Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın’ın ölümüyle ilgili Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması dün (çarşamba) görüldü. Davanın sanıkları arasında bulunan eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, halen kaçak konumunda olan eski özel harekâtçı Alper Tekdemir katılmadı. Emekli Yarbay Korkut Eken, özel harekât polisleri Uğur Şahin, Ayhan Akça, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ercan Ersoy, Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmalıoğlu, müdahiller ve avukatları katıldı. İzleyici sıralarında ise eşi Savaş Buldan’ı faili meçhul cinayette kaybeden BDP’li Pervin Buldan, CHP’li Mahmut Tanal, 1994 yılında Ankara’da öldürülen avukat Yusuf Ekinci’nin oğlu Sertaç Kamil Ekinci vardı.
Duruşmada söz alan Ayhan Çarkın, mahkemenin mal varlığı ile ilgili sorusuna “Hiçbir şeyim yok” yanıtını verdikten sonra şunları söyledi:
“Ben bu davaların aydınlanması için birçok kez ifade verdim. Buna rağmen kimse bu soruşturmaların üzerine gidemedi. Bu salonda en samimi ikrarlarda bulunan ben olmama rağmen cezaevinde iki buçuk senedir yatan tek kişi benim. Bu benim adalete olan güvenimi sarstı. Ne yapacaktım ifademi geri çekmeyip; konuşan benim yatan benim. Ancak iddianamenin hazırlanıp, davanın açılması beni umutlandırdı. Biz Susurluk davasında yargılanırken bana tek soru sordular, ‘Abdullah Çatlı’yı tanıyor musun’ dediler. Ben de tanıyorum, severim dedim. Bu davayı ilerletmek isteyen hâkim ve savcılar (görevlerinden) alındı. Hangi siyasiler müdahale etmiş tanık olarak dinlenip anlatmalarını istiyorum.”
“Bunlar bu ülkede başbakanlık yaptılar”
“Susurluk davasını Mesut Yılmaz malzeme olarak kullandı. ‘Sonuna kadar gitmezsem namert olayım, şerefsiz olayım’ diyerek siyasi rant kazandı. Karşılığında yumruk yedi. Tansu Çiller de ona karşılık başka bilgileri kullandı. Birinde Susurluk kasetleri, birinde batık banka kredileri nikah tazelediler. Onlar erdi muradına biz çıktık kerevetine… Olan bize oldu. Onlar yaptıkları her şeyi ‘devlet sırrı’ ve ‘millete hizmet’ olarak kılıflara uydurdular. Bunlar bu ülkede başbakanlık yaptılar.”
“Ağar o tuğlayı çeksin…”
Ayhan Çarkın şöyle devam etti: “Mehmet Ağar, sürekli bunu kullandı. Devlete hizmet ettim deyip durdu. Hani neden burada yok. Madem devlete hizmet etti, Ağar hakkında iddianame hazırlayan, dava açan savcı ve hâkimler ondan daha az mı vatansever? Yıllarca devlet sırrı, kamu hizmeti diyerek polis balolarında, siyasi entrikalarla VİP’lerde oldu. Biz bu kahırları çekerken bir kere olsun hakkımızı savunmadı. Sıkıştığı yerde ‘Tuğlayı çekersem bütün duvar yıkılır’ dedi. Ben artık taşları yerinden oynattım. O da tuğlayı çeksin hangi namussuz altında kalacaksa kalsın.”
“Yazıcıoğlu görevini kötüye kullandı”
“Ömer Lütfü Topal cinayeti, Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın ölene kadar ilinde ikamet ettiği Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu, elindeki delilleri görüntülü kayıtları Mesut Yılmaz’a verdi. Görevini kötüye kullandı.”
“İbrahim Şahin ‘MGK kararı’ dedi”
“Devlet adına yapıldığı söylenen her pisliğin, karanlık odakların arasında Mehmet Eymür vardır. Tarık Ümit onun tüm pisliğini biliyordu. Terör ödeneklerine ayrılan paraları ne yaptıklarını açıklasınlar. Kan ticaretiyle elde edilen para kavgasının içerisinde olan bize oldu. Mehmet Ağar ve Korkut Eken ifadelerin ardından sevk edilmezken ben neden tutukluyum. Ben Mecit Baskın ve Avukat Yusuf Ekinci cinayetinin bizzat tanığıyım. Ben aldım, Ayhan Akça öldürdü. İbrahim Şahin tüm bunlar için bize ‘MGK kararıyla yapılıyor’ dedi.”
“Gönül bağımız var”
Çarkın’ın ardından sorgulanan Emekli Yarbay Korkut Eken “Buradaki sanıklarla gönül bağımız var. Dağda bayırda birlikte görev yaptık. Birbirimizi sevmezsek oralarda görev yapılmaz” dedi.
Yusuf Ekinci ve Mecit Baskın cinayetiyle suçlanan Ayhan Akça ise şunları söyledi: “Arkadaşımız gitsin tedavi olsun, otursun. Kaderi bu. Devletten hesap mı soralım. Ceza verilecekse verildi.”
Ağar telekonferansla dinlenecek
İfadelerin ardından Çarkın ile birlikte tutuklu bulunan iki sanıktan biri olan Ziya Bandırmalıoğlu tahliye edildi. Sağlık mazereti sunarak duruşmaya gelmeyen Mehmet Ağar’ın ise bir sonraki oturumda telekonferansla ifade vermesi kararına varıldı. Bu arada “Tahliye edilmek istemiyorum, akli dengemle ilgili iddiaların son bulması için tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilmek istiyorum” diyen Çarkın’ın talebi kabul edildi. (Arzu Yıldız-Serbestiyet)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.