin doğum tarihine göre dizmeyi severim. Düzenli olmayı severim. Elimi attığım şeyi orada bulmalıyım. İyi bir CD koleksiyonum var ama DVD koleksiyonum yok.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.