25 Kasım 2024
  • İstanbul3°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara-1°C
  • İzmir6°C
  • Berlin11°C

'AYNI SUÇTAN KAÇ KERE DAHA YARGILANMAM GEREKİYOR'

Ali Fikri Işık, askeri mahkemede Kürtçe savunma vererek aynı suçtan kaç kere daha yargılanması gerektiğini sordu.

'Aynı suçtan kaç kere daha yargılanmam gerekiyor'

13 Mart 2013 Çarşamba 12:19

Vicdani reddini açıkladığı için tutuklanan ve 15 gündür açlık grevinde bulunan gazeteci Ali Fikri Işık, askeri mahkemede Kürtçe savunma vererek aynı suçtan kaç kere daha yargılanması gerektiğini sordu. Mahkeme, önce tahliyesine karar verdiği Işık'ın emre itiaat etmediğini gerekçe göstererek askeri birliğine teslimine karar verdi. Zorla birliğe teslim edilen Işık, daha sonra teslim olmak şartı ile izin kağıdı verilerek serbest bırakıldı.

9 Haziran 2012 tarihinde vicdani reddini açıkladığı için tutuklanan, 4 buçuk ay sonra çıkarıldığı mahkemede Kürtçe vicdani reddini açıklayan ve ardından tahliye olan Taraf gazetesi yazarı Ali Fikri Işık, 27 Şubat'ta "askere uygun olduğu halde birliğine teslim olmamak" gerekçesiyle bir kez daha tutuklanarak Edirne Askeri Cezaevi'ne götürülmüştü. Işık hakkında açılan davanın ilk duruşması Edirne Şükrü Paşa Kışlası'nda bulunan askeri mahkemede görüldü. Duruşmada 15 gündür açlık grevinde bulunan Işık, avukatları Ruşen Aslan ve Uğur Karakaş hazır bulundu. Duruşmayı Işık'ın eşi Hatice Karakaş, İsmail Beşikçi Vakfı yöneticileri, Tekirdağ Öğrenci Derneği üyeleri ve vicdani retçiler izledi. Savunmasını vermek için kendisine söz hakkı verilen Işık, anadili olan Kürtçe'de savunma yapmak istediğini söyledi. Mahkemenin bu talebi reddetmesi üzerine araya giren müdafi avukatlar, anadilde savunmanın yasalaştığını hatırlatarak, talebin kabul edilmesini istedi. Talebi bir kez daha değerlendiren mahkemenin talebi kabul etmesi üzerine, duruşmayı izleyenler arasında bulunan Işık'ın arkadaşı Hamit Tokmak tercümanlık yaptı.

'BU MAHKEMEYE GÜVENİM YOKTUR'

Işık şahsına yöneltilen "askeri firar" ve "emre itaatsizlik" iddialarına ilişkin verdiği savunmasında şunları söyledi: "Başlangıçta iddianamedeki bir yanlışlığa dikkat çekmek istiyorum. İddia makamına göre, askeri birliğe teslim olup çarşı iznine çıktığım ifade edilmektedir. Bu tamamen yalandır. 19 Aralık 2012 günü ben bu mahkemeye yargılanmak üzere geldim. O gün benim bu salonda duruşmam vardı. Bu yargılama, benim fikir ve düşüncelerime, uluslararası hukukun belirlediği kurallara aykırıdır. Ben bu suçtan dolayı bu mahkemece bir kez yargılandım ve hakkımda ceza verildi. Aynı davadan kaç kez daha yargılanacağım. Bu suçtan kaç defa daha ceza alacağım. Bana yönelik yapılan suçlama firara ilişkindir. Bu durumda askeri mahkeme görevli değildir. Madem firar suçu vatanla ilişkilendirilen bir suçtur. Bu durumda benim yargılamam sivil mahkemelerce yapılmalıdır. Toplumun tek sahibi askeri mahkeme değildir. Ben vicdani retçiyim. Askerliğe karşıyım. Dolayısıyla firar gibi kavramlar benim için anlam ifade etmiyor. 27 Şubat 2013 tarihinde teslim olmak üzere değil, duruşmama gelmek üzere geldim. Son söz olarak benim bu mahkemeye güvenim yoktur. Çünkü bu mahkeme hukuksuz bir yargılama yaptı ve bana ceza verdi. Tekrar aynı suçtan yeni bir dava açtı. Ben mahkemenin hukuksuz kararını protesto etmek amacıyla 15 gündür açlık grevindeyim."

KENDİ AVUKATLARI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ

Savunmasının ardından savcının, "Askere gidecek misin?" sorusuna yanıt veren Işık, "Belki 10 kezdir aynı şeyi söylüyorum. Ben vicdani olarak askerliğe karşıyım. Dolayısıyla sayın savcının sorduğu soru anlamsız bir sorudur" dedi. Araya giren Avukat Ruşen Aslan, "Sanık açıkça vicdani retçi olduğunu söylemektedir. AİHS ve Anayasa'nın vicdani özgürlüğü düzenleyen maddeleri kapsamındadır. Vicdani retçilik tanımından anlaşılacağı üzere askerlik yapmayı reddeden bir anlayıştır. Bu durumda sanık sivil bir şahıstır. Askeri mahkemeye de güveni yoktur. Bu nedenle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini talep ederiz. Ayrıca gerek AİHM, gerekse AİHM Büyük Kurulu birçok kararında vicdani reddi hak olarak tanımaktadır. Bu da talep ve iddialarımızı doğrulamaktadır. Sanığın tahliyesini talep ettiğimiz halde sanık vicdani retçi olduğu için tekrar askerlik hizmetini yerine getirmeyecektir. Bu nedenle yeniden bir suç oluşacaktır. Bu nedenle vicdanımız el vermese bile sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep ederiz" dedi.

ZORLA ASKERİ BİRLİĞİ GÖTÜRÜLDÜ

Talep ve savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, baştan beri tutukluluk şartları oluşmadığı gözetilerek sanığın tahliyesine ve başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal salıverilmesi için Askeri Savcılığa müzekere yazılmasına karar verdi. Sanığın psikiyatrik ve bizzat yakındığı hususlar başta olmak üzere tüm yönlerden askerliğe elverişli olup olmadığının tespiti bakımından hakkında verilen adli gözlem kararının yerine getirilmesinin beklenmesine karar veren mahkeme, sanık müdafinin Anayasa'ya aykırılık iddiasının yerinden görülmemesi ve ciddi bulunmaması nedeniyle reddine karar verdi. Mahkeme Işık'ın tutuklu bulunduğu 15 gün süresince, emre itaat etmediği ve sakallarını kesmediği gibi gerekçeleri göstererek Işık'ı suçlu buldu. Mahkeme duruşmayı 12 Haziran'a erteleyerek Işık'ın Merkez Komutanlığı'na sevk edilmesine karar verdi. Komutanlığa götürülen Işık buradan zorla askeri birliğe götürüldü. Uygulamaya itiraz eden avukatlar Ruşen Aslan ve Uğur Karakaş da zorla kışladan çıkarıldı.

Duruşmayı izlemek üzere gelenler birlik önünden ayrılırken, telefonla ailesine ve avukatlarına ulaşan Işık, daha sonra birliğine teslim olmak şartı ile 4 günlük izin kağıdı verilerek serbest bırakıldığını söyledi. Bir grup Işık'ı karşılamak üzere askeri birliğe geçti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.