22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır14°C
  • Ankara17°C
  • İzmir21°C
  • Berlin3°C

BİSMİL OLAYLARI ARAŞTIRMA RAPORU AÇIKLANDI

Diyarbakır Bismil İlçesinde meydana gelen olaylarda ateş açılması sonucu ölen ve yaralananlarla alakalı olarak rapor hazırlandı.

Bismil olayları araştırma raporu açıklandı

06 Mayıs 2011 Cuma 13:23

Diyarbakır Bismil İlçesinde meydana gelen olaylarda ateş açılması sonucu ölen ve yaralananlarla alakalı olarak rapor hazırlandı.

Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde, 20.04.2011 günü meydana gelen toplumsal olaylarda açılan ateş sonucunda Halil İbrahim Oruç'un yaşamını yitirmesi, Abdulkerim Gümüş ve Gültekin Kuşlu'nun ateşli silah ile yaralanması iddiası raporlaştırıldı.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Emin Altun, Mazlumder Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdurrahim Ay, İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi ve MYK Üyesi Şevket Akdemir, İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi ve MYK Üyesi Av. Serdar Çelebi, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Şemsettin Koç, Diyarbakır Barosu Saymanı Av. Devrim Barış Baran ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkez Yöneticisi Av. Duygu Demirel'den oluşan heyetin; görgü tanıkları, kaymakam ve belediye başkanı ile gerçekleştirdikleri görüşmeler raporlaştırılarak kamuoyu ile paylaşıldı.

Mazlumder Diyarbakır şubesinde şube başkanı Abdurahim Ay'ın heyet adına okuduğu raporda gözlem ve tespitler şu şekilde özetlendi:

AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR:

Heyetimiz şu noktaların ivedilikle açığa kavuşturulması gerektiğinin altını çiziyor.

*Gösteriler sırasında polise silah kullanma emri verilmiş midir, verilmiş ise kim ve hangi şartlarda silah kullanılması emri verilmiştir?

*Görgü tanıklarının anlatımları, video ve fotoğraf görüntülerinden anlaşıldığı üzere maktul Halil İbrahim Oruç, vurulma yerinden yaklaşık 60- 70 metre ilerde toprak yığınları üzerinde yattığı anda bir polis memurunun kendisine tekme atıp cop ile vurduğu, yine hem görgü tanığı beyanlarında hem de olay anındaki fotoğraflarda açıkça görüldüğü üzere 7-8 tane polis tarafından Abdulkerim GÜMÜŞ'ÜN yaralı halde dövüldüğü görülmektedir. Bu eylemleri gerçekleştiren güvenlik güçleri tespit edilmiş midir? Tespit edilmiş ise haklarında idari ve adli soruşturma başlatılmış mıdır?

*Polislerin en azından 15 dakika boyunca maktulün hemen yanında bulunduğuna dair kayıtlar mevcuttur. Polisler neden maktulü acil olarak bir sağlık kurumuna ulaştırma çabasına girmemiştir? Otopsi raporuna göre iç ve dış kanama (kan kaybı) sonucu yaşamını yitiren Halil İbrahim ORUÇ'un hastaneye erken götürülmesi halinde maktulün kurtarılma ihtimali bulunmakta mıydı?

*Maktul İbrahim ORUÇ'un yerde yattığı esnada olay yerinde bulunan polis memurları ve maktulün kurtarılmasına yönelik herhangi bir girişim içinde olmadıklarına ilişkin görüntüler mevcuttur. Bu ihmali davranışları nedeniyle olay yerindeki polis memurları hakkında idari veya adli bir soruşturma yürütülmüş müdür?

*Olay anında, olay yerinde bulunan sivil ve resmi polislerin kimlikleri tespit edilmiş midir? Silahları balistik incelemeye tabi tutulmuş mudur? Maktul ve diğer yurttaşların ölüm ve yaralanmasına sebep olan silah/ların hangi polise/lere ait olduğuna ilişkin bir neticeye varılmış mıdır veya bu yönde bir inceleme yürütülmekte midir?

KANAAT VE SONUÇ:

*Olayın meydana geldiği yer, olay yeri görüntüleri ve görgü tanıklarının anlatımları birlikte değerlendirildiğinde güvenlik güçlerinin meydana gelen olaylara farklı bir müdahalede bulunma imkânının bulunmasına karşın silah kullanma yoluna başvurduğu,

*Özellikle olayda 1 yurttaşın ölümü ve 2 yurttaşın ise ateşli silahla ile yaralanmış olması nedeniyle güvenlik güçlerinin bilerek, isteyerek ve hedef gözeterek kalabalığa doğru ateş ettiği bir insanın yaşam hakkını ihlali ile kişilerin vücut bütünlüğüne kastettiği,

*Güvenlik güçleri yasalarca düzenlenmiş olan silah kullanma yetkisine riayet etmeksizin her hangi bir uyarı dahi yapmadan doğrudan kişilerin hedef alınıp ateş edilmesi ve sonucunda yaşam hakkı ihlal edilmesinin "yargısız infaz" durumunu doğurduğu,

*Maktul İbrahim ORUÇ'UN yerde yattığı esnada olay yerinde bulunan polis memurlarının imkân olduğu halde maktulün kurtarılmasına yönelik herhangi bir girişimde bulunmadıklarından ihmali suretle ölüme sebebiyet verdikleri,

*Görgü tanıklarının ve bizatihi mağdurların çoğunun konuşmaktan çekinmesi veya kimliklerini gizlemeleri istemeleri nedeniyle bölge insanının Emniyet Teşkilatına ve Adli Makamlara güvenlerinin kalmadığının,

*Özelikle yaralıların olay yerinde dakikalarca tutulması ve hastaneye götürme hususunda girişimlerde bulunulmamış olması da dikkate alındığında güvenlik güçlerinin, olaylara taraflı yaklaştığı, yasaları dikkate almadığı, yasaların kendilerine verdiği yetkilere göre görev yapmadıkları ve kişisel duygularına göre olaylara yaklaştığı, Kanaatine varılmıştır. 

TALEP:

1-) Olayın oluş şekli ve 1 yurttaşın ölümü ve 2 yurttaşın ateşli silahla yaralanmış olması da dikkate alınarak olayda silah kullanan güvenlik güçlerinin tespiti için ivedi ve etkin bir soruşturmanın derhal başlatılması, kastı, kusuru veya ihmali olanlar hakkında gerekli yasal sürecin bir an önce başlatılarak adli ve idari soruşturmanın yapılması ve bu konuda kamuoyunun bir an önce aydınlatılması gerektiği,

2-) Özelikle bölgede yaşanan toplumsal olaylarda buna benzer birçok yaşam hakkı ihlali yaşanmaktadır. Kamuoyunda faillerin polis olarak adres gösterildiği bu ve buna benzer olaylarda her nedense failler tespit edilememekte savcılılarca yürütülen soruşturma neticesinde fail tespit edilemediğinden dolayı dosyalarda daimi arama kararları verilerek dosyalar zamanaşımına terk edilmektedir. Toplumsal olaylarda polislerin yaşam hakkının bu kadar kolay ihlal etmesinin bilinçli ve sistematik bir şekilde yapılıp yapılmadığının araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonunun kurulmasını Talep etmekteyiz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.