22 Kasım 2024
  • İstanbul11°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir18°C
  • Berlin2°C

CEZAEVİNDEN ÇIKINCA YILDIZLARA ÂŞIK OLDUM

Ceza ve tutukevlerinde sayıları 2000-2200 arasında değişen çocuk ve genç ve bulunuyor. Tutuklu ve hükümlü çocukların ayrı tutulması gerekirken, Türkiye’de bu da uygulanamıyor.

Cezaevinden çıkınca yıldızlara âşık oldum

03 Mart 2012 Cumartesi 09:59

Artan yoksulluk, göçlerin yol açtığı travmalar, etkisiz sosyal politikalar, eğitimsizlik gibi nedenlerle her geçen gün daha fazla sayıda çocuk suça sürükleniyor. 12-18 yaş arasındaki çocuklar aleyhine açılan davaların oranı dikkat çekici biçimde artıyor.

Yasayla ihtilafa düşen çocuklar ise kendilerine yönelik adalet mekanizmasının aksaklıkları nedeniyle yargılama süreçlerinde tüm hayatlarını etkileyecek yaralar alabiliyorlar.

Ceza ve tutukevlerinde sayıları 2000-2200 arasında değişen çocuk ve genç ve bulunuyor. Tutuklu ve hükümlü çocukların ayrı tutulması gerekirken, Türkiye’de bu da uygulanamıyor.

Hükümlü çocukların “eğitimevi”nde (eskinin ıslahevi) kalması gerekiyor. Ancak Türkiye’de yalnızca Elazığ ve İzmir’de eğitimevi bulunuyor.

‘İçeri girmeden biraz ilgilenselerdi’

Ceza infaz kurumlarından tahliye olan çocuklar, duygularını yaşadıklarını, hayal kırıklıklarını dile getirdiler:

• “Çocuk mu var evde yok mu hiç önemsemezlerdi, başka aileler öğle yemeğinde, akşam yemeğinde en azından çocuklarını eve çağırırlardı, en azından açlıklarını düşünürlerdi çocuklarının, bizimkilerde o da yoktu. Şimdiki aklım olsa kaçar giderdim o evden” (Yaş, 20).

• “Annemle hiç yaşamadım, hiç tanımıyorum. Babamdan da 9 yaşında iken ayrıldım ve amcama gönderildim. 9 yaşından beri görüşmüyoruz” (Yaş, 21).

• “İki kardeşimle beni babaannem büyüttü. Tabii ona büyütmek denirse, sabah kalkınca atardı bizi dışarı, bir daha akşama kadar eve almazdı. Yazın iyi oluyordu ama kışın çekilmiyordu. Komşular bu çocuklar nasıl hastalanmıyor diye şaşırırlardı” (Yaş, 16).

• “Para getiriyorsa iyi, getirmiyorsa kötü. O gün para kazanamadıysam eve giremezdim. İnsan çocuğuna bu paraları nereden buldun diye sormaz mı?” (Yaş, 20).

• “Arkadaş, dost kavramlarına cezaevine girdikten sonra farklı bakıyorum ve sadece bir tane dostum var o da suçu birlikte yaptığımız cürümüm. Onun da içinde kötülük yok, kara gün dostu.” (Yaş, 19).

• “Çok bunalıma girdim. Sonra koğuşta insanlar kendini kesip rahatlıyordu, bende de olmaya başladı. Her bunaldığımda kesiyorum kendimi, manda derisine döndü derim kese kese. Kısa kollu bir şeyler giyemiyorum artık. Size söz vermiştim bir daha kesmeyecem diye ama insan sözünü tutamıyor.” (Yaş, 17).

• “Tahliyesiniz dediler. Biz inanamadık. Akşam karanlığında tahliye olduk. Çıkar çıkmaz gökyüzüne baktım. Gökyüzüne hep başım dik bakardım, artık normal bakınca da gökyüzünü görebiliyordum. Yıldızlara, gökyüzünün o anki manzarasına âşık oldum. Ama oradan ben değil ‘içimdeki ağlayan çocuk’ dışarı çıktı. …(17)

• “Uzun bir süre, abuk subuk bir suç için içeride tutuyorlar, sonra cezan bitince başının çaresine sen bak diyorlar. Bizi yaşamımızdan kopartırken sordunuz mu içeri girer misiniz diye?” (Yaş,17).

• “Çıkınca ailem arkadaşlarınla görüşmeyeceksin dediler. Aslında ben onlar yüzünden içeri girdim, bunu unuttular, tek suçlu benmişim gibi davrandılar. İçeri girmeden biraz ilgilenselerdi…” (Yaş, 19). (Cumhuriyet)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.