ARINÇ: 'CEMİL BAYIK BENİM MUHATABIM DEĞİL’
Bakanlar Kurulu sonrası, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
04 Kasım 2014 Salı 12:26
Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada HDP’yi eleştirerek “Ayarları yok, nerede ne söyleyeceklerini hiçbir zaman düşünerek hareket etmiyorlar” ifadelerini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sonrası, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç basın toplantısında açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin “Cemil Bayık’ın ABD’nin çözüm sürecinde gözlemci ülke olması yönünde bir açıklaması var. Bununla ilgili değerlendirmeniz ne olur” sorusu üzerine Arınç şunları söyledi:
‘Benim muhatabım değil’
“Size Cemil Bayık kimdir’ diye sorsam biraz gülünç kaçacak. Bununla ilgili habere baktığım zaman, ‘terör örgütü yöneticisi Cemil Bayık’, böyle bir söz söyledi. Terör örgütü yöneticisi dediğimiz bir adamın ne söylediğini ve buna karşılık olarak başbakan yardımcısı sıfatıyla birisinin cevap vermesini istiyorsunuz. Bu mümkün değil.
“Terör örgütü yöneticisi olarak bilinen bir insan ne söylerse söylesin, benim muhatabım değil, ben bu konuda bir şey söylemek durumunda kalırsam bu da Türkiye Cumhuriyeti’ne yazık olur.”
HDP’ye eleştiriler
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ”Barışın anahtarı Kobani’dedir” açıklamasına yönelik değerlendirilmesini sorması üzerine Arınç şunları söyledi:
“Çünkü ben, HDP içerisindeki bazı milletvekillerinin samimi olarak çözüm sürecini istediklerini biliyorum. Büyük bir kısmının ise böyle bir görüntüde olmadığını hatta ne olup bittiğinden bile haberdar olmadığını, farklı etkiler altında kalabildiğini de biliyorum, kendileriyle görüştüğümüz için. Ama netice itibarıyla HDP siyasi bir partidir, onun milletvekilleri vardır ve bu konunun içerisinde İmralı ile Öcalan ile görüşmeler yapan bazı milletvekillerinin olduğu da bütün kamuoyunun malumudur. Adalet Bakanlığımızın izniyle bazen isimler değişmek suretiyle, bazen iki kişi mi, üç kişi mi gidecek noktası, farklılık gösterebilmektedir.
“Üzüldüğüm şey şudur; HDP’li bazı milletvekilleri zaman zaman hakaret, zaman zaman tehdit, zaman zaman şantaj yapma haklarını kendilerinde görüyorlar. Ayarları yok, nerede ne söyleyeceklerini hiçbir zaman düşünerek hareket etmiyorlar. Ama kendileri küçücük bir eleştireye uğradığı zaman da yine bas bas bağırmaya devam ediyorlar. Eleştiri sizin için az bile, eleştirinin en ağırını sizler için yapacağız. Bunlara tahammül göstereceksiniz. Çok yanlışlarınız var, bu yanlışlardan dolayı bize bağırıp, çağırmak yerine kendinize dönüp bir bakmanız lazım.”
“HDP bu suçunu kabullenmek yerine adeta başka mazeretlerle, alay eder gibi bir tavır içerisine girmiştir. 40’tan fazla canın hayatını kaybettiği bu olaylardaki sorumluluklarını inkar etme yoluna gitmişlerdir. Ama bu sefer 1 Kasım’da da yine ‘sokaklara çıkın’ çağrısıyla bu olayların benzerlerinin tekrarlanabileceği gibi bir endişe doğurmuşlardır. Allahım saklasın, Türkiye bunların her gün ‘sokağa çıkın’ çağrısıyla canlar ve mallar zarar görecekse, böyle bir süreçten bahsetmek garip olmaz mı? Bütün bu olayların pek çoğunda HDP il ve ilçe örgütleri baş at rolü oynamıştır. Bazı olayların içinde HDP milletvekilleri bizzat bulunmuşlardır.
“Biz, partilerin kapatılması taraftarı değiliz. Partilerin kapatılmasını imkansız hale getiren anayasa değişikliğine biz ‘evet’ oyu verirken BDP’li veya o zamanki DTP’li hiçbir milletvekili oylamaya katılmamıştı. Ama düşünün bu tür olaylarda baş at rolü oynayan bir siyasi parti demokratik ülkelerde bile hayatiyet bulamaz. Burası Türkiye, biz yaşasınlar istiyoruz. O siyasi partilerin mensupları bireysel suçları bakımından yargılansın ama parti zarar görmesin istiyoruz. Ama bunu istismar etmeye de kimsenin hakkı yoktur.
‘Şov yapmak bizim işimiz değil’
“HDP’nin il, ilçe başkanları, KCK’sı KDK’sı bilmem nesi, hepsi bu işlerin içerisinde ön planda rol alırken biz onları sadece eleştirmiş oluyoruz. Onlar da bize karşı ağızlarına gelen her türlü hakareti savuruyorlar. Bu üsluplarına devam ederse kendileri bilir. Sürecin ne kadar zararlı sonuçlara yol açabileceğini ve bundan kimlerin daha çok zarar göreceğini milletvekili olduklarına göre herkesin çok iyi bilmesi lazım.
“Biz, Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin devam etmesi için sabır gösteriyoruz, bir. İtina gösteriyoruz, iki. Yapılabilecek işlerin azamisini yapmaya çalışıyoruz, üç. Ama şov yapmak bizim işimiz değil veya hakaret, tehdit etmek bizim işimiz değil. İllegal yapılanmalara destek vermek, güç vermek bizim işimiz değil. O yüzden o arkadaşlara buradan tekrar rica ediyorum, siz kendinize bir bakın, üslubunuza, yaptıklarınıza bir bakın, bunların gerçekten çözüm sürecine katkı sağlayıp sağlamadığı konusunda bir kendinizle muhasebeleşin. Ondan sonra gerekiyorsa bize söz söylersiniz.”
Kobani
“İkinci bir kafilenin gideceği veya ikinci bir askeri gücün, grubun gideceği, bu kesinlikle doğru değildir. Bu konuda bir talep de olmamıştır, bir hazırlık da olmamıştır. Türkiye tarafına bildirilen herhangi bir bildirim de olmamıştır. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız eğer o bölgedeyse tahmin ediyorum ki bazı gelişmeler için gitmiş olabilir. Böyle bir konuyu görüştüğünü veya bu konuda Türkiye’ye herhangi bir istemde bulunulduğunu bilmiyorum.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.