22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara12°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

BLOK SEÇİM BEYANNAMESİNİ AÇIKLADI

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku seçim beyannamesi, eski BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından açıklandı.

Blok seçim beyannamesini açıkladı

07 Mayıs 2011 Cumartesi 02:50

BDP'nin desteklediği 'Özgürlük Bloku' seçim beyannamesini açıkladı

BDP'nin desteklediği Emek ve Demokrasi Bloğu seçim beyannamesini açıkladı. Demokratik özerk yönetimlere vurgu yapan eski BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş seçildikleri takdirde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, YÖK'ün ve Milli Güvenlik Kurulu'nun kaldıracaklarını söyledi.

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun seçim beyannamesinin tam metni

7 başlıkta hazırlanan seçim beyannamesini BDP'nin desteklediği Emek ve Demokrasi Bloğu Bağımsız Milletvekili adayları okudu.

Seçim beyannamesinin açıklandığı toplantıya, BDP Genel Başkanı Hamit Geylani de katılırken, açıklamaya BDP'nin desteklediği çok sayıda milletvekili adayı katıldı. Açıklamayı BDP Eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yaparken, Türkiye'nin girmiş olduğu seçim sürecinin, ülkede de emek, barış, demokrasi ve özgürlük getirmesi açısından önemli bir fırsat olacağına inandığını belirterek, "AK Parti Hükümeti bu süreçte artık çağ dışılığı, yapanları tarafından bile kabul edilmeyen 12 Eylül Anayasası'nın yerine özgürlükçü bir anayasanın yapılmasına çeşitli oyalama ve bahanelerle yanaşmazken, sadece devleti ele geçirmesinin önünde bulunan yasaları değiştirmekle gerçek yüzünü ortaya koymuştur.

Bloğumuz, esasında Türkiye'de sistemin ötekileştirdiği, inkar ettiği, imhaya tabi tuttuğu, asimilasyon süreçleriyle eritmeye çalıştığı, dışladığı bütün toplumsal kesimleri esas almaktadır. Tekçi sistem ve politikalara karşı demokratik ulus çözümü ve yaklaşımıyla hareket etmektedir. Eşit vatandaşlık hakkı kadar, bireysel ve kolektif hakların özgürce kullanılabildiği, bütün toplumsal kimliklerin, cemaatlerin, grupların, cinsiyetlerin kendisini ifade edebildiği ve örgütleme imkanına kavuşabildiği toplumsal yapı, bloğumuzun esasıdır.

12 Haziran seçimleri; halkı hiçbir zaman ülke yönetimine dahil etmeyen ulusalcı-milliyetçi kesimlerle, başka bir statüko yaratarak yeni bir zulüm dönemini sürekli kılmak isteyen Yeliş faşizmi esas alan kesimlere karşı, 'Biz de varız ve var olmaya devam edeceğiz' diyenlerin oluşturduğu ittifakımızın siyaset sahnesine damga vuracağı bir seçim olacaktır. Savaş ve çatışmalara karşı çözüm; inkar, baskı ve zorbalığa karşı demokrasi; sömürü, işsizlik ve yoksulluğa karşı daha iyi bir yaşam için imkanlar hiç olmadığı kadar güçlü bir şekilde ortaya çıkmıştır ve çözüm her zamankinden çok daha yakınlaşmıştır.

Baskı, inkar, asimilasyon ve Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrarın devam ettiği, Anadilinde eğitim ve savunma hakkının engellendiği, Kadına yönelik her türlü ayrımcı uygulamanın, baskının, şiddetin, kadın katliamlarının tırmandığı, Gençlerin YGS, LGS ve KPSS gibi sınavlar yüzünden dershane kapılarında süründüğü, işsizliğin pençesinde çırpındığı, Borç batağına saplanmış yığınlarda; açlık, işsizlik ve yoksulluğun kol gezdiği;, Kamu hizmetlerinin tasfiye edilerek özelleştirildiği; Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik haklarının gasp edildiği; Sömürünün derinleştirildiği, emekçilerin sürekli hak kaybına uğradığı, Örgütlenme hakkının kısıtlandığı ve sendikaların sürekli baskı altında tutulduğu; Siyasi partilerin kapatıldığı; İnsan hakları savunucularının, seçilmişlerin, muhalif siyasetçilerin tutuklandığı; Muhalif basın yayın organlarının susturulduğu; Sürekli çatışmalı ortamın diri tutulduğu 'bugünkü Türkiye'yi değiştirecek tek güç biziz" dedi.

