CEMİL BAYIK İRAN YANLISI MI?
KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, BBC'ye verdiği söyleşinin ikinci bölümünde özel sorulara yanıt verdi.
28 Ağustos 2013 Çarşamba 04:28
KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, BBC Türkçe bölümünden Mahmut Hamsici'ye konuştu. İşte 2. bölüm...
“Bizi öcü olarak göstermek istiyorlar, biz öcü falan değiliz!”
Cemil Bayık’la Kandil’de yeşillik bir alanda röportaj için buluşmuşuz, plastik sandalyelerimize oturmuşuz, daha sorular sorulmamış ve onun ilk sözleri bunlar oluyor.
Üzerinde tüm PKK’lıların giydiği yerel kıyafet, göğsünde PKK bayrağı ile Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu bir rozet var.
İlk sözlerine bakılırsa, Bayık’ın KCK eş başkanlığına gelmesinden sonra Türk basınında çıkan iddialar Kandil’de de epey yankı bulmuş.
Bayık, Türk kamuoyunda çok merak edilen bir figür.
Abdullah Öcalan’dan sonra PKK’nın en etkili ismi olduğu iddia edilen, Öcalan’ın kendisi hakkında "Bu hareketin yüzde 50’sini ben, yüzde 25’ini Cemil, yüzde 25’ini diğer arkadaşlar yarattı" dediği söylenen, örgütün ilk kurucularından bir isim.
Son dönemlere kadar medyaya fazla konuşmaması onu daha da merak edilen bir konuma taşımış durumda.
Şahin lider iddiası
KCK’nın tepesindeki değişiklikten sonra Türk basınında çıkan haberlere bakarsak Bayık 'örgütteki şahin kanadın lideri', 'İran yanlısı' ve 'çözüm sürecinin düşmanı'.
Ona göreyse bu iddialar sadece yanlış değil, bilinçli bir 'psikolojik savaşın parçası'.
Örgüt içinde 'Cuma’ kod adıyla bilinen Bayık, PKK bünyesinde şahinler ve güvercinlerin bulunduğunu dillendirmenin amacının, "PKK’da sürece karşı olan şahin kanat göreve geldi" görüntüsü vermek ve çöküşün zeminini yaratmak olduğunu söylüyor.
"Yani KCK’daki görev değişikliğinin hiçbir özel anlamı yok mu?" Bayık’a göre kesinlikle yok.
Değişikliğin süreçten önce planlandığını, Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’taki mektubu üzerine bunu bir süre ertelediklerini belirtiyor.
Hatta daha da öncesinde KCK’nın bir önceki Başkanı Murat Karayılan’ın "Artık yeterli, ben değişeyim, ben başka görevler yapayım" dediğini ancak hareket olarak bunu o dönem kabul etmediklerini söylüyor.
İran yanlısı mı?
İran yanlısı olduğu iddiaları açıldığındaysa gülüyor ve "Buna çocuk bile inanmaz. Güler geçer" yorumunu yapıyor.
Bayık kendisi için Türkiye ile İran arasında Kürt sorununa yaklaşım açısından hiçbir fark olmadığını, birini diğerine tercih etmeyeceğini söylüyor.
İran yanlılığı iddialarının yanında, Alevi olduğunun da yazıldığını hatırlatınca da şunları söylüyor: "Ben Sünni mezhebinden gelen biriyim. Hatta onun da Hanefi kolunda olan biriyim. Benim anam, babam namazında, niyazında, hacca gitmiş insanlar. Alevi olmadığım halde Alevi gibi gösteriliyorum. Kaldı ki Alevi de olabilirim. Neden Alevi düşmanlığı geliştirilmek isteniyor?"
PKK’nın ideolojik-politik çizgisini belirleyen isimlerden biri olduğu iddialarını konuşmaya başladığımızda hemen ve çok keskin bir şekilde "Hayır" diyor ve arkasını şöyle getiriyor: "Bizim ideolojik çizgimizi belirleyen önder Apo’dur. Biz, o ideolojiyi kavramaya çalışıyoruz, onu yaşamsallaştırmaya çalışıyoruz."
Söyleşide 'siyasi sorular' bittikten sonra Cemil Bayık’la siyaset dışındaki ilgi alanlarını konuşuyoruz.
‘Eskiden Beşiktaşlı'ydım artık takım tutmuyorum’
"Benim bütün yaşamım, zamanım, bu toplumun insanını yeniden yaratmakla geçiyor. Zaman yetmiyor. Onun için uğraşacak başka bir şeye fırsat bulamıyorum. Fırsatım olsa ilgilenirdim elbet" diyor.
"Neyle mesela?" Bunun sorunca öğrencilik yıllarında 'müzikle, resimle, basketbolla, voleybolla ilgilendiğini' anlatıyor.
Anlattığına göre futbolla artık ilgilenemediği için takım tutmuyormuş. Tuttuğu dönemdeyse Beşiktaşlı'ymış. Zamanında bu tercihi yapmış çünkü Beşiktaş yoksulların takımı olarak görülürmüş.
Müzik olarak otantik müzikten hoşlanırmış. "Hangi şarkıcılar mesela?" deyince Aram Tigran, Ayşe Şan ve Meryem Xan’ın ismini veriyor.
Kitap olaraksa her alandan okumalar yaptığını son olarak bir Alman arkeologun Göbeklitepe’yle ilgili araştırmasını okuduğunu söylüyor.
Uzun söyleşi sırasında Kandil’de gün bitiyor, dolunay çıkıyor.
Kayıt bitince ilk karşılaşmada söylediklerini tekrarlıyor: "Yani biz öcü falan değiliz. Bizi gelsinler, bizden dinlesinler."
Vedalaşırken eller sıkılıyor ve son cümle geliyor: "İnşallah bir dahaki sefer Türkiye’de görüşürüz!"
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.