22 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir16°C
  • Berlin2°C

BÜYÜKLERİMİZ!

ilkehaber.com yazarı Hamid Omeri "Büyüklerimiz!" başlıklı yazısında son günlerde Kürt siyasetçilerinin sert tartışmalarına farklı bir pencereden bakıyor...

Büyüklerimiz!

09 Şubat 2012 Perşembe 17:47

Büyükler, sadece deyimlerde, atasözlerinde ve kültürlerde değil bizatihi hayatın kendisinde büyüktürler ve küçüklerini kollarlar. Küçüklerini kolladıkları ve onları bütün tehlikelerden gözleri gibi sakındıkları için gün geçtikçe çocuklarının gönüllerinde daha da büyürler.

Çocuklarının hayallerinde onlar zaten büyüktür; en güçlü, en akıllı en bilgedirler onlar.

Ama çocuklarını düşünemeyen o büyükler!

Kol kanat geremedikleri çocuklarını bir başlarına bırakırlar. Onları sokaklarda oyuncaksız, yollarda arkadaşsız ve yeryüzünde hayalsiz bırakırlar.

Utanırlar o küçük çocuklar. Hayıflanır büyümekte olanlar. Büyüklerinin dizi dibinde o çok sevdikleri büyüklerinin sözlerini dinleyerek boy verenler. Onların tecrübelerinden istifade etmek isteyenler. Bir nasihatleri için yıllarca bekleyecek olanlar. Söz onlara gelmediği sürece büyüklerinin karşısında söz etmeyecek o cocuklar kaygılanırlar. Ve kaygılanmakta haklılar.

O büyük odaların içinde kesinlikle onların yükarısına geçmeyecek olan o çocuklar Şêx Ehmedê Xanî’nin kendilerine yol çizen Yeni Baharını okuyarak yol alanlar, kaygılanırlar.

Heyhat !

Kaygılandıkları kendileri değil aaslında. Utandıkları kendileri değil. Büyüklerinin birbirlerine ettikleri sözlerden dolayı ne söyleyeceklerini bilemediklerinden dolayı utanırlar. Kendilerine bir oyuncak dahi vermeyen, kendileri ile sohbet etmeyen, kendilerini sevmeyen, sarılmayan büyüklerinden dolayı içlerine çekilirler. Kendilerini çektikleri o iç dünyayı ise daha da içerilerine çekerler.

Bu halde nefes almaya çabalarlar. Hayalden ve telden yaptıkları arabalarının ve ülkelerinin renklerini ve tekerleklerini bir türlü düzeltmeyi beceremezler. Elleri tutmaz bir türlü.

O cocuklar büyüklerini severler.

O cocuklar büyüklerinden korkarlar.

O cocuklar büyüklerine hürmet ederler.

O cocuklar büyüklerinin kendilerine büyük hayaller ve iklimler bağışlamasını beklerler.

Ahhh!

Bizim gittikçe çocuklaşan büyüklerimiz.

Gün geçtikçe kendinden geçen büyüklerimiz.

Biz evlatlarını şişenin dibini bulduktan sonra sevmeye yeltenecek sarhoşlar gibisiniz son günlerde. Sarhoşlar, o kendilerinden geçme hallerinde bir türlü başedmedikleri tedbirsizliklerinin, keyfiliklerinin hal dilinden de geçerek büyüyen ve kocayan ellerini titrete titrete; çoğu zaman büyüklüklerine ve er kişi olmalarına yediremedikleri bir damla gözyaşlarını da gözlerinin çukurundan elmacık kemiklerinin üzerinden kaydırark, hemen oracıkta bitiveren sakallarının ve bıyıklarının altına saklarlar.

Biz yine de sizleri seviyoruz ama sizler bizleri utandırıyorsunuz.

Bizleri utandırıyorsunuz…

Saçlarınız ağardı hepinizin ama bizleri utandırmaya devam ediyorsunuz.

Biz habire birilerinden özür bekliyoruz ya yok artık ben vazgeçtim.

Sizler; bizim saçları ağaran ve dökülen büyüklerimiz, önce birbirinizden özür dilemekle başlayın. Sonra da biz küçüklerini, birlikte yaşadıklarının karşısında utandırdığınız için ya evlerinize çekilin ya da çıkıp hepimizin gönlünü alın.

Bu bizim hakkımız.

Bizler, sizler kadar yaşamasak da, saçlarımız henüz dökülüp ağarmış olmasa da, görkemli iklimleri yazmış olmasak da bir Diyarbekirli, bir Amudêlî, bir Mahabadli, bir Erbilli, bir İstanbullu olarak birbirimize daha yakınız.

Biz her gün Şêx Ehmed’ın Nûbihara Biçûkan’ını okuyup hayallarimizi zinde tutuyoruz. Siz de ya Nûbihar’dan başlayın tekrar ya da alın bir Dîwan ve ne olur sadece çocuklarınız için tekrar büyümeye başlayın.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.