30 Nisan 2024
  • İstanbul13°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara12°C
  • İzmir13°C
  • Berlin12°C

ÇALIŞAN KADIN

Günümüz modern kadını geçmişin aksine, ekonomik özgürlüğüne sahip olmuş fakat başka kölelik kurumlarının tuzağına düşmüş bir şekilde tekrar köle durumuna getirilmiştir.

Çalışan Kadın

19 Aralık 2009 Cumartesi 19:22

 İyi bir eş ve iyi bir anne olmak zorunluluğu yanında modern kadın, bir taraftan evine çekidüzen veren, temizliğini ve ihtiyaçlarını karşılayan "iyi bir ev hanımı" olmalıyken, diğer taraftan da eğer çalışıyorsa, işini aksatmadan özenle, gayret ve istekle yürüten "iyi bir üretici" olma sorumluluğunu taşımaktadır.

Bütün bunlardan arta kalan vakit diliminde ise –zaman kalıyorsa- kendi ihtiyaçlarına bakacak, kendisiyle ilgilenecektir.

Sonuç itibariyle çağdaş modem kadın, üstlenmiş olduğu yada kendisine biçilen roller noktasında önemli sorunlarla karşı karşıyadır ve bu sorunlar çoğu kadında kimlik bunalımına yol açabilecek güçlü bir rol karmaşasını gündeme getirmektedir.

Günümüz modern kadını geçmişin aksine, ekonomik özgürlüğüne sahip olmuş fakat başka kölelik kurumlarının tuzağına düşmüş bir şekilde tekrar köle durumuna getirilmiştir. Çalışma hayatı ile beraber, bağımsızlık kapısı onu başka kölelik kapılarına götürmüştür. Yeni esareti için para kazanmak zorunda olan tüketici olmuştur. Özellikle sanayi devrimi sonrası kadın para, lüks, moda yani tüketiciliğin esiri olmuştur.

Her ne kadar bunu sorumluluğunu materyalist kapitalist düşünceye yorsak da, asıl sorumlu kadının kendisidir. Çünkü zaruri ihtiyaçları yerine geçici zevk ve lüksün etkisinde kalmıştır. Daha fazla özgürlük, daha fazla lüks içinde yaşama isteği ve daha fazla tüketim bunun kaçınılmaz sonucu olmuştur.

Çalışa kadının karşılaştığı sıkıntılar ise çalışma ortamından kaynaklanan yoğun iş temposu ve strestir. Kadının iş hayatında karşılaştığı zorluklardan biriside ayrımcılığa maruz kalmasıdır.

Ülkemizde kadınlar sadece cinsel ayrımcılık ve töre cinayetlerine maruz kalmamakta aynı zamanda kıyafetinden, inancından ve düşüncelerinden dolayısıyla da ciddi ayrımcılığa maruz kalmışlardır. Benim gibi yöneticilik sınavına girip sınav kazanan, erkek meslektaşlarım hale görevlerini ifa ederlerken aynı liyakat kariyer ve yeterliliğe sahip olan ben idarecilik görevinden men edildim. Bu da ciddi bir ayrımcılıktır kadına karşı. Hâlbuki kadınlar çalıştıkları her ortama nezaket ve zarafet kattıkları halde yinede ön yargılı yaklaşım ve ön yargılı bakış açısı çalışan kadının kariyer yapmasına engel olmuştur. Bırakın inanç hürriyetini, kadın erkek eşitliğini dahi içine sindirememiş bir yapının uzantısı hala devam etmektedir.

Eğitim işkolunda yöneticilik erkek işi olmaya devam ediyor. Eğitim sektöründe çalışanların %44’ü kadındır. Ancak yükselme ve mesleki gelişim imkânlarından yararlanma söz konusu olduğunda, kadınlar yöneticilik düzeyinde %5 oranında temsil edilmektedir. Bu konudaki eşitsizlik AKP’nin Milli Eğitim Bakanlığının uygulamalarıyla da sürdürülmüştür. AKP’nin kamuda kadrolaşma faaliyetlerinin en yoğun görüldüğü alanların başında Eğitim gelmektedir.

Sayın bakanımız Nimet ÇUBUKÇU, ücretsiz doğum izinlerinin emeklilik hizmet sürelerinden sayılması, eşinden boşanan ve çocukların velayetini alan kadınların aile yardımı alması konusunda ve süt izinlerindeki sorunların giderilmesi için girişimde bulunacağını taahhüt etmiştir. Kadınların yönetim kademelerinde yer alması için pozitif destek programlarının uygulanmasını doğru bulduğunu ve desteklediğini belirtmiştir. Son çıkan yönetici atama yönetmeliğine göre: Atölye, laboratuar veya meslek dersleri öğretmenlerinden mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları müdür yardımcılığına ve müdür başyardımcılığına başvuruda bulunanlar ile yatılı kız öğrencisi bulunan eğitim kurumu yöneticiliklerine başvuruda bulunan bayan adaylara, değerlendirme sonucu çıkan toplam puanın %15'i ayrıca ek puan olarak verilir.

İşyeri kültürünün erkek egemen oluşundan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Özellikle genç kadın öğretmenler ile boşanmış kadın öğretmen üzerinde idarenin himayeci yaklaşımı, onlara kol kanat germe bahanesiyle özel yaşamlarına karışılması ve denetlenmesi önemli bir rahatsızlık konusudur. İdarenin himayeci tutumu aynı zamanda evli ve bekâr öğretmenler arasında farklı uygulamalara da neden olmaktadır. Evli kadın öğretmenler yönetimler tarafından ev ve aile sorumlulukları nedeniyle kollanırken, bekâr öğretmenler daha ders ve iş yükü verilmektedir. Benzer biçimde aynı işyerinde çalışan yönetici ve erkek öğretmen eşlerine ayrıcalıklı davranılmaktadır

Bu haksız uygulamaların giderilmesi, çalışan kadınların durumlarının iyileştirilmesi için;

Objektif kriterler göz önünde bulundurulmadan performans değerlendirilmesine tabii tutulmalı çalışan kadınların dayanışma ve iş birliği içinde olması sağlanmalı.

! Toplam kalite yerine nitelikli eğitim olmalı.

! Boşanmış kadın öğretmenlerin özlük dosyalarına boşanma evraklarının
konulmaması ve il içinde okul değiştirme hakkı verilmelidir.

! Kadın idarecilerin sayılarının arttırılması için kota uygulaması
başlatılmalı,

! Mili Eğitim Müdürlüklerinde kadın öğretmenlerin sorunlarının
çözümüne yönelik birimler oluşturulmalıdır. ,

! Kadın-erkek çalışan sayısına bakılmaksızın, 50 çalışanın bulunduğu işyerlerine ücretsiz kreşlerin açılması, daha az çalışanın bulunduğu okulların ise ilçe kreşlerine bağlanması
ile kira, çocuk yardımı, sağlık karnesi gibi konularda ödeneklerin erkek eşe yapılması yönündeki devam ede gelen uygulamalar kaldırılmalıdır.

Aytaç Kılınç Çaman 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.