22 Kasım 2024
  • İstanbul11°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir18°C
  • Berlin2°C

BAYKAL: "ERGENEKON'A SELAM OLSUN"

Baykal, “Şimdi Ergenekon’da bu toplumun, bu cumhuriyetin, bu devletin bağımsızlığı, Atatürk ilkeleri için mücadele edip de ızdırap çekmekte olan insanlara da selam olsun diyorum.

Baykal: "Ergenekon'a selam olsun"

09 Eylül 2009 Çarşamba 17:33

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Şimdi Ergenekon’da bu toplumun, bu cumhuriyetin, bu devletin bağımsızlığı, Atatürk ilkeleri için mücadele edip de ızdırap çekmekte olan insanlara da selam olsun diyorum. Onların mücadeleleri de boşa değildir. Onlar da Türkiye’de her dönemde her kuşağın ödediği bedeli bir ölçüde ödeme durumundadırlar, ödüyorlar” dedi.

CHP Genel Başkanı Baykal, partisinin 86. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde parti genel merkezinde düzenlenen ‘Yargı Bağımsızlığı ve Demokrasi Paneli’nin açılışında konuştu. Günümüzde bir siyasal partinin 86 yılı tamamlamasının çok derin anlamlar taşıdığına dikkat çeken Baykal, “Bir siyasi partinin bu kadar uzun süre varlığını sürdürebilmesi, kimliğini koruyabilmesi ve 86 yıllık tarih boyunca çok önemli oluşumların sorumluluğunu üstlenmiş olması gerçekten dünya çapında ilgiyi hak eden değerlendirilmesi gereken sosyolojik politik bir olaydır” dedi. Baykal, dünyanın çok köklü değişimler yaşadığı, çok önemli değişimlerin yaşandığı bir tarihi dönemde daima var olan bir siyasal parti kimliğini taşımanın önemli olduğunu vurgulayarak “CHP bu ülkedeki bu bölgedeki çok büyük değişimlerin anlaşılması bakımından temel referans noktasıdır” diye konuştu.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ ASKERİ DEĞİL SİYASİ PROJEDİR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri bir projenin değil sivil siyaset projesinin sonucu olduğunu belirten Baykal, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki kurtuluşun yalnızca askeri boyutu olmadığını ifade etti. “Bu kurtuluş askeri değil siyasal bir projeyle gerçekleştirilmiştir. Bu kurtuluş hareketinin başlangıcı Mustafa Kemal’in üniformasını bırakmayı göze alarak, sivilleşerek başlattığı bir siyasal projenin sonucunda ortaya çıkmıştır” diyen Baykal, kurtuluş mücadelesinde Mustafa Kemal’in temel dayanağının siyaset olduğunu, siyasette dayanağının da Müdafa-i Hukuk, Halk Fırkası ve Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu kaydetti. Baykal, şunları söyledi:

“Türkiye Cumhuriyeti böyle bir anlayışın siyasal örgütlenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Orduyu TBMM kurmuştur. Ordu’nun adı TBMM ordusudur. Ordu devleti kurmamıştır. Siyaset orduyu kurmuştur, Meclis orduyu kurmuştur. Meclis devleti belirlemiştir ve Meclis devletin niteliğini karara bağlamıştır. Bu kuruluş süreci coşku verici, ibret verici büyük bir serüvendir. Mustafa Kemal’in büyük Nutuk’u da bu süreci anlatır. Siyaset devletin kuruluşu ile yeni bir aşamaya gelmiştir. Önce devletin kuruluş siyaseti yapılmıştır. Kuruluştan sonra da Türkiye’nin siyasal şekillenmesi devrimlerin gerçekleştirilmesi her alanda modernleşmenin, hukukta siyasette gerekleri aşama aşama yerine getirilmiştir.”

“İNÖNÜ ‘DEMOKRASİ AÇILIM’ YAPTI”

Cumhuriyetin kuruluşunun ardından dünya tarihinde görülmemiş bir şekilde devleti kuranların demokrasinin gereği olarak makamlarını bıraktıklarını ifade eden Baykal, İsmet İnönü’nün önderliğinde ‘Demokrasi Açılımı’ yapıldığını belirtti. Baykal, şöyle konuştu:

“Cumhuriyet düşüncesinin topluma taşınmasına yönelik büyük mücadele belli düzeyde bizi başarıya götürdü. O düzeyde bir noktada CHP İsmet İnönü’nün önderliğinde yepyeni bir açılım yapma kararlılığı içine girdi. O açılım bugünkü açılımlara benzemez. O açılım da Demokrasi açılımıdır. CHP onu içine sindirerek kendini aşarak Türkiye’yi düşünerek geleceğini düşünerek yaptı. CHP, iktidarı kaybedip, muhalefete teslim etmesinin Türkiye’yi demokrasiye taşımış olduğunu bilerek bunu yapmıştır.”

