ANADİLDE OTUZ BEŞ!
Trafik kazasında ölen 35 kişi ile devletin bombalaması sonucu ölen 35 kişi eşit midir, denk midir, özdeş midir? Özcan Özen yazdı...
09 Ocak 2012 Pazartesi 11:09
Trafik kazasında ölen 35 kişi ile devletin bombalaması sonucu ölen 35 kişi eşit midir, denk midir, özdeş midir? 35 kişinin trafik kazasında ölmesiyle 35 kişinin bombalanma sonucu öldürülmesi aynı mıdır?
İnsanın anadili gibisi yok. Anadilindeki sözcükleri, daha önce hiç işitmemiş olsa ve anlamını bilmese dahi, çok daha kolay ve hızlı olarak anlayabiliyor, anlamlandırabiliyor insan.
Örneğin “norm” sözcüğünü anadili Türkçe olan birinin anlaması (bir Batı dili eğitimi almamışsa ya da bir yabancı dil sözlüğüne bakmıyorsa) neredeyse imkânsızdır. Belki bir nebze aşina olduğu “normal” sözcüğünü hatırlarsa biraz anlamlandırabilir. “Norm” yerine “düzgü” sözcüğü kullanılsa ve anadili Türkçe olan kişi bunu daha önce hiç işitmemiş olsa dahi hemen bir anlam vermeye başlayabilir. Zaten “normal” yerine “düzgün” sözcüğünü daha sık kullanmaktadır.
İngilizcedeki “pattern” sözcüğü Türkçeye çoğu kez “model” olarak (İngilizce bir sözcük bir başka İngilizce sözcükle) karşılanmakta, aslında çevrilmemektedir. Oysa Türkiye’de ilkokul birinci sınıf öğrencilerine daha ilk derste öğretilen kavramlardan biri “örüntü” ve pattern ya da model sözcüğünden çok daha fazlasını ifade ediyor.
En güzel sözcük?
“Eşit” ya da “eşitlik” ne güzel bir sözcüktür ama çoğu kez yanlış kullanılmaktadır. Örneğin şöyle haberler ya da yazılar okuyabiliyoruz: “Bir İsrail askeri kaç Filistinliye eşit?” ya da benzer olarak “...bedel? ... özdeş? ...eşdeğer? ” Filistin örgütlerinden Hamas’ın esir aldığı İsrail askeri Gilad Şalid’e karşılık İsrail’in 1.027 Filistinliyi serbest bırakacağını açıklaması üzerine bu tür yorumlar yapılmıştı. Oysa bu konu özelinde bir İsrail askeri 1.027 Filistinliye eşit değil denktir. Ancak asla özdeş değildir, eşdeğer değildir.
Bu sözcüklerin ve kavramların hepsi birbirinden ayrıdır ve bir dilin zenginliğini oluşturan da kavram zenginliği ölçüsünde sözcük zenginliğine sahip olmasıdır. Anadilimiz Türkçe sayesinde böylesi bir zenginliğe ulaşabiliyoruz. Ancak genelde gündelik dilde yanlış kullanıyoruz. İsrail’in rehine pazarlığında kullanılan kavramlara daha yakından bakmakta yarar var.
Kavramlar ve sözcükleri
Özdeş: Her türlü nitelik bakımından eş, ayırt edilemeyecek kadar benzer olan. Aynı. Matematik diliyle söylersek: x²=x.x (x kare eşittir, x çarpı x). Yani, birbirine özdeş olan iki ifadede bilinmeyen yerine konulacak herhangi bir değerde iki ifade birbirine eşittir. X yerine ister 2 koyun ister 1002 ifade geçerlidir. Yani her sayı için geçerlidir. Eşitliğin her iki yanındaki ifade her zaman özdeştir.
Denk: Yük hayvanlarının iki yanına yüklenen parçalardan her biri, ağırlıkça eşit olan iki şeyden her biri. “Bu çuvalla şu kutu birbirine denktir.” Matematik diliyle söylersek: x²=4 (x kare eşittir, dört). Yani, birbirine denk olan iki ifadede bilinmeyen yerine konulacak bir (ya da iki) değer için iki ifade birbirine eşit olur. Bu durum x’in -2 ve/veya +2 olması halleri için geçerlidir diğer hallerde geçerli değildir. Özdeş değil denktirler.
1 İsrail askerinin 1.027 Filistinliye denk gelmesi sadece 2011 yılındaki özel durum ile ilgilidir. Bundan önce de İsrail esir askerlerin Filistinli tutsaklarla takas etmişti ama 1’e 1027 denkliği söz konusu değildi “sayılar” çok daha azken bir denklik kurulmuştu.
Eşit: Yapı, boyut, oylum, nicelik ve nitelikçe birbirinden ne artık ne de eksik olmayan. Matematik diliyle söylersek: 2=2 ya da 3x=3x gibi. Üç elma üç elmaya eşittir, 3 elma ile 3 armut eşit değildir.
Bu üç sözcük de Türkçe ve bu yüzden onların ifade ettiği kavramları kavramamız da anadili Türkçe olanlar için böylesine kolay.
Eşit miyiz?
