BDP'DEN AK PARTİ'YE SURİYE ÖNERİSİ!

"3 yıldır devam eden KCK operasyonları dünde devam etti. Dün sabah Türkiye güne başladığında yaklaşık 20 ilde baskın yapıldı. KESK Genel Başkanı ve 71 sendikacı gözaltına alındı."

BU OPERASYONLAR AKP'NİN YÜRÜTTÜĞÜ OPERASYONLARDIR

Birçok ilde yapılan operasyonlarla 71 sendikacı gözaltına alındı. KESK Türkiye'nin kamu emekçilerinin sendikal haklarını kazanmasında en güçlü mücadele veren konfederasyonudur. Günümüzde hükümetin baskıcı politikalarına karşı en aktif mücadeleyi veren sendikadır.

Çok açık söylüyoruz bu tablo kendisine 'demokrasiyle yönetiliyorum' diyen hiçbir ülkede yaşanmaz.

Bunlar hakkında suçlama varsa sendika merkezleri basılmadan da yapılabailir. Ama AKP zihniyeti bu operasyonları ihtişamla saatlerce süren aramalarla olağanüstülük yaratıyor.

Bu operasyonların AKP'nin yürüttüğü operasyonlardır. Biz soruyoruz güvenceli iş istemek, kayıt dışı ekonomiye karşı çıkmak, KCK'ye karşı çıkmak KCK'li olmaksa KCK'li olalım. Bunların hangisine suç denir? Böyle yargılama olabilir mi?

Biz aslında biliyoruz KESK en güçlü muhalefet odağı olduğu için, emeğin hakkını teslim ettiği için, taşerolaşmaya karşı olduğu için, Kürt sorununa karşı olduğu için susturulmak isteniyor. KESK savaşa değil sağlığa ve eğitime bütçe ayırın dediği için susturulmak isteniyor. Buna izin vermeyeceğiz. Hepimiz KESK'li olmalıyız. Bu operasyonun karşısında olmalıyız. Buna sessiz kalırsak bu operasyonları herkesi cezaevine gönderen süreci devam ettirecekler.

BU KÜRTLERE KARŞI YAPILAN OPERASYONDUR

KESK operasyonunda gözaltına alınan Kürt sendikacılar. Sağlık emekçilerine yönelik operasyon yapılır Sağlık emekçisi Kürtler gözaltına alınır. Kadın çalışmalarında Kürt kadınlarına yönelik basınlar yapılır.Kürt gazeteciler, aydınlar, yazarlar... açıkça AKP hükümeti Kürtlere karşı ayrımcı operasyon yapıyor.

Bu ülkede AKP iktidarının emrinde olan mahkemelerle KÜRT operasyonu yapılıyor. Bugün cezaevlerindeki tutuklularının tamamının Kürt olması başka türlü izah edilmez. Kürt sorununu devlet terörü ile baskı altına alma zihniyetidir.

Kimse bu operasyonlardan Kürtler örgütlenmekten vageçecek diye zannetmesin.

İçeride bu kadar zulüm, ayrımcılık var ama Başbakan'ın gündeminde yok. Başbakan emrini veriyor, mekanizmayı kurmuş işletiyor. Emrindeki memurlar bu baskıyı yürütüyorlar. Başbakan'da bize çıkıp Ortadoğuya barış getiren hakların haklarını savunan nutuklar atıyor.Kendi ülkesindeki yangını söndüremiyenin başka ülkedeki yangını söndürmesi mümkün değildir.

Başbakan'ın Orta Doğuyla, Suriye ile ilgilndiği kadar Sayın Başbakan bir zahmet içerdeki sorunlarla da ilgilensin. İçerdeki sıkıntıları yokmuş gibi gösteremez.

Suriye'deki gelişmeler herkesin kaygıyla izlediği hepimizinde kaygıyla takip ettiği gelişmelerdir. Türkiye'nin uçağının düşürülmesini büyük üzüntüyle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Bu konuda Sayın Başbakan partilere gerekli teknik bilgileri vermek üzere davette bulundu. Bize gerekli bilgiler sunuldu.

KRİTİK ZİRVEDE BİZE BU BİLGİLER SUNULDU

Bize sundukları bilgiler kamuoyu ile paylaştııkları bilgilerdir. Uçağın Malatya'dan kaktığı, eğitim için gittiği, Suriye karasularını kısa bir süre ihlal ettiği yönündeki teknik bilgilerdir.

Bu konuda biz Türkiye'nin haklarını kullanarak konunun takipçi olması gerektiğini diplomatik girişşimleri yapması gerektiğini ve kamuoyunu tam bilgilendirmek zorunda olduğunu ifade ettik

Birkez daha tüm Türkiye kamuoyuna ifade etmek istiyoruz Yaşanan olaydan dolayı bundan sonraki süreçte daha kötü sonuçlar doğurabilecek davranışlarda bulunulmaması gerekiyor. Telafisi olmayan yollara girilmemesi gerekiyor.

İki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Evet bu uçaiğın düüşürülmesi kapsamında Türkiye hakkını aramalıdır. Uluslararası hukuku kullanarak hakkını aramalıdır. Ancak bu konuyu AKP hükümetini Suriye politikasından ayırarak bir şeyler söylemek istiyorum

Bizler hala AKP hükümetinin Suriye politkasını açıklığı ile bilmiyoruz.Açık bilgi paylaşılmamıştır. Kamuoyunun fikri alınmamıştır. Suriye'de kan akıyor müdahale sürecinde ne yapalım dememiştir AKP hükümeti. Biz bunu öneriyoruz.

Bu bu kadar kritik süreçte tek başına politika belirleme hakkını iktidarına vermez. Demokratik çevreleri ile bu konuyu tartışmalı siyasi partileri ile süreci paylaşarak politika oluşturmalıdır.Bunu yapmadığı sürece milli mutabakat araması doğru yaklaşım değildir.

Tarihin kritik sürecinden geçiyoruz. Suriye'deki sürecin nereye gideceği tartışmalı.

Biz sadece bilgilendirme değil bizim görüşlerimizinde kıymetli olduğu bir paylaşım beklediğimizi söylüyorum

Kürtlerin özerlik talebiyle ilgili görüşü nedir açıklasın. Oradaki insanların yaşam güvencesi ne olacak görüşlerini açıklayabilir. Biz Suriye politikası konusunda kamuoyunun dikkatli olması yakından takip etmesi konusunda kendini hazır tutması lazım.

Biz askeri operasyondan yanan değiliz diyorlar ama gidişhat nereye doğru bundan kaygı duyuyoruz. Kamuoyunun beklentilerini karşılayan politikaya AKP dönmelidir.

2 Temmuz'da KCK dava başlıyor. Açıkcası partimizin tüm faaliyetlerini bu dava kapsamında mahkum etmeye çalışan bir yaklaşım var. 2 Temmuz'da hepimiz Silivri'de olmalıyız.

Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı.