AVUKATI ÖCALAN’LA GÖRÜŞMEYİ ANLATTI
PKK lideri Abdullah Öcalan’la 8 yıl aradan sonra görüşen avukatlardan Newroz Uysal, 2 Mayıs’ta gerçekleşen görüşmeyi Mezopotamya Ajansı’na anlattı.
10 Mayıs 2019 Cuma 12:03
Lezgin Akdeniz’e konuşan Uysal, görüşmenin yaklaşık 1 saat sürdüğünü, daha önceki avukat görüşmelerinin aksine Öcalan ile avukatları birbirinden ayıran cam bölmenin bu görüşmede olmadığını aktardı.
Uysal, “Bizden önce Sayın Öcalan görüşme odasına alınmıştı ve bizi ayakta karşıladı. Selamlaştık, oturduk. Kendisi dinç görünüyordu, sağlığıyla ilgili fiziki olarak gözlemleyebildiğimiz olumsuz bir durum yoktu” dedi.
Öcalan’ın “Ben ruhen, zihnen burada durmaya çalışıyorum. Gün geçtikçe de bunu güçlendiriyorum. Beni güçlü tutan da burada dayanma gücü veren de benim bu zihnen ve ruhen kendimi güçlendirmemdir” dediğinin altını çizen Uysal, görüşme sonrası açıklanan metne dikkat çekti.
Söz konusu metnin görüşme esnasında Öcalan’ın kendisiyle görüşmeye getirdiği metin olduğunu, ancak o anda kendilerine verilmesine izin verilmediğini belirten Uysal, yapılan görüşmede, açıklanan metnin daha ayrıntılı biçiminin ele alındığını vurguladı.
Öcalan’ın şu andaki pozisyonunu “demokratik müzakereci” olarak tanımladığını belirten avukat Uysal, şöyle devam etti:
“Bu demokratik müzakerenin herhangi bir demokratik müzakere olmadığını -belki burada biraz çözüm süreci atfını koymuş olabilir-, demokratik bir müzakere olması gerektiğini, bunun için de her iki tarafın yani çağrı yaptığımız her kesimin bunu çok net anlaması gerektiğini söyledi. Kendisinin her zamandan daha güçlü müzakere pozisyonuyla İmralı’da hazır bulunduğunu ifade ediyor.”
SDG’ye ‘yerel demokrasi yöntemini güvenceye al’ mesajı
Uysal, açıklanan metinde dikkat çeken Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ilgili kısma dair de bazı notlar aktardı.
“SDG ile ilgili husus da çokça tartışılıyor, konuşuluyor. Suriye Demokratik Güçleri’nin -özellikle şu an mevcut olan yöntem olarak kanton ya da federasyon veya özerklik, ismi ne olursa olsun yerel demokrasi yönteminin- mevcut yapılacak anayasada yer alması hususudur.
“(Öcalan) ‘Bu noktada kesinlikle bir çözüm, uzlaşma olabileceği, demokrasi kültürünün de yerleşerek mevcut anayasada en az merkezi sistem kadar -yani biri Suriye’de merkezi sistem dayatıyor, Suriye bütünlüğü olacaksa dahi biz kendi yerel demokrasimizi dayatıyoruz- yerel demokrasi yöntemimiz de güvenceye alınmalıdır. Bu yapıldığı zaman, çözüm ortaya çıktığı zaman, bu hususta belki Avrupa ve Türkiye’de bulunan tüm yurttaşlar, vatandaşlar ülkelerine geri dönecektir’ (diyerek) bunu da çok net ifade etti.
“(Öcalan), ‘Öyle Türkiye topyekun saldırı -Afrin gibi, İdlib gibi- yapmaması lazım, kaybettirir. Ama onun karşılığında SDG’nin de çatışma kültüründen ziyade diplomasiyi, çözümü, demokratik müzakereyi biraz gündemine alıp tartışması lazım. Örneğin Süleyman Şah Türbesi’nin alınması. Nasıl bir şatafata, nasıl bir askeri törene vesile oldu. Ona hiç gerek yoktu. Demokratik müzakereyle çok rahat çözülebilir bir şeydi. Bizim Türkiye’nin hassasiyetlerine duyarlı olabilmemiz için Türkiye’nin de bir tehdit olarak orayı görmemesi gerekir’ (dedi).”
Uysal, yaptıkları görüşmede Öcalan’ın “Ben bulunduğum pozisyon itibariyle muhatabım, politik bir özneyim, aracı değilim ve buradayım; yıllardır böyle” dediğini de aktardı.
Seçim gündem dahi olmamış
Uysal görüşmede Türkiye’de özerklik, seçim süreci, yaşanan kayyum atamaları, gözaltılar, milletvekilliklerinin düşürülmesinin tek tek başlık olarak Öcalan’ın gündeminde olmadığını belirtti.
Görüşme metninin açıklanmasının YSK’nin İstanbul’da seçimin yenilenmesi kararına denk gelmesi ile açıklama ve YSK kararı arasında bağ kurulmuş, HDP ile ilgili kimi iddialar ortaya atılmıştı. Ancak Uysal, yaptıkları görüşmede son seçimin de İstanbul seçiminin de hiç gündeme gelmediğini vurguladı.
“Şunu ifade edelim ki Sayın Öcalan’ın İstanbul seçimiyle ilgili ya da mevcut seçimlerde kaybedilen, kazanılan yerlerle ilgili bir ifadesi, tespiti ve belirlemesi olmadı. Gündem olmadı. YSK’nin vereceği karar da gündeminde değildi. Öyle bir ifadesi de söz konusu değildi. Biz oradan çıktıktan sonra aslında kendisi ısrarla ‘Bugün siz bunu alıp okuyacaksınız’ demiş olmasına rağmen, biz metni alamadığımız için beklemek durumunda kaldık.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.