BAŞBAKAN'DAN MUHALEFETE SERT ELEŞTİRİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'eki bütçe görüşmeleri sırasında demokratik açılıma değindi. Hem Deniz Baykal, hem de Devlet Bahçeli'ye sert eleştiriler yöneltti. Zaman zaman Genel Kurul'da gerginlik de yaşandı. Erdoğan, Tokat'taki saldırının PKK provokasyonu olduğunu söyledi. DTP'nin kapatılması için ise "En gelişmiş ülkelerde bile teröre destek veren siyasi yapılara izin verilmez" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından...

Reşediyi saldırısını PKK gerçekleştirdi. Devlet yönetimi bir ciddiyettir. Tespitlerini yapmadan delillerini bulmadan konuşmaz.

Ülkede bir tane terör örgütü yok, dayanışma halinde olduğu terör de var. Bunları tespit edip açıklamaktır asolan. Saldırıyı terör örgütü üstlenmiştir. Spekülasyonlara fırsat vermeden terör örgütünün üstlendiği gibi bizler de PKK'nın reklamını yapar gibi ismini zikretmek devlet ciddiyetle uyumlu değil.

Reşadiye bir PKK provokasyonudur. Terör örgütünün bir sabatojadır. Bunu bile saptırıyor muhalefet.

Baykal bizi hıyanatle suçluyor. 1996 yılında hazırlanan CHP'nin Tunceli raporunda da PKK'ya kısmı af isteniyor.

CHP'nin eleştirdiği noktaları kendilerinin Tunceli raporunda mevcut. 1999 yılında hazırlanan raporda da benzer unsurlar var. Sayın Bakla'ı iyi tanıdım, akşam başka sabah başka. DTP ve MHP, PKK'ya bakış konusunda birbirine zıt görüşler ortaya koyuyor.

Bahçeli dün miting düzenledi. Partime ve bana hakeretler yağdırdı. Bunların hiçbirini üzerime almıyorum. Ciddiye de almıyorum. Ancak es kaza televizyonlarda bu konumları gören çocuklarımızın ruh sağlığı konusunda endişeliyim. Bahçeli konuşurken çocuklarını televizyondan uzak tutsunlar.

Biraz önce söyledim. 20 Şubat 2001'de bankalar Merkez Bankası'ndan para çekip, kazandılar. Bu milletin kaynakları alınteri gitti. O zaman Sayın Bahçeli Başbakan Yardımcısıydı. Hesap sordunuz mu? Bölücükle suçlamak sizin haddinize mi?

"Bizim dönemimizde terör bitti" diyorsunuz. Öcalan'ı İmralı'ya kim yerleştirdi? Terörle mücadele edilmiyor diyerek, bu ülkenin askerine, polisine, jandarmasına, korucusuna insafsızlık yapıyorsunuz.

Onların şevkini siz kırıyorsunuz. Ben defalarca askere "ne ihtiyacınız var?" diye soruyurum. Aldığım cevap "ne istediksek aldık" oluyor.

Acaba, bizden önceki yönetimler Ankara'nın dışına çıktı mı? Bu konuları onlarla görüştünüz mü? Hala sınır ötesi harekat devam ediyor. Terör cephesi silahını bırakmadığı sürece operasyonlar devam edecek.

81 vilayetin tamamında varız, siz kaçında varsınız. Sivas'tan öteye gidiyor musunuz? Askerimz, nerde polisimiz nerde AK Parti de orada. Ama siz yoksunuz.

Kürt kardeşimiz diyemiyorsunuz. Allah'ın Kürt olarak yarattığı bir insana Kürt demek lütuf mu? Türkiyeli olmak kavramını bölücü olarak niteliyorsunuz, Türkiyeli olmak neden bölücülük olsun. Bu kavramı kullanan Atatürk de mi bölücüydü? Mustafa Kemal bunu en güzel şekilde ortaya koymuş.

DTP'nin kapatılması

Biz parti kapatmaya karşıyız. Biz cezanın kişilere verilmesini düşünüyoruz. Ceza tüzel kişilere değil, kişilere verilmeli.

Halkın getirdiğini halkın götürdüğünü vurguluyoruz. Ama en gelişmiş ülkelerde bile teröre destek veren siyasi yapılara izin verilmez.

Her türlü aykırı fikrin siyaset içinde tutulması gerektiğine inanıyoruz. Ancak şiddet ve törerü reddetmeyen siyasetçilerin sorumsuzlukları nedeniyle bir ülkenin imajının bozulmasın da doğru bulmayız.

Mlletin sesine kulak verin. Hassasiyet gösterin. Asla karamsar değiliz. Biz bu yola çıkarken nasıl provokasyon yapıldığını bilerek yola çıktık. Provokasyonlara boyun eğmemek için yola çıktık.

Gençler göz göre ölüme gönderilemez. Biz bu meydanı terör yandaşlarına, vampirlere teslim etmeyeceğiz. İnadına demokrasi diyoruz, inadına açılım diyoruz. kardeşlik diyoruz.

Gençlerin kanı üzerinden maddi ve manevi rant sağlayanlar var. Bu çıkar çevrelerini karşımıza aldık. Hortumları kesilenler bu duvarın karşısında olacak. Provokasyonlara başvuracaklar. Biz bunları yok edip yolumuza devam edeceğiz.