22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara10°C
  • İzmir17°C
  • Berlin0°C

BEDİÜZZAMAN, KÜRD VE KÜRDİSTAN TABİRLERİNİ KİTAPLARINDAN SİLMİŞ Mİ?

Bediüzzaman eserlerinden “Kürd”, “Kürdistan” ... kelimelerini çıkartmış mıdır?

Bediüzzaman, Kürd ve Kürdistan tabirlerini kitaplarından silmiş mi?

19 Eylül 2013 Perşembe 11:44

Yakın bir zaman önce, Üstad’ın hayattaki talebelerinden Tillolu Said Özdemir ağabeyle görüştüm. Said Özdemir, Risale-i Nur’un tab’ ve neşir vazifesinde, bizzat Üstad tarafından yetkili kılınmış varislerden biridir. Ve kendisi, bu vazifeyi 1952 yılından beri yürütmektedir. Hâlihazır, İhlâs-Nur Neşriyatının sahibidir. İlerlemiş yaşına rağmen bazı TV, Radyo programlarına, seminer ve konferanslara da katılmakta; Risale-i Nur ve Üstad’a dair hatırat ve malumatlarını kamuoyuyla paylaşmaktadır.

Said Özdemir ağabeyle görüşmemde, kendisine bazı sorular sordum; tahrifatlarla ilgili kafalardaki istifhamlara cevaplar aradım. Belki vaktin darlığından, belki sıhhatinin elvermeyişinden, belki beşeriyet muktezası bazı ön kabul ve önyargılarından ve belki de – maslahat gerekçesiyle– söz konusu tahrifatlarda bizzat medhalinin oluşu gibi nedenlerle, sorularıma tatminkâr cevaplar alamadım. Sorduğum sorular, özetle şunlardı:

1 – Üstad, henüz hayattayken yüzbinlerce Nur nüshalarının el ve teksir makinesiyle (eski yazıyla) neşredildiğini biliyoruz. Neşredilen bu nüshaların Üstad’ın tashihinden geçtiğini de biliyoruz. Neden bu güne kadar bu musahhah (tashihli) Külliyat’tan bir adedi tarafınızca ya da diğer naşirlerce piyasaya sürülmemiştir? Malumunuz, yeni yazıyla neşredilen Külliyat’ta bazı tebdil ve tağyirlerin yapıldığına dair şüpheler var; bu şüphe ve şaibelerin izalesi adına musahhah bir Külliyat’ın ortada olması elzem değil mi? Şayet bu tebdil ve tağyirler, Üstad’ın bilgisi dâhilinde ya da onun talimatıyla olmuş ise, bunun dahi belgelenmesi lazım gelmez mi?

2 – Birinci soruyla alakalı olarak, Münazarat’ın ilk 1/3’lük kısmı, İşaratu’l-İ’caz’ın Münafıklara dair kısmı (12 ayetin tefsiri), Mektubat’ta Vehhabîler bahsi, Lem’alar’da Dokuzuncu Lem’a, Lemâ’at’ta 1/3’lük kısmı... neden bizzat sizin de bastırdığınız eserlerden çıkartılmıştır. “Çıkarılsın” talimatını Üstad vermiş ise, bunu teyid ve tevsik eden bir mektup ibraz edebilir misiniz?

3 – Divan-ı Harb-i Örfî ve Münazarat gibi eserlerde yapılan köklü değişiklikler (çıkarmaların dışında) neye binaen yapılmıştır? İddia ettiğiniz gibi, şayet bu değişiklikler, Üstad’ın tasvip ve tensibiyle yapılmış ise, bunu belgeleyebilir misiniz? Başka bir ifadeyle, Üstad’ın tashihinden geçmiş nüshalardan birer numune ibraz edebilir misiniz?

4 – Hâlihazırda neşir vazifesini yürüten yayınevlerinin neşretmiş oldukları Külliyat’ların birbiriyle uyumlu olmaması, birçok kısımlarında büyük farklılıkların görülmesini nasıl izah etmeliyiz? Bu değişiklikler Üstad’ın tashihine istinad ediyorsa, buna dair Üstad’dan bir izahat var mı; verebilir misiniz?

5 – Dördüncü soruyla bağlantılı olarak, siz de diyorsunuz ki: Benim bastırdığım Tarihçe-i Hayat’ta, Barla Hayatı kısmında geçen “Muasır medeniyet seviyesine ulaştıracağız gibi maskeli ve sureta parlak kelâmlarla iğfalatta bulunarak Komünizm rejimine zemin hazırlanıyordu” ifadesi, diğer yayınevleri tarafından çıkartılmıştır. Bu açıkça bir tahrifat örneği değil mi? Bir neşriyat varisi ve Üstad’ın talebesi olarak bu tahrifata neden müdahale etmediniz? Bu sessizlik, tahrifatçıları cesaretlendirmiş olmadı mı? Hâlbuki yapılan tahrifatlar; çıkartma ve değiştirmelere mukabil bir lahika neşretmeniz gerekmez miydi? Yapılan tahrifatlara “dur” demeniz gerekmez miydi? Emanetin korunması, özellikle sizlerin omuzlarında değil miydi?

Hâsılı, sorduğum bu sorularıma makul ve mukni cevaplar beklemek hem benim, hem de konuyu takip edenlerin en tabii hakkı iken, maalesef ve maatteessüf, ağabeyimizin getirdiği izahlardan kendim tatmin olamadığım gibi, bu hususta şüphesi olanlardan hiç kimseyi de tatmin edeceğine ihtimal vermiyorum. Zira muhterem ağabeyin cevapları, cevap olmaktan çok kestirip atmak kabilindendi. Mesela, “Üstad’dan duydum”, “Üstad bana söyledi”, “Belgeye ne gerek var; ben varım ya”, “Yalan söyleyecek değilim ya”, “Üstad çıkartılsın dedi”, “Üstad değiştirilsin dedi”… kabilinden tamamen sübjektif ve indî mülahazalar...

Devamı için...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.