BAYKAL: BU BİR DEVLET İŞİ!
Baykal, dün iki günlük sessizliğini bozarak çok yakınındaki bir isme “Bu bir devlet işi. Biliyorum” demiş.
10 Mayıs 2010 Pazartesi 08:31
Milliyet Yazarı Aslı Aydıntaşbaş'ın köşe yazısında yer alan bilgilere göre, "Baykal, dün iki günlük sessizliğini bozarak çok yakınındaki bir isme “Bu bir devlet işi. Biliyorum” demiş. CHP kurmayları, kasetin iddia edildiği gibi “kurultay hesaplaşması” ya da uluslararası bir gücün işi değil, anayasa sürecinde CHP’yi etkisizleştirmeye yönelik olduğunu düşünüyor. İşte o yazı...
Bu bir devlet işi
Baykal, dün iki günlük sessizliğini bozarak çok yakınındaki bir isme “Bu bir devlet işi. Biliyorum” demiş. CHP kurmayları, kasetin iddia edildiği gibi “kurultay hesaplaşması” ya da uluslararası bir gücün işi değil, anayasa sürecinde CHP’yi etkisizleştirmeye yönelik olduğunu düşünüyor
Baykal, dün iki günlük sessizliğini bozarak çok yakınındaki bir isme “Bu bir devlet işi. Biliyorum” demiş. CHP kurmayları, kasetin iddia edildiği gibi “kurultay hesaplaşması” ya da uluslararası bir gücün işi değil, anayasa sürecinde CHP’yi etkisizleştirmeye yönelik olduğunu düşünüyor...
Bir demokrasinin geleceği açısından, siyasi bir figürün evlilik dışı bir ilişki yaşamış olması mı vahimdir, yoksa ülkede kritik bir dönemeçte ana muhalefet partisi liderinin en mahrem görüntülerinin gizli eller tarafından çekilmesi ve servis edilmesi mi?
Sizi bu soruyla baş başa bırakıyorum.
Gelelim Türkiye’yi sarsan en son kaset olayına.
CHP lideri Deniz Baykal, kendisine ait olduğu iddia edilen kasetin ortaya çıkmasından sonra dün de sessizliğini korudu. Medyada bu sessizliği utangaç bir veda gibi yorumlayanlar var.
Oysa dün genel merkezde tam tersi bir atmosfer sezdim. Evet, Baykal henüz nasıl bir yol izleyeceğine karar vermiş değil. Bugün Merkez Yürütme Kurulu’nda parti kurmaylarıyla bir araya gelecek, ardından da yasal ve siyasi yol haritasını gözden geçirecek.
‘Biliyorum’
Ancak yakın çevresinden edindiğim izlenim, CHP liderinin pes etmeyeceği, savaşacağı, kendisine komplo kuranlarla “hesaplaşacağı” yolunda.
Anladığım kadarıyla son günlerde kendisine kurulan tuzakla ilgili sağdan ve soldan gelen destek telefonları, CHP liderinin ruh halini değiştirmiş. Baykal inatçı ve mücadeleci bir siyasetçi. Medyada bazı kalemlerin son günlerde “istifa” diye tutturması, onu yıldırmamış...
Üstelik, çoğunlukla kendisine yakın isimlerden oluşan parti üst yönetimi ya da tabandan şu aşamada böyle bir talep de yok...
Bu yüzden bir tahminde bulunmak gerekirse, genel merkezdeki beklenti, Deniz Baykal’ın iki hafta sonraki kurultayda yeniden aday olacağı, ardından da referanduma “Hayır” kampanyasında başı çekeceği yolunda...
Peki ortada hesaplaşılacak bir komplo varsa, bunu kimler kurdu?
Şimdi sıkı durun...
CHP lideri, dün çok yakınındaki bir isme “Bu bir devlet işi. Biliyorum” demiş. Baykal, kasetin çekimi, montajlanması ve servis sürecinde profesyonel parmak izleri olduğu düşüncesinde. Bunu ne tür kanıtlara dayandırdığı henüz belli değil.
Ancak kurmayları, kasetin iddia edildiği gibi CHP-içi “kurultay hesaplaşması” ya da “uluslararası bir gücün işi” değil, anayasa sürecinde CHP’yi etkisizleştirmeye yönelik “siyasi bir proje” olduğunu düşünüyor. (Dikkat ederseniz CHP Genel Sekreteri Önder Sav, bir gün önce yaptığı basın toplantısında Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ü kaset konusunda değil, sadece Baykal’a yönelik suikast iddialarıyla ilgili suçladı.)
Çekimler yeni
Baykal’ın “devlet işi” derken kimleri ima ettiğini bilemiyorum ancak muhtemelen bundan sonraki süreçte, geçmişte telefon dinlemeleri nedeniyle “korku imparatorluğu” sözüyle eleştirdiği iktidar da Baykal’ın eleştiri oklarının hedefi olacak... Hükümet yanlısı medyanın skandal çıkalı beri sessizliğe bürünmüş olması da, CHP Genel Merkezi’nde olayın, AK Parti tarafından olmasa bile bir şekilde “iktidara fayda” amacıyla tezgâhlandığı tezini güçlendirmiş. Bakalım bu konuda bir delil sunacaklar mı?
İşin bir diğer ilginç boyutu, gizli eller tarafından yapılan çekimlerin iddia edildiği gibi 8 yıl öncesine ait değil son yıllarda bir İstanbul gezisinde yapılmış olması... Kasette hem CHP lideri ve hem de eski özel kalemi Nesrin Baytok’un 8 yıl önceki değil son dönem kullandığı saç kesimi var. En azından Baykal’a ait görüntülerin son yıllara ait olduğunu CHP’lilerden doğrulatıyorum.
Bu da olayın “siyasi komplo” boyutunu bir adım daha öne çıkarıyor...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.