28196

"12 Eylül darbe anayasasının hiçbir meşruiyetinin kalmadığı bir dönemde, özgürlükçü, demokratik, eşitlikçi, halktan yana bir anayasayı hep birlikte inşa edeceğiz" diyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Herhangi bir ideolojiyi dayatmayan, ulusu ve vatandaşlığı etnik temelde tanımlamayan, devletin yetkilerini sınırlayan, bireysel-kollektif haklara dayalı, emekten yana, cinsiyet özgürlükçü, doğaya saygıyı insana saygıyla bir tutan, Türkiye'nin bütün farklı kültürlerini, inançlarını, değerlerini koruyan yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız. Anayasa yapmayı sadece parlamentoya bırakmak yerine; bir anayasa hareketi şeklinde uzun soluklu bir halk mücadelesi ile hem taleplerimizi görünür kılacağız, hem de anayasayı halkla birlikte inşa edeceğiz. Hiç kimsenin demokratik, barışçıl çözüm dışında bir seçeneği arzulamadığı Kürt sorunu da artık bu dönemde kesinlikle çözülmek zorundadır.

Geçmiş yılların muhasebesini vicdanlarımıza danışarak yapmak ve Kürt Sorunu nedeniyle halen akmakta olan kanı durdurmak bir vaat değil, bir görevdir artık. Halk barış için bu kadar istekli ve umutlu iken, AKP'nin oyları ve çıkarları uğruna yeniden savaşın başlamasına izin vermeyeceğiz. Bir yandan çatışmadan beslenen öte yandan kendisi dışında herkesi savaş yanlısı ilan eden AKP'nin iki yüzünü de teşhir edeceğiz ve kalıcı barış için inisiyatif alacağız. Sorunun demokratik siyaset zemininde çözülmesi için projelerimizle, pratiğimizle kalıcı barışı sağlayacağız. Hiçbirimizin 30 yıl daha yaşanacak bir savaşa, kaybedilecek tek bir cana, yitirilecek servete tahammülü kalmamıştır. Türkiye toplumunun yıllardır özlemini duyduğu, kalıcı bir barışın sağlanması için iktidar başta olmak üzere tüm kesimlerin siyasi ve ekonomik rantlarını bir tarafa bırakıp samimi bir yaklaşım ile çözüm iradesi ortaya koymaları, Kürtlerin talep ve beklentilerini dikkate almaları ve üç yıldır İmralı'da süren görüşmeleri bir an önce müzakere sürecine dönüştürmeleri gerekmektedir.

Çözümsüzlükte direten, halkların birlikte, barış ve kardeşlik içinde yaşaması yerine siyasi ve ekonomik rantları için savaşa, karmaşaya, acıya ve gözyaşına Türkiye toplumunu mahkum eden bütün iktidarlar gibi AK Parti hükümetini de tarih karşısında hesap vermeye zorlayacağız, çözümü iktidardan medet umarak değil, kendi öz gücümüzle ve kararlılığımızla bizler ortaya çıkaracağız" dedi.

"Siyasi partilerde lider sultasına kesinlikle son verilecek, tabanın, seçmenlerin, üyelerin parti yönetiminde etkili olduğu ve kararlara doğrudan katılabildiği düzenlemeler yapılacaktır" diyen Demirtaş, Siyasi partilerdeki kadın ve gençlik yapılanmaları özerk meclisler şeklinde düzenleneceğini ve parti politikalarında doğrudan etkili olmalarının sağlanacağını söyledi.

"Seçim barajı tümden kaldırılacaktır" diyen Demirtaş, "Cinsiyet kotası ile yönetimde temsil kademelerinde eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılık yapılacaktır. Eş başkanlık sistemi yasallaştırılacaktır. Siyasi partilere yapılan hazine yardımı seçime girme yeterliliğine sahip bütün partilere eşit olarak dağıtılacaktır" ifadelerini kullandı.

