BİLİM ADAMLARI AVATAR'IN "PANDORA"SINI ARIYOR
Bilim adamları üç boyutlu film Avatar'a konu olan "Pandora" gibi yaşanabilir gezegenleri bulmanın mümkün olduğuna inanıyor.
05 Ocak 2010 Salı 12:10
Fantastik uzaylılar ve onların Dünya benzeri yaşanabilir gezegenleri...
En son "Avatar"da bunun bir örneğini gördük... Mavi Na'viler yeşillikler içinde cennet gibi bir gezegende "Pandora"da yaşıyor... Sonra "kötü kalpli" insanlar gelerek onların harika yaşamlarının içine burunlarını sokuyorlar...
Bu aslında klasikleşen ancak her zaman kendine izleyici bulabilen bir hikaye... Nitekim kısa sürede en çok hasılat yapan 4'üncü film olmayı başaran ve bir süre sonra bu unvanı eline geçirmesi beklenen Avatar'da bunun bir örneği...
İnsanoğlu her zaman Dünya'ya benzer bir gezegen olup olmadığını ve oradaki yaşamı merak ediyor...
Bilim adamları Hubble ve Kepler gibi teleskoplarla insanoğlunun bu öğrenme ve merak açlığını gidermek için harıl harıl çalışıyor. NASA'nın önderliğindeki bu çalışmaların tek bir amacı var: O da "Pandora"yı yani yaşanabilir bir başka gezegeni bulmak...
Greenwich Gözlemevi'nde çalışan astronom Colin Stuart teleskoplarla metan ve oksijen gazlarının işaretlerini aradıkları söylüyor ve ekliyor:
"Eğer bu iki gazı bulduysanız 'yaşam' bulabilirsiniz".
Kepler ilk gezegenlerini buldu
Güneş Sistemi'nin dışında Dünya'ya benzer gezegenler bulmak için Mart 2009'da uzaya gönderilen Amerikan uzay teleskobu Kepler, ilk beş dış gezegen keşfini yaptı, ancak bunların yaşam barındırması için çok sıcak olduğu belirtildi.
Amerikan uzay araştırmaları kurumu NASA'nın Ames Araştırma Merkezindeki Kepler bilimsel ekibinin sorumlusu William Borucki, bu gözlemlerin güneş sistemlerinin nasıl oluştuğunu ve yıldızları ile gezegenlerini doğurmak için kozmik gaz ve toz diskinden nasıl geliştiğini anlamaya olanak sağladığını belirtti.
Borucki, bu hafta Washington'da başlayan 215. Amerikan Astronomi Birliği (AAS) toplantısı sebebiyle basına yaptığı açıklamada, bu keşiflerin aynı zamanda Kepler'in gözlem cihazlarının iyi çalıştığını ve tüm hedeflerini yerine getirebileceğini gösterdiğini kaydetti.
Kepler'in büyükten küçüğe dış gezegenlere son derece hassas ışın yoğunluğunu ölçmeye yarayan "fotometre" cihazının keşfettiği dış gezegenler, büyüklükleri ve aşırı sıcaklıklarından ötürü "sıcak Jüpiter" kategorisine dahil ediliyor.
Kepler 4b, 5b, 6b, 7b ve 8b adı verilen bu yeni 5 dış gezegenle birlikte, 1995'ten beri diğer teleskoplarla keşfedilen dış gezegen sayısı 415'e yükseldi.
Kepler'in keşfettiği bu beş dış gezegenin en küçüğü Neptün, en büyüğü ise Jüpiter'den daha büyük.
Bir gaz devi olan Jüpiter, Dünya'dan 317 kat büyüklüğüyle Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni.
Bu beş dış gezegen, yıldızlarının etrafında 3,3'den 4,9 güne varan sürelerde dönüyor. Bu da bu gökcisimlerinin yıldızlarına çok yakın bulunduğunu, yüzey sıcaklıklarının lavın akıcı durumundan daha yüksek sıcaklık olan 1200 ile 1648 derece santigrat arasında olduğunu ve bilinen yaşam biçimine olanak tanımadığını gösteriyor.
Bu dış gezegenler, ayrıca Güneş'imizden çok daha büyük ve sıcak yıldızların yörüngesinde bulunuyor. ABD'nin Maryland eyaletinin başkenti Baltimore'daki Uzay Teleskop Bilimi Enstitüsünden astrofizikçi Mario Livio, bu keşfin ardından, eğer uzayda, bir yıldızın etrafından insanların yaşamasına izin verecek mesafede bulunan ve ne çok sıcak, ne çok soğuk kayalık gezegen varsa onu bulacaklarını söyledi.
Kepler uzay teleskobu, 12 Mayıs 2009'da hizmete girmişti. Geçen Mart ayında uzaya fırlatılan uzay teleskobu Kepler, hiçbir sınıflandırmaya girmeyen iki gök cismi de keşfetmişti. Gizemli gök cisimleri bir gezegen için çok sıcak, bir yıldız olması için ise çok küçük boyutlarda. Kepler projesinin başında bulunan Bill Borucki, her iki gök cisminin bir yıldızın etrafında döndüğünü ve yıldızlarından binlerce derece santigrat daha sıcak olduğunu bildirmişti.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.