O zaman bir sağlama yapalım:
Trafik kazasında ölen 35 kişi ile devletin bombalaması sonucu ölen 35 kişi eşit midir, denk midir, özdeş midir? 35 kişinin trafik kazasında ölmesiyle 35 kişinin bombalanma sonucu öldürülmesi aynı mıdır? Birileri “ölüyor” diğerleri “öldürülüyor” derken bile eşitlik, denklik, özdeşlik, aynılık olamayacağı aşikâr.
“Türkler Kürtlerle eşittir,” “Kürtler Türklerle eşit haklara sahiptir,” ifadeleri doğru mudur? Bu önermelerin türevlerinden biri de şudur: “Bu memlekette bir Kürt cumhurbaşkanı olabilir, hiçbir engel ya da sakınca yoktur.” Peki, Genelkurmay başkanı olabilir mi? Örneğin orduda kaç tane Kürt kökenli albay vardır? Yüzbaşı? Kaç tane Ermeni, çavuş rütbesindedir?
Konudan sapmadan yukarıdaki eşitlikle ilgili sorulara daha yakından bakalım: Örneğin “Ankara-İstanbul otoyolunda da 35 kişilik bir araç konvoyu bombalanabilirdi,” diyebiliyorsak Türkler ile Kürtler arasında o zaman “eşittir” sözcüğünü kullanmamıza engel yoktur. Böyle bir kaza, hata, ihmal ve buna benzer kusurların mesela İzmir’de ya da Trabzon’da vuku bulması neredeyse imkânsızdır.
Türk’ün Kürt ile özdeş de olamayacağı çok açık. Örneğin her ikisi de farklı bir anadile sahiptir (tıpkı Almanya’daki Türk ile Alman’ın olduğu gibi, ya da Kosova’daki Arnavut ile Türk gibi) ikisi de anadilinde eğitim alamamaktadır (Almanya ve Kosova’daki Türk alabilmektedir).
“Denk” olup olmadıklarına bakmadan ara örneğimize geri dönelim:
Peki trafik kazasında ölen 35 kişiyle bombalanarak öldürülen 35 kişi denk midir? Ölüm koşulu dolayısıyla “denk”tir. İsrail askerinin takasında olduğu gibi 35 kişinin trafikte ölmesiyle 1 kişinin bombalanma sonucu ölmesi de denktir ama. Koşul olarak aldığınız önemlidir burada.
Fakat bu sonuçtan “Kürtler Türklere denktir,” sonucu da çıkarılamaz. Çünkü bir koşul yerine getirilmemiştir bunu söyleyebilmemiz için. Kürtler de Türkler gibi kendi kaderlerini tayin ediyorlarsa ya da etmişlerse “evet” denktir denilebilir. Eşit ve özdeş değillerdir ama bu koşul dolayısıyla denktir (sadece denktirler) denilebilir. Hani kız alırken ya da verirken “davul bile dengi dengine...” denilmesinde olduğu gibi. Uluslar da dengi dengine?
Özdeş olamazlar ama eşit olabilirler. Örneğin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi gelecekte Irak’tan bağımsızlığını ilân edecek olursa o zaman Kürtlerin de bağımsız devletleri olacağından “eşit” olabilirler “denk”liğin ötesine geçerek. Şu haliyle eşit değillerdir. Örneğin Mesut Barzani’nin siyaset ve diplomasi hiyerarşideki yeriyle Abdullah Gül’ün yeri eşit değildir. Biri bir ülkenin cumhurbaşkanı diğeri bir eyaletin başkanı (valisi). Gül ve Obama’nın makamları eştir ama her ikisi de bir uluslararası toplantıda ABD’deki bir eyaletin valisinden faklı ve eşit olmayan bir temsil gücüne sahiptir.
Ölen ben öldüren?
Anadilimizin olması ve zengin bir içeriğe sahip olması ve nihayetinde bunun eğitimini alabilmemiz ne kadar muhteşem değil mi? Anadilimiz olduğundan Türk Dil Kurumu’nu sözlüklerine bakarak eşit, denk, özdeş, eşdeğer vb. sözcükleri açıp okuyabiliyor aralarındaki ayrımların farkına varabiliyor ve konuşurken bu zenginliği kullanabiliyoruz:
Örneğin “35 Kürt öldü” diyebiliriz; “35 Kürt öldürüldü,” diyebiliriz; “35 Kürt hava bombardımanı dolayısıyla öldürüldü,” diyebiliriz; “35 Kürt Türk Hava Kuvvetlerinin hava bombardımanı dolayısıyla öldürüldü,” demiş dünya basınından kimileri.
O ölen 35 Kürt 35 Türk’e eşit, denk, özdeş mi?
Kürt olmasalar ölmeyecek 35 kişi mi?
Kürt olmasalar kaçakçılık yapmak zorunda kalmayacak 35 kişi mi?
Kürt olmasalar köyleri boşaltılmayacak ve ekmek parası için Batı’daki şehirlerde inşaatlarda, tersanelerde işgüvencesi ve güvenliğinden yoksun olarak ve diğerlerinden daha ucuza çalışmak zorunda kalmayacak ve iş kazasında ölmeyecek olan 35 kişi mi?
Kürt olmayacak olsalar ölmeyecek 35 kişi...
Türkçede otuz beş kişi artık ölümle anılıyor.
Sahi, Kürtlerin anadilinde otuz beş can nasıl deniliyor?
Özcan Özen (sendika.org)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.