BAHÇELİ, BAYKAL’IN AMCAOĞLUDUR...
Devletlu bıraksın yok hükmündeki DYP’yle Anavatan’ı birbirine yamamayı, CHP’yle MHP’yi birleştirsin... Ahmet Kekeç yazıyor...
14 Ağustos 2009 Cuma 10:11
Biliyorsunuz, 29 Mart yerel seçimleri öncesinde, MHP Maltepe belediye başkan adayı Ahmet Baykan, CHP adayı Mustafa Zengin lehine seçimlerden çekilmişti.
Nerden bileceksiniz?
Ben bilmiyordum. Daha doğrusu unutmuşum.
Küçük bir arşiv taraması yapınca haber önüme düşüverdi.
Sonucu biliyorsunuz: Seçimi CHP adayı kazanıyor, MHP’li adayı da Teftiş Kurulu Müdürlüğü’ne getiriyor.
Hoş bir dayanışma...
Daha da hoşuna iki yıl kadar önce CHP lideri Deniz Baykal’da tanık olmuştuk.
Bir kısım basının yazdığına göre, Baykal Tokat mitinginde konuşurken, bir grup partili “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganı atıyor. Baykal bu işten çok hoşlanıyor. Hatta, slogan atılırken, saygıdan konuşmasına uzunca bir süre ara veriyor. Bu sloganın Baykal tarafından sevilmesi bazı kişileri çok sevindirmişti.
Beni de çok sevindirmişti,
Bu sevincimi bu köşede dile getirmiştim. Zaten böyleydi.
Baykal’ın liderliğini yaptığı partinin, bu sloganla özdeşleşmiş partiden hiçbir farkı yoktu. Daha doğrusu, çoğunluğun “sosyal demokrat” zannettiği Baykal, “amcaoğlu” pozisyonundaki bir partinin (yani CHP’nin) liderliğini yapıyordu ve
hem CHP, hem mahut sloganla özdeşleştirilmiş parti “İttihat ve Terakki”nin devamıydı; bir diğer ifadeyle “İttihat ve Terakki”nin sülbünden gelmişti.
Bunun böyle olduğunu, vaktiyle TBMM’de başkanlık yapmış bulunan Ömer İzgi isimli MHP’li şahıs da itiraf etmişti: “CHP’nin baraj altında kalması mühim değil, parlamentoda biz varız ya...”
İzgi’nin dikkat çektiği benzerliğin konjonktürel bir duruma işaret ettiği düşünülebilirdi.
Başlangıçta ben de böyle düşünüyordum.
Fakat İzgi, sıradan bir benzerlik ve “konjonktürel beraberlik”ten değil, düpedüz akrabalıktan, daha doğrusu “genetik ortaklık”tan söz ediyordu. Sözünü sakınmadan “Biz aynıyız” demeye getiriyordu.
Bu aynılığa Sosyalist Enternasyonal de sık sık vurgu yapıyor. Hatta, birliğin Alman temsilcileri, muhterem Onur Öymen’i kızdırmak pahasına, “özgürlükçü” olması beklenen CHP’nin bazı konularda MHP’den daha “tutucu” bir görüntü verdiğini, bu gidişle üyelik anlaşmasının askıya alınabileceğini söylüyorlar.
Haksız da sayılmazlar.
Bize “sosyal demokratmış gibi” yapan CHP’nin, gerçekten de MHP’den hiçbir farkı yok. İki parti de özgürlüklere karşı gardını almış durumda...
İkisi de demokratikleşmeye kuşkuyla bakıyor...
İkisi de statükonun muhafazasından yana...
İkisi de AB karşıtı...
Demokrasiye yönelik tehditler ikisinin de umurunda değil.
Mahut sloganı Baykal’a çok görüyor değilim. Elbette şehitler ölmemeli, elbette vatan bölünmemeli de, “vatan için kaygılanmak” neden sadece iki partinin inhisarında oluyormuş ki? İşin Baykal açısından dramatik tarafı şu:
Eskiden “aş, iş, emek, devrim, özgürlük” sloganlarının atıldığı meydanlarda bugün “şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları atılıyor.
Bir mecra kayması yok, hayır. Sadece “geç intikal” söz konusu. Baykal, “görülen lüzum üzerine”, biraz da tarihin zorlamasıyla, aslına rücu etmiş ve önümüze bir “geçmiş resmi” koymuştur.
Biz CHP’yi bu “geçmiş resmi”nden teşhis ediyoruz.
Murat Belge’nin de altını çizdiği gibi, İttihatçısıyla, Cumhuriyet inkılapçısıyla, darbecisiyle, sivil bürokratıyla, altı okuyla, “okların gölgesinde büyümüş sosyalistiyle”, son derece öğretici bir geçmiş bu.
Devletlu bıraksın yok hükmündeki DYP’yle Anavatan’ı birbirine yamamayı, CHP’yle MHP’yi birleştirsin...
Burada daha çok ekmek var!
Ahmet Kekeç / Star
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.