24 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara-1°C
  • İzmir5°C
  • Berlin5°C

AVRUPA BİRLİĞİ'NE 'ÜÇÜNCÜ GÖZ OL' ÇAĞRISI

AP’deki Kürt Konferansı’nda, AB’ye sürece dahil ol çağrısı yapıldı. Konuşmacılar, AB’nin rol üstlenmesini istedi.

Avrupa Birliği'ne 'üçüncü göz ol' çağrısı

06 Aralık 2013 Cuma 08:04

AP’deki Kürt Konferansı’nda, AB’ye sürece dahil ol çağrısı yapıldı. Konuşmacılar, Öcalan’ın müzakere sürecinde ‘Hakkaniyet ilkesi’ni gözleyen üçüncü bir tarafa vurgu yaptığını belirterek, AB’nin rol üstlenmesini istedi

AB ÇÖZÜME KATKI SUNMALIDIR

Noam Chomsky ve Yaşar Kemal’in de aralarında olduğu dünyaca ünlü aydınların çağrısıyla Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleşen 10. Kürt Konferansı’nda, AB’nin ve uluslararası camianın müzakere sürecine katkı yapması istendi.

HAKKANİYET İLKESİNİ GÖZLEYİN

Konferansta, Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulların müzakere sürecine uygun olarak değiştirilmesi de istendi. KNK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, “AB sürece fiili olarak katılmalı” derken, HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, “Bir üçüncü göze ihtiyaç var” dedi. 

AB ÜÇÜNCÜ GÖZ OLSUN

Avrupa Parlamentosu’nda (AP) önceki gün başlayan ve dün de devam eden “Kürtler, Türkiye ve İmralı barış süreci: Tarihi bir fırsat” başlıklı 10’uncu Kürt Konferansı, tartışmaların ardından sona erdi. Avrupa ve Türkiye’den çok sayıda aydın, yazar ve siyasetçinin katıldığı konferansta Kürt sorununun çözümü konusunda Avrupa’nın oynaması gereken rolere dikkat çekildi. Dün yapılan ilk oturumda konuşan HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, “Sürdürdüğümüz mücadelenin kendisini doğrudan doğruya demokratik haklar ve özgürlükler için mücadele olduğunu söylüyoruz” dedi. Kürkçü, “Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın inisiyatifiyle başlayan yeni süreçle yepyeni bir iklim doğduğunu. Şimdiden sonra bu sürecin uluslararası camianın olumlu katkıları olmadan süremeyeceğini de görmemiz gerekiyor. Bir üçüncü göze ihtiyaç var” şeklinde konuştu. Kürkçü, “Kürdistan’ın diğer parçalarında olup bitenler konusunda uluslararası camianın özgürlükçü bir pozisyonda kalması, Türkiye’deki sorunun çözümünde elzemdir” diye ekledi.

48943

Kürkçü, İmralı’daki görüşmelerin “hakiki bir müzakere halini alması için başarılı deneyimlerin Türkiye’nin önüne sistematik olarak konulmasını” istedi. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin parlamentosunu devreye koyarak Türkiye’deki tüm kesimlerini barışa ortak ederek bir sonuca ulaşması gerektiğini ifade eden Kürkçü, “Kim barışı istiyorsa onu desteklemek uluslararası camianın önde gelen görevi olmalıdır” dedi.

Bu süreç önemli bir fırsat

“İmralı barış süreci hem Türkiye hem de PKK için önemli bir fırsattır” diyen Avrupa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Yonnec Polet ise, “Bu süreci raydan çıkarabilecek bir sürü risk de var. İmralı süreci önemlidir. Anayasa reformu yapılmalıdır. Biz bu sürecin destekçisiyiz” dedi. 20 yıldır Uluslararası Kriz Grubu’nda çalışan Hugh Pope, Türkiye ve İmralı inisiyatifli barış sürecine ilişkin yayınladığı raporları anlattı. Pope, TMK’nin değiştirilmesi, seçim barajının düşürülmesi ve anadilde eğitim hakkının tanınması şeklindeki önerilerde bulunduklarını söyledi.

Avrupa pozitif rol oynamalı

48941Konferansın ilk gününün son oturumunda konuşan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Kürtlerin yaşadığı sorunlar ve trajediler konusunda Avrupa’nın tarihsel olarak sorumlulukları olduğunu dile getirerek “Bugün de çözümün gerçekleşmesi konusunda pozitif bir rol oynaması bu sorumluluklarının bir gereğidir” dedi. “Eğer bir çözümden bahsedilecekse, çözüm Kürt halkının ve Türkiye’de yaşayan diğer kimliklerin temel hak ve özgürlüklerine kavuştuğu bir süreçle gerçekleşebilecektir” diyen Kışanak, sürecin bundan sonra devam etmesi için ilk aşamada yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Sayın Öcalan ile yapılan görüşmelerin devam etmesi ve kapsamının genişletilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan’ın KCK yöneticileri ile temas kurabileceği iletişim imkanlarına sahip olması gerekiyor. Hasta tutsaklarla ilgili pozitif bir adım kamuoyunda büyük bir karşılık bulacaktır. Çünkü tam bir insanlık dramına dönüştü.”

