24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara0°C
  • İzmir7°C
  • Berlin11°C

'BDP’YE ‘RET’ YOK, ÖNERİLERİ İNCELENİYOR'

Radikal yazarı Deniz Zeyrek'in '35. madde bu kez değişiyor BDP'nin önerileri inceleniyor' başlıklı yazısı...

'BDP’ye ‘ret’ yok, önerileri inceleniyor'

23 Haziran 2013 Pazar 09:09

Toplumsal olaylar, biraz da iktidar, muhalefet fark etmeksizin siyasetin yetersiz kalmasından kaynaklanır.

Gezi olayları, hem iktidarın hem muhalefet partilerinin toplumsal dinamikleri analiz etmekte zorlandıklarını, daha çok kendi taraftarlarının talep ve beklentilerine göre bir siyasi duruş inşa ettiklerini ortaya çıkardı. 2011’de iki kişiden birinin oyunu alarak iktidara gelen bir parti olarak AK Parti’nin önünde iki yol var:

* Sokaktan gelen rahatsızlık homurtularını, uluslararası komplonun yönlendirdiği, bilinçsiz, basiretsiz, darbeci heveslere alet olan bir akım olarak niteleyip ‘dik durma siyaseti’ diye anlatılmaya çalışılan gerilim siyasetini yükseltmek.

* Rahatsızlıkların kaynağındaki tıkanıklıkları aşabilmek için gerekli reformları başlatamasa bile, reform yapma iradesini ortaya koymak.

İlki büyük ölçüde yapıldı zaten. Bazen komik duruma düşme pahasına, bazı görüntüler, fotoğraf kareleri, bağlantılar ‘derin ilişkiler’ olarak kamuoyuna sunuldu ve bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından meydanlarda dile getirildi. Ancak geçmişteki gibi bir sonuç elde edilemedi. Darbeciler, faiz lobisi, dış mihraklar gibi kalıplar, sokağa yansıyan, hiçbir siyasi partiyle ilişkilendirilemeyen, şiddete mesafe koyan, orantısız bir zekâyla şehir şehir yayılan o tepkiye uymadı.

O halde, sıra ikincisini denemekte. Yani insanları günlerce görülmemiş polis şiddetine rağmen sokaklarda tutan yanlışları tespit edip reform adımlarıyla bertaraf etmekte. Bunun için de uzun araştırmalara gerek yok. AK Parti’nin 27 Eylül 2012’de Büyük Kongre’de ilan ettiği 62 maddelik manifestoya bakmak yeterli. “Seçimlerle ilgili mevzuatın topyekûn gözden geçirilmesi”, “Temsilde adaletin sağlanması için tedbirler alınması”, “Anadilde kamu hizmetlerine erişim”, “Bağımsız kolluk denetim merkezinin kurulması”, “Kişisel verilerin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması”, “Darbelerin dayanağı olan mevzuatın ayıklanması” bu vaatlerden bazılarıydı.

AK Parti’nin 62 vaadinin gerçekleşmesi, sadece Türkiye’nin demokrasisine seviye atlatmaz, aynı zamanda çözüm sürecinin hayati önemdeki ikinci aşamasının da büyük ölçüde tamamlanmasına katkı sağlar. Adalet Bakanlığı, 3 ve 4. paketlerde AK Parti içinden gelen direnişe rağmen önemli bir duruş ortaya koydu ve 62 vaat içinde kendisine düşen (tutuksuz yargılama imkânlarının arttırılması, yargılama sürecinde AİHM içtihatlarının etkin kullanılması gibi) taahhütlerin önemli bir bölümünü yerine getirdi. KCK sanıklarının büyük bölümünün bu düzenlemelerin ardından tahliye edilmesi, propaganda suçunun yeniden düzenlenmesi, tutukluların eşle görüştürülmesi, anadilde savunma, yadsınamayacak reformlar olarak mevzuata dahil oldu. Ancak hükümet, siyasi partiler ve seçim yasalarında, darbe mevzuatının gözden geçirilmesinde, kolluk güçlerinin bağımsız denetiminde vaatlerini şu ana dek rafta tuttu. Yüzde 10’luk seçim barajı hâlâ Demokles’in kılıcı gibi siyasi partilerin üzerinde sallanıyor. Son olarak Gezi olaylarında orantısız güç kullanan kolluk kuvvetleriyle ilgili soruşturmalarda bir kez daha ihtiyaç duyulan ‘bağımsız kolluk denetimi’ hâlâ hayata geçirilmedi. AK Parti kişisel verilerin korunması için yasal düzenlemeler vaat ederken MİT’in kamu ile iş yapan bütün vatandaşlarının her türlü bilgisine erişebildiği ortaya çıktı.

BDP’ye ‘ret’ yok

Neyse ki Adalet Bakanlığı’nın yeni bir paket üzerinde çalıştığı bilgileri gelmeye başladı. BDP’lilerin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüşmesinde ortaya koyduğu 25 maddelik paket de hükümet tarafından reddedilmedi.

Devamı için

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.