22 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara9°C
  • İzmir17°C
  • Berlin2°C

'BEN DE EYLEMDE DAYAK YEDİM'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Habertürk'te Türkiye'nin Nabzı programında Didem Yılmaz Arslan'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

'Ben de eylemde dayak yedim'

23 Nisan 2011 Cumartesi 11:54

12 Haziran'da yapılacak genel seçimler öncesinde partisinin seçim bildirgesini açıklayan Kılıçdaroğlu, hedeflerinin her ilden milletvekili çıkarmak olduğunu söyledi. Şimdiki CHP'nin geçmişte yalnızca sahil kesimlerinden oy alan CHP'den farklı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "CHP'ye yönelik önyargıların yıkılmasını" istedi. İşte Kılıçdaroğlu'nun sözleri:

BAĞIMSIZ ADAYLARA VETO

Yüksek Seçim Kurulu'nun 12 bağımsız adayı veto etmesi ve yapılan itirazla geri adım atmasıyla sonuçlanan süreci Kılıçdaroğlu, şöyle değerlendirdi: "Temel neden yüzde 10 seçim barajı. Baraj nedeniyle bağımsız aday olarak çıkıyorlar. YSK veto ederse başka birini koyamıyorsunuz.

Türkiye'de demokrasinin kalitesinde bir sorun var. Sorun ortaya çıkınca parlamentoyu toplayalım dedik. Popülizm dediler. Ben ilk kurultayda yüzde 10 seçim barajının kaldırılması gerektiğini söyledim.

YSK bir karar aldı, büyük tepkiler oluştu. YSK karar vermeden başka merciler karar vermişti. Bu bizi rahatsız ediyor. Bir yargıyla ilgili karar başka otoriteler tarfından verilmemeli.

Yargı mensuplarını suçlamak istemiyorum. Sonuçta yasalara göre karar veriyorlar. Ama daha sonra oluşan tepkiler üzerine geri adım atıldı. Bu arada olan oldu. Bir haftada Türkiye bütün enerjisini bu alana ayırdı."

"MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞI"

Kılıçdaroğlu, "Krizi aşmak için getirdiğiniz öneriyle Kürtler'e mesaj mı verdiniz?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Hayır barajın altında kalma olasılığı olan bütün partiler için söyledim. Örneğin Abdüllatif Şener, Sivas'tan bağımsız giriyor. BDP de öyle... Sonuçta yasayı dolanıyorsunuz. Hukukta yasayı dolanmak ahlaki değildir. Ama siz öyle bir yasa çıkarmışsınız ki bunu yapmak zorunda bırakıyorsunuz. Ölen gencin sorumlusu bana göre siyaset kurumudur. Bunları düzeltmek çok mu zor.

Milli iradeden söz ediyoruz. Benim verdiğim oylarla bir milletvekili çıkıyorsa bu milli iradedir. Benim verdiğim oyla başka bir vekil çıkıyorsa bu milli irade hırsızlığıdır.Hem '12 Eylül'e karşıyım' diyeceksiniz hem de 12 Eylül'ün yasasına sahip çıkacaksınız. İstikrar

olmazmış... Yüzde 10 olmayan yerlerde nasıl istikrar oluyor. Ortada zaten istikrar olsaydı 9 yılda bu kadar mali af çıkmazdı. Bizim aradığımız istikrar demokrasinin çalıştığı, kuralların işlediği, insanların hayatından memnun olduğu sistemdir."

"HER İLDEN MİLLETVEKİLİ HEDEFLİYORUZ"

"Ben bütün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının oylarını istiyorum. Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler... biz beraberiz zaten. Bu coğrafyada barış içinde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bir partinin oylara talip olması kadar doğal bir şey yok."

Önceki seçimlerde daha çok sahil kesimlerinden CHP'ye oy çıkmasıyla ilgili Kılıçdaroğlu, "Bu seçimlerde CHP Türkiye'nin her tarafında olacak. 81 ile de gideceğim. Belki geçmişte daha fazla gidebilirdik. Gitmedik. Benim bütün yurttaşlarımdan beklediğim CHP'ye karşı önyargılarını yıksınlar. Geçmişte öyleydi... Şimdiki CHP'ye baksınlar. Biz o bölgelere gidiyoruz. Özel projelerimiz var. CHP kadar proje açıklayan başka bir siyasi parti yok.

Her ilden milletvekili çıkarmayı hedefliyoruz. O bölge insanının bize güvenmelerini istiyoruz. Bir parti lideri hapishane sözü verdi, ben onlara fabrika sözü veriyorum. Sağlıklı bir demokrasi olsaydı o partinin lideri sıfır oy alırdı. Hiçbir lider hapishane sözü vermedi. Tek kişi Recep Tayyip Erdoğandır."

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Cezaevi'ni, barış müzesine dönüştürmek istediklerini kaydetti.

"HERKES KENDİ KİMLİĞİYLE ŞEREF DUYMALI"

Kılıçdaroğlu, Kürt ve Alevi sözcüklerini kullanmasıyla ilgili soruya da şu yanıtı verdi: "Daha önce de defalarca kullandım. Özel bir vurgu yapmadım. İnançlar ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyorum. Kürt kimliğini eğer bir insan rahat kullanamıyorsa bu benim sorunum demektir. Bir yurttaş 'Ben inancımı özgürce yerine getiremiyorum' diyorsa ben onun inancını özgürce yerine getirebilmesi için çalışacağım. Herkes kendi kimliğiyle şeref duymalı, bizim de saygı duymamızı istemeli... Ama o kimliği kullanırken sorun yaşıyorsa onu çözmek de bizim görevimizdir."