'Demokratik özerk yönetimler kurulacak'

'Katı merkeziyetçi, farklılıklara kapalı, ulus devlet yapıları bir süredir temel tartışma konusu ve demokratikleşmenin güncel sorunu haline gelmiş durumda. Sorunun kendisini çok acil bir şekilde dayattığı ülkelerden biri de Türkiye'dir" diyen Demirtaş, demokratik özerkliği kuracaklarını belirterek, "Türkiye'de de ulus devlet tekçi üniter algı ile inşa edildiği için farklı kimlik, kültür, cins ve inançlar yok sayılmış, baskılanmış ve inkar edilmiştir. Bu anti-demokratik anlayış, insan hakları meselesini de bireysel haklar temelinde ele alarak üniter devlet adına topluluk haklarını, bir başka deyişle kolektif hakları yok saydı. Halkın yönetime katılımı önüne engeller koyarak, devleti kutsallaştırdı. İdari yapının demokratikleştirilmesi için çözüm önerimiz, bölgesel yönetimler şeklinde tanımladığımız demokratik özerk'liktir. Demokratik öz yönetim anlamına gelen Demokratik Özerkliği, demokratik Cumhuriyet'in özüne uygun niteliklerinin pekiştirilmesi olarak görmekteyiz.

28197

İddia edildiği üzere bölünmenin ve parçalanmanın değil; demokratik birliğin, doğrudan ve katılımcı demokrasi modelinin güvencesi olacak olan Demokratik Özerklik' in hayata geçirilebilmesi için yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte siyasi ve idari yapılanmada köklü bir reforma gidilmesi gerekmektedir. Bu temelde Türkiye sosyo-ekonomik yapılarına göre 20-25 özerk bölgesel yönetime ayrılacak. Merkezi yönetimle, yerel yönetimler arasında idari ve siyasi yönetim organı olarak işlev görecek bu özerk bölgesel yönetimler işleri kolaylaştıracak ve hızlandıracak, halkın yönetime doğrudan katılımını sağlayacak, demokratikleşme açısından önemli bir adım olacaktır. Bu idari modelde, birbiriyle yoğun bir şekilde sosyo-kültürel ve ekonomik ilişki içinde bulunan komşu illeri kapsayan, yapı olarak seçimle iş başına gelen il genel meclislerine benzeyen adem-i merkeziyetçi bölgesel meclis olacaktır. Bu meclisler Türkiye'nin bölgesel özgünlüğüne göre siyasi ve idari olarak hukuki, siyasi güvenceye ve kimliğe kavuşturulmalıdır.

Bu bölgesel meclisler, eğitim, sağlık, kültür, sosyal hizmetler, tarım, denizcilik, sanayi, imar, çevre, turizm, telekomünikasyon, kadın, gençlik, spor ve diğer hizmet alanlarından sorumlu olacaktır. Dışişleri, maliye ve savunma hizmetleri de merkezi hükümet tarafından yürütülecektir. Emniyet ve adalet hizmetleri merkezi hükümet ve bölge meclisleri tarafından ortak yürütülecektir. Tüm ülkede geçerli olan resmi dil Türkçe'nin yanında, bölgeler kendi özgün ihtiyaçlarına göre başka dilleri de ikinci, üçüncü dil olarak kullanabilecektir.

Bölge meclisleri gelişmişlik düzeylerine ve nüfusa göre her yıl merkezi hükümetin aktardığı bütçenin yanında, kendi yerel gelir ve gelir kaynaklarından pay alarak hizmetlerin yürütülmesini sağlayacaktır. Az gelişmiş ve yoksul bölgelere merkezi yönetim tarafından pozitif ayrımcılık uygulanacaktır. İttifakımız, böyle bir yapılanmayla demokratik cumhuriyet'in inşasında önemli bir aşama kat edileceğine inanmaktadır. Böylece Cumhuriyet'in ilk kuruluş aşamasından bugüne kadar gerçekleşmeyen idari ve siyasi demokratikleşmeyi hayata geçirecektir. Emek, Demokrasi ve Özgürlük adayları olarak, Demokratik Özerkliği sadece Kürt sorununun çözümünde değil; bir bütün Türkiye'nin idari yapısının demokratikleştirilmesinde, toplumumuzun kültürel zenginliğini gözeterek çağdaş ölçülerde özgürlükçü ve katılımcı demokrasiye ulaşmada da güçlü bir seçenek olarak görmekteyiz" dedi.

