24 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır16°C
  • Ankara2°C
  • İzmir9°C
  • Berlin8°C

ASLI ERDOĞAN: SÖYLENMEMİŞ CÜMLE DOĞRULANDI, DUDAK UÇUKLATICI BİR KÜRT NEFRETİ VAR

Söylemediği cümleler nedeniyle hakkında bir linç kampanyası başlatılan yazar Aslı Erdoğan, olan bitenin topluma “güzel bir ayna” tuttuğunu söyledi.

Aslı Erdoğan: Söylenmemiş cümle doğrulandı, dudak uçuklatıcı bir Kürt nefreti var

14 Kasım 2019 Perşembe 12:04

Bir röportajında “Türklere, okula başlar başlamaz Kürtlerden nefret edilmesi öğretiliyor” demecini verdiği ve yine “HDP hariç, CHP de dahil olmak üzere parlamentodaki tüm siyasi güçlerin ‘terörist’ olduğunu” söylediği iddiası nedeniyle linç edilen yazar Aslı Erdoğan, konuya dair açıklamalarda bulundu.

DW Türkçe’den Aydın Üstünel’e konuşan Erdoğan, “Çok ağır ve çok edepsiz bir linçti. Bir yazarın başına gelebilecek hem en acı hem de en ironik olaylardan biri” dedi.

Olup bitenlerin ‘çok acı’ olduğunu ve ‘içler acısı bir durumda olduğumuzu gösterdiğini’ vurgulayan Erdoğan, kendisine karşı yürütülen linç kampanyasında açığa çıkan şeyin ise onun söylemediği cümleyi doğruladığını, Kürtler nefretinin görünür olduğunu kaydetti.

Sağlık sorunları dolayısıyla internete bakmadığını bu nedenle olanlardan geç haberdar olduğunu belirten Erdoğan, annesinin daha çok hedef alındığını belirtti.

Erdoğan’ın DW Türkçe’nin “İki cümleden bahsediyorsunuz. ‘HDP dışındaki tüm parlamenterler, tüm vekiller teröristtir’ dediğiniz de iddia edildi…” şeklindeki sorusu üzerine verdiği cevabın tamamı şu şekilde:

“Bu kadar komik olur yani. Hem de bir önceki cümleye bakarsanız, tam benim kurduğum cümle şuydu: ‘Parlamentodaki bütün partiler – HDP dışındaki – Kürt kuruluşlarını terörist olarak nitelendiriyor.’ Benim cümlem sadece bu. Son derece yalın ve kimsenin itiraz etmeyeceği bir cümle. Bunun ardından ‘Bütün parlamenterler teröristtir’ cümlesi geliyor. E, belli ki çok ciddi, 180 derecelik bir söylem değişikliği var. Aklı başında kimse de ‘Parlamenterler teröristtir’ cümlesini basına kurmaz, insan kendi odasında diyebilir bunları.

“Bir hata olduğu o kadar açık ki. Bunun bir kişinin bile aklına gelmemiş olması nasıl bir kötü niyettir, nasıl bir linç etme arzusudur, nasıl bir Aslı Erdoğan’a mı yönelik, kadın yazarlara mı yönelik, Kürt meselesine mi yönelik, nasıl bir nefret patlamasıdır bu ki gözünün önündeki koca dağ gibi şeyi göremiyorsun. Ve bir kişi bile telefonla beni arayıp soramadı mı, ‘Siz ne demek istediniz burada? Niye parlamenterlere terörist diyorsunuz? Terörist derken neyi kastediyorsunuz?’ ki ben hayatımda bir kez olsun terörist sözcüğünü kullanmadım. Son derece içi boşaltılmış bir söylem. Özellikle Türkiye’deki iktidar, ‘Türkiye’de 6 milyon terörist var’ dedi. Ben teröristlikle suçlandım. Aynı jargonu kullanıp aynı düzeye tabii ki düşmem.

“Fakat işin daha da ilginç kısmı bu cümle. Bu cümleyi okuyunca Le Soir’da, korktum. Hakikaten dava açabilirlerdi. Bu cümle o kadar tepki çekmedi. Buna da geldi ama hani zoraki… Artık başka bir şey kalmayınca ellerinde. Asıl tepki çeken cümle ise çok daha hafif. Bence yanlış bir cümle çünkü benim söylediklerim bire bir bu değil. La Repubblica’daki orijinal söyleşinin başlığı: ‘Bizlere Kürt düşmanlar endoktrine ediliyor’. Şimdi bu ‘Bize Kürt nefreti öğretiliyor’dan çok farklı bir şey. Kaldı ki bu cümle de bana ait değil. Kendisi (muhabir Marco Ansaldo) de bunu iki kez kabul etti. Çünkü adamı da defalarca teyit.org’dan şuradan buradan aramışlar. ‘Hayır, bu benim yorumum’ dedi. Benim o soruya verdiğim yanıtta Kürt sözcüğü bile geçmiyor. Ve tam da bu çizgide konuşuyorum. Evet, bizim eğitimimiz militaristti, şovenistti. Kürt sözcüğü de geçmezdi bizim için. Benim zamanımda Kürtler diye bir halkın varlığı henüz kabul edilmemişti. Ben olsam, ben o başlığı atsam, şöyle atardım: ‘Bize düşmanlar endoktrine ediliyor’. Benim dediğim tam bu. Güzel bir cümle kurmuş ama oraya Kürt’ü yersiz koymuş. Belki sansasyonel amaçlarla koydu. Belki kendimi anlatamadım, sonuçta bir telefon röportajıydı bu. İngilizceydi, ikimize de ait olmayan bir dilde.

“Diyelim, tamam, o yanlış anladı. Le Soir iyice çarpıtmış. Fakat en çarpıtılmış hâlinde bile bir ülkeyi galeyana getirecek ne var, açıkçası ben göremiyorum. ‘Aslı Erdoğan, yanılıyorsun’ dersin geçersin. Bu söylenmemiş cümleye öyle bir tepki yağdı ki hakikaten cümle doğrulandı. Benim bile farkında olmadığım öyle bir Kürt nefreti çıktı ki toplumda, dudak uçuklatıcıydı. Yani ‘Gerçekten de biz Kürtlerden nefret ediyormuşuz’ der şimdi aklı başında kim olsa. Maalesef bu cümleyi sizler doğruladınız. Ve artık bunu da inkâr edemeyecek kadar rezil yerlere düştünüz.

“Şimdi artık durup bir yüzleşelim. Biz niye Aslı Erdoğan’dan bu kadar nefret ettik? Biz niye Kürtler denince cinnet geçiriyoruz?

Ne olmuştu?

Aslı Erdoğan’ın İtalyan La Repubblica’ya verdiği bir röportajı hatalı şekilde çeviren Belçika’daki Le Soir gazetesi, yaklaşık iki yıldır Almanya’da yaşayan yazarın, “Türklere okula başlar başlamaz Kürtlerden nefret edilmesi öğretiliyor” dediğini yazmıştı.

Türkiye’deki çok sayıda haber sitesi ve gazete, Erdoğan’ın söylediği iddiasıyla bu sözleri yayımlamış ve ardından yazara yönelik sosyal medyadan linç kampanyası başlatılmıştı.

İddialar yalanlansa, hakikat başka türlü olsa da linç durmamıştı.

Yazarın annesi Mine Aydoslu, o esnada sağlık sorunlarıyla boğuşan ve ameliyata hazırlanan kızının sağlık durumunun bundan kötü etkilendiğini aktarmıştı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.