"ASKERLE UZUN SÜREDİR İLİŞKİMİZ YOK"

"Siyaset kurumu sorunu çözemedi. Sorun askere havale edildi" diyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin ordu ile ilişkilerine yönelik soru üzerine şunları söyledi:

"Biz askerle uzun süredir herhangi bir ilişkimiz yok. CHP ile ordu arasındaki ilk olumsuz tablo İsmet İnönü'nün genel başkan, Ecevit'in genel sekreter olduğu döneme rastlar. Nihat Erim hükümetine Ecevit, bakan verilmemesini istemiştir. İnönü verince de Ecevit istifa etmiştir. Bu hep değişmenin, yenilenmenin sonucu... Ordumuzu seviyoruz. Merkez Bankasını da seviyoruz... Yani devletin kurumlarına saygılıyız.

Bu kurumlar devlet için çalışırlar... TSK hukukun içinde kalarak ve siyasetin emrinde görev yapan bir kurumdur. Çok sık eleştirmek doğru değildir. Moralini yıkarsanız olmaz. Orduyu severiz kışlasında, orduya saygı duyarız kışlasında...

"BDP İLE DE AKP İLE DE GÖRÜŞÜRÜZ"

Kılıçdaroğlu, BDP ile ilişkilerinin nasıl olacağının sorulması üzerine şunları söyledi: "Hiçbir partiyi üvey evlat yapmak gibi düşüncemiz yok. Her parti bizim için saygıdeğerdir. Kürt sorununu çözmeye kararlıyız. Bu sorunu çözerken de toplumsal mutabakat yapmaya kararlıyız. BDP ile de AKP ile de bir araya geleceğiz. Siyaset kurumu çözüm üretmezse o sorun derinleşmiş olur. AKP çözsün, bize uygun gelirse biz de destekeleriz.

Ana dil yasağını kaldırmak için ilk kanun teklifini CHP verdi. O zaman AKP bile yoktu. Sorunu elbette tartışalım. Önemli olan sorunu nasıl çözeceğiz. Bize hiçbir şey söylenmedi. Sayın Başbakan da bize geldi. 'Ben şöyle çözeceğim' diye gelmedi."

Kılıçdaroğlu, TRT Şeş ile ilgili soruya da "Devletin kontrolünde bu olmaz dedik. Bölge halkı da bunu söylüyor. Biz özgürlüğü öteden beri savunan bir partiyiz. Ana dilde de özgürlüğü savunan bir partiyiz" şeklinde yanıt verdi.

ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ DEĞİL, RO-RO

Üçüncü köprünün İstanbul trafiğine çare olmayacağını savunan Kılıçdaroğlu, "Trakya'da ro-ro seferleri düzenleyebilirsiniz. Maliyeti çok daha düşüktür. Üstelik çevre kirliliği büyük ölçüde olmayacak. Bunlar için büyük planlara gerek yok. Ama birilerinin cebi dolmadığı için bu sorun çözülmez." dedi.

CİHANER VE HABERAL'IN ADAYLIĞI

Kılıçdaroğlu, bazı Ergenekon sanıklarının adaylığı ile ilgili eleştirilere de yanıt verdi:

"Herkes aday olabilir. Bir kişinin yasal olanakları varken 'Niye aday oldun?' diyebilir miyiz... Haberal ne yaptı? Bir üniversite kurdu, bu ülkede cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Parlamentoya derinlik kazandıracaktır. Türkiye'de sağlık konularında önemli adımlar atacaktır."

TUNCAY ÖZKAN NEDEN ADAY DEĞİL?

"O da değerli bir insan. Başvuran diğer adaylar da var. Olmadı, sonuçta partinin bir kararı var. Sayın Özkan'ı ben tanırım, değerli bir insan."

"ERGENEKON OFİSİ"

Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın "CHP Ergenekon'un ofisi" eleştirisinin hatırlatılması üzerine de "Başbakan, Ergenekon'un savcısıysa doğru söylüyor! Biz halkın ofisiyiz. Başbakan milletvekili seçilemiyordu. Anayasayı Recep Tayyip Erdoğan milletvekili seçilebilsin diye biz değiştirdik. İnsan biraz utanır. Biz demokrasiye inandığımız için siyasi partiler yasasını bir kişi için değiştiriyoruz. Şimdi bizi suçluyor. Adama gülerler. İnsan geçmişini unutursa artık kendini farklı bir konumda görür, firavunlaşır.

Sabah akşam CHP'yi suçluyor, biz yolumuza devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda yasadışı telefon dinlemelerine izin veren hakim ve savcılardan da hesap soracağını sözlerine ekledi. 

"BEN DE EYLEMDE DAYAK YEDİM"

Kılıçdaroğlu, YGS'deki şifre skandalıyla ilgili eleştirilerini yaparken Didem Yılmaz, "Siz de öğrenciyken eylemlere katıldınız mı?" diye sordu. Kılıçdaroğlu, üniversitede birtakım eylemlere katıldığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Eylemde şiddet gördünüz mü?" sorusun karşılık da ''temiz bir dayak yediklerini'' söyledi.

FENERBAHÇELİ

Kılıçdaroğlu, soru üzerine tuttuğu takımın da Fenerbahçe olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, eşinin siyasete alışıp alışmadığına yönelik soruya karşılık da eşinin başlangıçta siyasete ilişkin çekinceleri olduğunu ancak şimdi başbakanlığa eşinin de hazır olduğunu söyledi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.