Yeni bir anlaşma lazım

Akademisyen Hüseyin Yayman ise, şunları ifade etti: “En büyük sorun takvim sorunu. AKP’nin takvimi ile BDP’nin takvimi arasında sorun var. AKP zamana yayarak, BDP ve PKK ile hızlandırarak çözmek istiyor. Müzakerelerin devam etmesi, askerin biraz da kenera çekilmesi ve en son olarak da Sakine Cansız’ın Diyarbakır’daki cenaze töreninde yazılı olan ‘Savaşın kazananı, barışın kaybedeni yoktur’ anlayışı ile hareket edilmeli.” Profesör Doğu Ergil ise Kürtlerin artık zamanının geldiğini, siyasal olarak sahneye çıktığını ifade ederek, “Tarafların gönüllü olarak kabul edeceği yeni bir anlaşma lazım” dedi. HRW Araştırma Görevlisi Emma Sinclair-Webb de Türkiye’de hakikat komisyonu kurulması gerektiğini söyledi.

Özerklik tanınmalı

AP Kürt Konferansı’nda konuşan İnsan hakları profesörü David L. Phillips, Türk hükümetinin Kürtlerin gerçek anlamda taleplerini kabul etmediğinin altını çizdi. TMK ve TCK’deki bazı maddelerde hiçbir değişiklik yapılmadığını ifade eden Phillips, “Bu reformlar yapılmadan Türkiye’de demokrasiden bahsetmemiz mümkün olmayacak” diye kaydetti. “Anayasal reform istikrar ve barış için bir önkoşuldur” vurgusunu yapan Phillips, “Esasen anayasal reform içerisinde özerklik yetkisinin yer alması gerekiyor” dedi. Ayrıca ekonomik ve kültürel özerkliğin önemine de dikkat çeken Phillips, “Eğitim, azınlık dillerinin okullarda kullanılması, yerel kamu ve kuruluşlarının kendi yerel dillerinde işlerini yapması, basın ve medyanın yerel dilde yayın yapması konusunda kültürel özerklik önemli” diye belirtti. İmralı’daki barış sürecine değinen Phillips, “İmralı barış sürecinde, görüşmelerin farklı bir yaklaşıma ihtiyacı var. Barış tesisi ancak arabulucuların ve üçüncü tarafın katılımı ile mümkün olabilir” dedi.

Yaşasın özgür Kürdistan

Yeşiller grubundan Belçikalı Avrupa parlamenteri Mark Demesmaeker, Türkiye’deki reformlar konusunda “Çok az şey çok geç yapıldı. Reformlar hayal kırıklığı yarattı. Anayasa komisyonu çalışmalarına son verdi. Bu da son derece üzücü. Bu bir başarısızlığın kabulüdür. Bazen demokratikleşmeden de vazgeçildiğini düşünebiliriz” dedi. “Kozmetik düzenlemelerle değil, müzakerelere dayalı bir çözüm gerekecek” diyen Demesmaeker, sözlerini “Yaşasın özgür Kürdistan” diyerek tamamladı.

Sorunu Avrupa yarattı

Öcalan’a komplonun da bir NATO operasyonu olduğunu kaydeden gazeteci yazar Günay Aslan, Kürt sorunu konusunda Avrupa’nın rolünün hep olumsuz olduğunu vurguladı. Aslan, “Barış süreci başladığı zaman Avrupa’da bir cinayet işlendi. Üç Kürt kadın öldürüldü. Bu cinayetin işlenmesine Avrupa onay verdi. Avrupa ile artık açık konuşmamız gerekiyor. Bu sorunu sen yarattın. Bu sorunu çözmüyorsan, çözümünden yana politika izlemiyorsan uzak dur, köstek olma demeliyiz” dedi.

Top Ankara’nın sahasında

Gazeteci-yazar Hasan Cemal, şunları belirtti: “Ankara çözüm açısından yaşamsal temel meselelere hala el atamamış durumda. Vatandaşlık hakkı, anadilde eğitim hakkı, hapisteki milletvekilleri, KCK’lileri, gazetecileri özgürlüklerine kavuşturacak yasal düzenlemeler. İmralı koşullarının çok daha iyileştirilmesi... Çözüm sürecinde top bugün Ankara’da Başbakan Erdoğan’ın sahasındadır. Çözüm sürecinde PKK’yi kendi içinde demokrasiye davet edenler, öncelikle Erdoğan’ı reform yoluna çağırmalıdırlar."

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.