AVRUPA BASINI (29 EKİM 2009)
Tony Blair ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı, Peşaver'deki kanlı saldırı ve küresel ısınmanın Afrika'daki etkileri.
29 Ekim 2009 Perşembe 21:04
Avrupa Basınından Özetler / İngiltere (29 Ekim 2009)
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'ın adının Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı için geçmesiyle ilgili tartışmalar İngiltere basınında geniş yer alıyor .
Bu makam, Çek Cumhuriyeti dışında tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin onayladığı Lizbon Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle ortaya çıkacak. Blair ise henüz bu göreve talip olup olmadığı konusunda hiçbir yorum yapmadı.
Ancak Times'ın manşet haberine bakılırsa, Tony Blair ancak etkin bir görev olduğu takdirde konsey başkanlığına aday olacak.
'Fark yaratmalı'
Times, Blair'in yakın çevresine dayandırdığı haberinde, şu an danışmanlık hizmetleri ve konuşmalarından yılda 5 milyon sterlin kazandığı tahmin edilen Blair sadece konsey başkanlığı 'fark yaratacak' bir görev olursa bu makama aday olmayı kabul edeceğini söylüyor.
Haberde ayrıca şu an Washington'da olan Blair'in Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin dün yaptığı görüşmenin sonucunu da beklediği belirtiliyor.
Daily Telegraph'daki bir habere göreyse, İngiltere'de muhalefetteki muhafazakârlar Blair'ın bu göreve gelmesine şiddetle karşı.
'Muhalefet Blair'a karşı'
Haberde Muhafazakâr Parti lideri David Cameron'ın Blair'ın bu göreve gelmesi halinde kendisiyle makul bir şekilde çalışabileceklerini söylediği belirtiliyor.
Ancak haberde, Avrupa hükümetleriyle sık sık görüşen bir Muhafazakâr Partili bir gölge bakanın çok daha sert ifadeleri yer alıyor.
Adı açıklanmayan bakan, 'Mesajımız açık. Blair'i Başkan seçebilir ve beş yıl boyunca İngiltere'yle Avrupa konusunda her iki taraf için de kötü olacak bir savaşa girersiniz. Ya da bir başka başkan bulup iyi bir çalışma ilişkisi kurarsınız.' diyor.
Financial Times da bu konuya bir başyazısını ayırıyor.
'Blair doğru isim değil'
Gazeteye göre Blair bu iş için doğru isim değil. Gazete, Blair'ın Avrupa'da büyük bir bölünme yaratan Irak'ın işgali sürecinde Avrupalı ortaklarıyla bir anlaşma yoluna gitmediğini Irak konusunda kıtada ortaya çıkan bölünmeye büyük bir katkı sağladığını söylüyor.
Financial Times bunun yanı sıra, Blair'in 1997'deki seçim zaferi sonrası İngiltere'yi Avrupa'ya daha da entegre etmek için tarihi bir fırsatı kaçırdığını belirtiyor.
Gazete ayrıca Blair'ın 'yıldız' kimliğinin de Avrupa Birliği'nde pek işe yaramayacağı görüşünde.
Financial Times, bu iş için yıldız olmaktan öte uzlaştırıcı olmak gerektiğini söylüyor. Dahası, Avrupa Birliği içindeki küçük ve büyük ülkeler, güney ve kuzey ,doğuyla batı gerginliğini anlayan bir lider seçilmesinin iyi olacağını belirtiyor. Blair'ınsa içgüdüsel olarak birlik içinde ortak bir ses oluşturmak için büyük ülkelere daha çok prim verebileceği vurgulanıyor.
Peşaver'deki patlama
Independent, dün Peşaver'de 90'dan fazla kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırıya geniş yer ayırıyor. Gazete saldırının Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Pakistan'a ayak basmasından sadece üç saat sonra gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
Haberde Güney Veziristan'daki Taliban güçlerine karşı büyük askeri operasyon devam ederken, militanların bu tür saldırılarla kamuoyunun operasyona desteğini azaltma, bu şekilde de operasyonu durdurma taktiğini izliyor gibi göründüğü söyleniyor.
Ömer Waraich imzalı bir analiz yazısında Pakistan'da Amerika'ya yardım etmenin siyaseten pazarlanması çok zor bir olduğu söyleniyor. Yazar, Güney Veziristan'daki saldırının Pakistan'ın doğrudan kendisine tehdit oluşturan militanlara karşı sertleşen tavrını gösterdiğini belirtiyor. Ancak Pakistan topraklarında üslenip, Afganistan'daki batılı güçlere karşı sınır ötesi saldırılar yapan militanlara karşı durulacağına dair pek az işaret bulunduğunu kaydediyor.
Yazar şöyle devam ediyor;
'Obama yönetimi, Washington'un Pakistan'da güvenlik kazanımları karşılığında diktatörleri destekleme geleneğini yıktı. Şimdi ülkenin genç demokrasisini ve zor durumdaki enerji sektörünü desteklemek gibi daha geniş kapsamlı bir yaklaşım içindeler. Ancak Asıf Ali Zerdari hükümeti çok az destek görüyor, beceriksizlik ve yolsuzlukla suçlanıyor. Tıpkı Pervez Müşerref'te olduğu gibi, Beyaz Saray kendisini her iki ülkenin isteklerini karşılamak için çok zayıf bir lideri desteklerken buldu.'
Bilimadamından uyarı
Guardian iklim değişimi konusunda İngiltere'nin önde gelen uzmanlarından biri olan Profesör Gordon Conway'in Afrika'yla ilgili uyarılarını haberleştirmiş.
Conway, Afrika'nın halihazırda küresel ortalamadan daha hızlı ısındığını ve bu kıtada yaşayanların daha yoğun kuraklık, sel ve kasırga felaketleriyle karşılaşabileceğini söylüyor.
Conway, kuraklık, çölleşmenin artması ve küresel ısınmanın su kaynaklarını etkilemesiyle kısa vadede kıtadaki açlıkta büyük bir artış yaşanabileceğini belirtiyor.
BBC'nin aşırı sağcı İngiliz Ulusal Partisi BNP'nin lideri Nick Griffin'e Question Time, (Soru Zamanı) adlı televizyon programında yer vermesi geçtiğimiz günlerde büyük tartışmalar ve gösterilere neden olmuştu.
Yılda bir kez BNP
Guardian'daki habere göre, BBC Genel Müdürü Mark Thompson şimdiki düzeylerinde destek almaya devam etmesi durumunda, partinin yılda bir kez bu programda yer alabileceğini söylüyor.
Bir parlamento komisyonuna ifade veren Thompson, Griffin'in izleyici sayısını artırmak için programa çağrıldığı iddialarını de reddediyor ve 'Bu konuda karar verme sürecimizin hiçbir kısmı ratingleri artırma arzusuyla bağlantılı değildi.' diyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.