BARIŞ MECLİSİ: DAHA FAZLA BEDEL ÖDENMEMELİ
Türkiye Barış Meclisi yaptığı basın açıklamasında “Hepimizin Barışa, Barışın Hepimize İhtiyacı Var!” diyerek daha fazla bedel ödenmemesi için adım atılmasını istedi.
11 Temmuz 2009 Cumartesi 18:34
Türkiye Barış Meclisi 10 Temmuz günü yaptığı basın açıklamasında “Hepimizin Barışa, Barışın Hepimize İhtiyacı Var!” Diyerek daha fazla bedel ödenmemesi için adım atılması gerektiğini söyledi.
Barış Meclisi’nin “Barış İstemek İnsani ve Vicdani Sorumluluğumuzdur!” Başlıklı açıklamasında şu görüşlere yer veriliyor.
“Türkiye Kürt Sorunu nedeniyle uzun yıllardır ekonomik, kültürel, sosyal ve insani boyutlarda ağır yıkım ve büyük acılara yol açan bir çatışma ve şiddet ortamında yaşıyor.
Artık gelinen aşamada toplumun daha fazla bedel ödeyecek gücü ve tahammülü kalmamıştır. Çünkü mevcut çatışma ve şiddet ortamı, kurucu bir öğe olarak giderek toplumumuzu geri dönüşü olmayacak bir kutuplaşma ve parçalanmaya doğru sürüklemektedir.
Bu gidişe ‘dur!’ demenin zamanı gelmiştir, hatta geçmektedir.
Bugüne kadar uygulana gelen, sorunu “asayiş ve terör sorunu” olarak gören, inkâr ve imhaya yönelik politikalarla bir çözüm üretilemediğine göre Türkiye’ye barış getirmenin güç ve imkânı artık bizlerin elindedir.
Türkiye’de ayrımsız herkes için demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin, sosyal adalet ve refahın tesis edilebilmesini canı gönülden isteyen kentlisinden köylüsüne, işçisinden, esnafından işverenine, ev kadınından gazetecisine ve politikacısına kadar her sınıf ve meslekten, siyasi görüş ve inançtan, yaş ve cinsiyetten herkesin, hepimizin Kürt Sorunu’nun barışçıl ve demokratik biçimde çözümünü sağlamak üzere yapabileceği bir şeyler bulunmaktadır.
Bu amaçla Türkiye Barış Meclisi olarak, çok daha geç kalınmadan, duyarlılık ve sorumluluk sahibi herkesi aşağıda sıraladığımız gerekçelerle “barış” talebini yükseltmeye ve bu uğurda cesaret ve özveriyle mücadele etmeye çağırıyoruz.
Biz her şeyden önce insani ve vicdani sorumluluğumuz gereği talep ettiğimiz barışı;
Büyük çoğunluğu Kürt Kökenli 40 bin yurttaşımızın yaşamına mal olan şiddet ve çatışma ortamının derhal son bulması için istiyoruz.
Çatışmalarda evladını kaybetmiş anaların gözyaşlarını dindirmek için istiyoruz.
Şiddetin tahrip ettiği siyasal alanı yeniden tesis etmek, siyasetin asli unsurları olan sözü ve diyalogu egemen kılmak için istiyoruz.
Ayrımsız herkesin demokrasi, insan hakları ve sosyal adaletten yararlanabilmesi için istiyoruz.
Barış zeminini gelişmesi için acil olarak operasyonların durdurulmasını; çatışma ve operasyonlara harcanan trilyonlarca liranın eğitime, sağlığa, iş olanakları sağlayacak yatırımlara, sosyal güvenlik sisteminin geliştirilmesine harcanması için istiyoruz.
Yurttaşların bir bölümünün etnik kökeni, dinsel inançları, mezhebi, cinsiyeti, cinsel yönelimi, siyasal görüşleri nedeniyle uğradıkları ayrımcılığa son verilmesi için istiyoruz.
Etnik, dinsel ve kültürel her türlü dışlayıcı tanımdan ayıklanmış, ortak bir siyasal kimliğin oluşmasını sağlayacak şekilde bütün yurttaşların hukuksal eşitliğini ve özgürlüğünü güvence altına alan ve onları eşit haklar ve sorumluluklar ile donatan, birlikte yaşama iradesinin ifadesi olacak yeni bir anayasanın hazırlanabilmesi için istiyoruz.
Toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katılımı sağlayacak bir siyasal ortamın yaratılması, bir demokratik katılım programının yürürlüğe konulması için istiyoruz.
Başta olağanüstü hal uygulamaları sırasında yaşananlar olmak üzere, Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülke topraklarında yaşayan tüm halklara, farklı inanç ve kültürlere, her türden muhaliflere karşı gerçekleştirilen inkâr, ayrımcılık ve yok etme politikalarını, faili meçhul cinayetleri, siyasi suikastları, katliam ve provokasyonları tümüyle masaya yatıran bir “geçmişle yüzleşme ve gerçekleri ortaya çıkartma” sürecinin başlatılabilmesi için istiyoruz.
Zorunlu göçün neden olduğu ekonomik, sosyal ve psikolojik vb. Tüm yıkımların etkilerinin giderilmesi ve bütün bölgenin acilen mayınlardan temizlenmesi için istiyoruz.
Bölgedeki yoğun yoksulluğu ve bölgelerarası dengesizliği giderici pozitif ayrımcılığı esas alan kalkınma plan ve projelerin gerçekleştirilebilmesi için istiyoruz.
Bu ülkede farklı kültürlerin varlığının tarihsel ve sosyolojik bir gerçek olarak kabul edilmesi, kültürel yıkıma yol açan her türlü inkârcı ve yasaklayıcı uygulamaların son bulması için istiyoruz.
Bu toprakların binlerce yıllık ortak kültürünün oluşumunda etkili olmuş bütün dil ve kültürlerin araştırılması, geliştirilmesi, eğitim ve öğretiminin önündeki yasal ve fiili engeller kaldırılmasını için istiyoruz.
Kürt Sorunu kentiyle, kırıyla, sivil toplumu, siyasi örgütleri, resmi kurumları ve diğer sosyal kesimleriyle tüm Türkiye’nin, yani bizim sorunumuz olduğu için istiyoruz.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.