“DÜNYADA BAĞIMSIZLIK SAVAŞI VERDİK AMA İÇERDE ERDOĞAN’A TESLİM OLACAĞIZ”

Konuşmasında Doğan Yayın Holding’e kesilen cezaya da değinen Baykal, bu cezanın tarihte görülmemiş bir ceza olduğunu belirtti. “Bu niye böyle yaşanıyor. Bu yaşanılan olayın bu zülmün altında ne var?” diye soran Baykal, şöyle devam etti:“Ben senin bağımsız bir kurum olarak istediğini yazma iddiana hayır diyorum’ diyor. ‘Sen neyi yazacağına beni dikkate olarak yazacaksın. Sansür uygulayacaksın. Oto sansür uygulayacaksın. Yazdırmayacaksın, sen patron değil misin?’ Diyor. ‘Geç bunları artistik yapma bana’ diyor. ‘Sen de biliyorsun ne istediğimi yap. Gereğini yapmazsan ben böyle yaparım’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin o şanlı kuruluş tarihinden sonra kuruluşundan sonra bunlar yakışıyor mu Türkiye’ye? Tayyip Bey’in gözüne girmeyene medyada hayat yok. Demokrasi ve cumhuriyet arasındaki bağlantının anahtarı hukukdur.

Ama şimdi ‘HSYK üyelerinin kim olacağına ben karar vereceğim’ diyor. Bağımsızlık diye başladık, bağımsızlık şimdi Tayyip Erdoğan’ın teslimiyet noktasına dayandı. Dünyada bağımsızlık savaşı verdik; ama içeride Tayyip Erdoğan’a teslim olacağız.”

“CUMHURİYETİ VE DEMOKRASİYİ SAHİPLENECEĞİZ”

Türkiye’de yaşanan cumhuriyet-demokrasi ayrımı tartışmalarını da değerlendiren Baykal, “Cumhuriyeti ortadan kaldırırsanız demokrasiyi yaşatamazsınız. Cumhuriyeti azaltarak demokrasi çoğaltamazsınız. Cumhuriyet ile demokrasi arasında çelişki yoktur. Türkiye’de Cumhuriyet ve demokrasinin kardeşliğini barışını birbirini olumlu etkileyen yönlerini ortaya koymak, Cumhuriyet ve demokrasiyi kaynaştırmak önümüzdeki en temel görevlerden biri olarak ortaya çıkıyor” dedi. “Biz CHP olarak bunun farkındayız. Cumhuriyeti ve demokrasiyi sahipleneceğiz” diyen Başkal, “İstikranın temel unsurlarından biri etnik ayrımları devletin temel ilgi anlayışı dışında tutan; herkesin etnik kökeni ne olursa olsun vatandaş olarak eşit ve saygın bir konum sağlayan anlayıştır. Ancak buna yönelik tehditleri görüyoruz. Bunlar karşısında hepimiz bunları başarısız bırakacağız. Bu çaba içerisine girenlerin siyasal emellerine ulaşmaması icin CHP garantisidir” diye konuştu.

“ERGENEKON’DA IZDIRAP ÇEKENLERE SELAM OLSUN”

86 yıl süresince Türkiye’nin başarısı için, gelişmesi için büyük mücadele vermiş olan bütün insanları bir kez daha saygıyla andığını belirten Baykal, birçok insanın bağımsızlık mücadelesi verdiğini, daha sonra cumhuriyet döneminde de büyük mücadeleler verildiğini, darbe dönemlerinde büyük acılar çekildiğini ifade etti. “Şimdi yeni bir geleceğe doğru yönelme anlayışı içindeyiz. Bu duygular içinde, bu bağlantıları bilerek, o acıları yaşamış olanlara derin bir saygı duyarak, Türkiye’yi ayağa kaldırmak için emek vermiş olan herkesi yüreğimizden saygıyla, sevgiye selamlayarak ben bu günlere geldiğimizi ifade etmek istiyorum” diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan sonra da o duygular içinde daha ileriye doğru birlikte yürüyeceğiz. Ödenmesi gereken bedeli ödeyeceğiz. Şimdi Ergenekon’da bu toplumun, bu cumhuriyetin, bu devletin bağımsızlığı, Atatürk ilkeleri için mücadele edip de ızdırap çekmekte olan insanlara da selam olsun diyorum. Onların mücadeleleri de boşa değildir. Onlar da Türkiye’de her dönemde her kuşağın ödediği bedeli bir ölçüde ödeme durumundadırlar, ödüyorlar. Biz bunun farkındayız, onun bilincindeyiz, onun şükran duyguları içindeyiz. Yalnız değildirler. Bu dönemleri de aşacağız. Türkiye’de tekrar hukukun, tekrar uluslararası hukuk ilkelerinin, adil yargılanma ilkelerinin, insan hak ve özgürlüklerinin saygı göreceği, işleyeceği, hiçbir kişisel hegemonya arayışının toplumda itibar görmeyeceği, çağdaş bir Türkiye’yi, bir cumhuriyet Türkiyesini, bir Atatürk Türkiyesi’ni gelecekte de hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bunu da hep birlikte yapacağız. Toplumumuzun bütün kesimleri, kimseyi ayırmadan. Bu Araptır, bu Kürttür, bu Arnavuttur, bu Gürcüdür demeden hep birlikte Kürt kökenli, Arnavut kökenli ne olursa olsun, hepimiz, hep birlikte tek bir millet olarak, tek bir devlet olarak Türkiye’yi çağdaş uygarlığın üzerine hep birlikte çıkaracağız.”

Baykal’ın konuşmasının ardından Atatürk’ün 1935 tarihli CHP kurultayını açılış konuşması dinletildi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.