'YÖK ve MGK kaldırılacak'

Demirtaş, YÖK ve MGK'yı da kaldıracaklarını, Korucuların ise orman ve çevre işlerinde istihdam edileceğini söyledi. 'HSYK'nın yapısı adalet teşkilatının lehine yeniden düzenlenecek, bu kurul aracılığıyla siyasi etkiye son verilecektir. Kurul; hakim ve savcı kurulları olarak iki alt birime ayrılacaktır" diyen Demirtaş, "İstiklal Mahkemelerinin güncel uygulaması olan Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılacaktır. Hücre tipi cezaevleri kapatılacak, diğer cezaevleri ise insan onuruna yakışır bir şekilde yeniden düzenlenecektir. Cezaevleri sadece 'dışarıda bulunma hürriyetini' kısıtlayan mekanlar olacaktır, işkence merkezi olmaktan çıkarılacaktır. Bölge istinaf mahkemeleri faaliyete geçirilecektir. Hakim ve savcı atamalarında ideolojik tutum ve partizan yaklaşımlara son verilecektir. Herkesin kendi anadilinde hizmet alabileceği yargı koşulları oluşturulacaktır. Basit uyuşmazlıklar ve anlaşmazlıkların çözümünü kolaylaştırmak, toplumsal barışı ve dayanışmayı artırmak amacıyla sivil halk mahkemeleri olarak görev yapacak 'barış ve adalet komisyonlarının' kurulması ve faaliyete geçmesi desteklenecektir" dedi.

'Siyasi af gelecek'

Demirtaş, siyasi af getireceklerini belirterek, "Sistem muhalifi oldukları için yıllardır baskı ve tutuklama ile karşı karşıya olan tüm siyasi tutsakların ayrımsız bir şekilde özgürlüğüne kavuşması sağlanacaktır. Önündeki tüm yasal ve idari engeller kaldırılacak, uluslar arası insan hakları belgelerine uygun bir standart getirilecektir. Muhalefeti bastırmak için her fırsatta hükümetler tarafından kötüye kullanılan Terörle Mücadele Yasası tümden kaldırılacaktır" şeklinde konuştu.

'Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılacak'

"Herkesin dini inançlarını ve dünya görüşü çerçevesinde sosyal hayatını özgürce yaşamasının önündeki her türlü engel kaldırılacaktır" diyen Demirtaş, "Bu çerçevede başörtüsüne konulan fiili ve idari bütün yasaklara son verilecek, bu nedenle mağdur olmuş herkesin mağduriyeti giderilecektir. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılacak, bunun yerine özerk bölge meclislerine bağlı inanç özgürlüğü kurulları kurulacaktır. Vatandaşların her tdürlü ibadetlerini özgürce yapmalarını (veya yapmamalarını) gözetmek bu kurulların temel görevi olacaktır. Cemevleri ibadethane statüsüne kavuşturulacak, zorunlu din dersleri yerine dinler tarihi ve din bilgisi dersleri seçmeli olarak müfredata konulacaktır" dedi.

Dokunulmazlıkların kaldırılacağını belirten Demirtaş, "Dokunulmazlıklar kaldırılacak, Milletvekili, bürokrat, hakim-savcı vb. kesimlerin ayrıcalığına son verilecektir. Sadece ifade özgürlüğü çerçevesinde kürsü dokunulmazlığı korunacaktır. İşsizlik sigortasından yararlanma koşulları çalışanlar lehine yeniden düzenlenecek, işsizlik ödeneği yeterli bir seviyeye çıkarılacak, Kamu emekçilerinin ücretleri ve diğer bütün çalışma koşulları, toplu sözleşmelerle belirlenecek.

Kamuda birçok işkolunda yürütülen sözleşmeli personel uygulaması kaldırılarak çalışanlar kadrolu hale getirilecek, iş güvencesinden ve sosyal haklardan yararlandırılacak, iş güvencesi kapsamını daraltan düzenlemelere son verilecek, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku olarak sosyal korumanın kapsamının genişletilmesi için, sosyal devletin temel görevlerinden olan sosyal harcamalara daha fazla pay ayrılması gerektiğini savunuyoruz. Toplumdaki hiçbir bireyin belirli bir gelir seviyesi altına düşmemesini garanti edecek, geliri, asgari gelir seviyesinin altında kalanları bütçeden aktarılacak kaynakla destekleyecek düzenlemeler gerçekleştirecektir. Gelir düzeyi düşük aileler sosyal yardımlarla desteklenecek, kimsesizler koruma ve güvence altına alınacak" diye konuştu.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.