19 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Diyarbakır24°C
  • Ankara20°C
  • İzmir22°C
  • Berlin7°C

CHP'Lİ KABOĞLU: BUNUN ADI MONOKRASİ

CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, CHP Meclis grubuna yürürlüğe giren yeni sistemle ilgili sunum yaptı.

CHP'li Kaboğlu: Bunun adı monokrasi

13 Temmuz 2018 Cuma 15:02

CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, CHP Meclis grubuna yürürlüğe giren yeni sistemle ilgili sunum yaptı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 'Türk tipi başkanlık' veya 'a la turka yönetim modeli' gibi nitelemeleri yanıltıcı bulan Kaboğlu "Kurulan yönetim şekli olsa olsa, monokrasi (anayasa kuralları yerine tek kişinin üstünlüğü) olarak adlandırılabilir" dedi.

Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre, CHP Meclis grubu 9 Temmuz’da resmen yürürlüğe giren “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” için toplandı. Meclis’te basına kapalı yapılan grup toplantısında CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu yeni sistemde TBMM’nin yetki alanları ve yasama işlevi ile ilgili geniş kapsamlı bir sunum yaptı.

Kaboğlu’nun yaptığı sunum Yasama, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, TBMM’nin Yetki Alanı, Geçiş Dönemi: Anayasal Bilgilenme ve Hedef Gündemi ile Anayasa Çalışma İlkeleri olmak üzere beş başlıktan oluştu.

Kaboğlu, Yasama, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve TBMM’nin Yetki Alanları bölümlerinde yeni sistemdeki yetkiler ile bazı gri alanlar ve çelişkileri anlattı. Kaboğlu, “Geçiş Dönemi: Anayasal Bilgilenme ve Hedef Gündemi” başlıklı bölümde ise 24 Haziran seçimleri ile yürürlüğe giren sistemle ilgili “anayasal bilgi kirliliği” ile eş zamanlı bir “anayasasızlaştırma süreci” yaşandığını söyledi.

"SİSTEMİN NE OLDUĞU DEĞİL NE OLMADIĞI ÖNEMLİ"

Doğru bilgi ve söylemin önemine dikkat çeken Kaboğlu, “Doğru bilgi ile değer yargısı, daha doğrusu rejim tercihi birbirinden ayırt edilmeli: Örneğin, ben anayasa değişikliğini kıyasıya eleştiriyorum. Parlamenter rejimi kaldırıp başkanlık rejimini getirdiği için değil; “başkanlık rejimi iddiasıyla parlamenter rejim” kaldırıldığı halde, getirilen rejimin başkanlık olmadığı” halde, başkanlık olarak sunulması nedeniyle. Bu bakımdan; getirilenin ne olduğundan çok ne olmadığının saptanması öncelikli ve daha önemli” dedi.

"BU YÖNETİM OLSA OLSA MONOKRASİ OLUR"

Parlamenter rejim yerine getirilen sistemin başkanlık olmadığına vurgu yapan Kaboğlu şöyle devam etti:

“Hükümetin, cumhurbaşkanlığının ve sistemin olmadığı bir düzenlemeyi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırmak, bir yanılsama, hatta yalanın resmileştirilmesi ötesinde bir anlam taşımaz. Benzer şekilde yapılan düzenlemenin, ‘Türk tipi başkanlık’ veya ‘a la turka yönetim modeli’ gibi nitelemeler ile açıklanması yanıltıcı olur. Zira, bu tür nitelemeler, ‘kişi projesi’ iddiasını görmezlikten gelme yanılgısını beraberinde getirebilir. Bu nedenle, ne olmadığını söylemek, ne olduğunu söylemeye göre öncelikli olmalı; niteleme konusunda acele edilmemeli.”

“Anayasa değişikliği ile kurulan yönetim şekli olsa olsa, ‘monokrasi’ (anayasa kuralları yerine tek kişinin üstünlüğü) olarak adlandırılabilir” diyen Kaboğlu, monokrasi nitelemesinin, Anayasa değişikliğinden seçim kararına, seçim kampanyasından, “uyum” adı altında yapılan düzenlemelere kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını söyledi.

"MECLİS KHK’LARI AYIKLAMALI"

Kaboğlu sunumunda, yasa sayıları verilen OHAL Kanun Hükmünde Kararnamelerinin ayıklanmasının acil bir sorun olduğunu söyledi. Bu KHK’ların şekil, yetki, konu, zaman ve amaç bakımından, büyük ölçüde Anayasa’ya aykırı ya da hukuken yok hükmünde olmasına karşın Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmediğine dikkat çeken Kaboğlu şunları söyledi:

“Anayasaya ve hukuka aykırı öğeleri ayıklanmadan “torba kanun” uygulaması ile toptan yasalaştırılan KHK’ler, aslında yasa sayısı verilen metinler olup, içerik olarak bunların yasa özelliği bulunmamakta; bu nedenle bunlar, TBMM’nin öncelikli ve ivedi gündemi olarak hukuk düzeninden ayıklanmalıdır.”

"İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ ÖNEMLİ"

Yapılan Anayasa değişikliğinin TBMM ve Cumhurbaşkanı arasında yetki yarışına ilişkin birçok gri ve tartışmalı alan bıraktığını belirten Kaboğlu şöyle devam etti:

“TBMM, Ağustos 2014’ten bu yana giderek ivme kazanan ‘anayasızlaştırma’ sürecine karşı bilinçli bir mücadele vermelidir. Bu hedefte, İçtüzük çalışmalarının önemi yeniden belirtilmelidir. Şöyle ki; kurumsal muhalefet eksiği, siyasal işleyiş bakımından sistemin demokratik olmayışının başlıca nedenidir. Bu bakımdan, TBMM İçtüzük çalışmaları sırasında kabul edilecek hükümler ile sadece yasama organının işlevinin korunmasına değil, aynı zamanda genel olarak demokratik bir işleyişi sağlamak da önemli.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.