ALTAN TAN'DAN BDP'Lİ BELEDİYE'YE SERT ELEŞTİRİ
Altan Tan, bazı BDP'li Belediyeler ile DTK'ya çevre ve ekoloji üzerinden sert eleştiriler yöneltti. Tan, DTK adına hareket ettiğini söyleyen bazı kişilerin halkı yanılttıklarını iddia etti.
03 Mart 2014 Pazartesi 12:21
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Dicle Vadisinde Üniversite'nin kestiği ağaçlara tepki için Dicle Vadisinde çadır kurma eylemi gerçekleştirirken, BDP'nin Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, BDP'li bazı Belediyeler ile DTK'ya çevre ve ekoloji üzerinden sert eleştiriler yöneltti.
Ferit Aslan ile Bayram Bulut'un ortak haberine göre; DTK adına hareket ettiğini söyleyen bazı kişilerin halkı yanıltıklarını söyleyen Tan, "DTK Eş başkanları yaklaşık bir yıldır hiçbir mevzuda insiyatifleri yok ve insiyatif kullanmıyorlar" dedi. Dicle Vadisinde balık göleti inşaa edilecek diye milyonlarca dolarlık kum satıldığını ve vadinin harap edildiğini de söyleyen BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "Kırklar dağı satıldı, Şeyh Sait ve arkadaşlarının mezarlarının üzerinde hastane yapımına izin verildi, bunlara kimse ses çıkarmadı" dedi.
"ŞEYH SAİT VE ARKADAŞLARININ MEZARININ OLDUĞU YERE KİM RUHSAT VERDİ"
BDP Diyarbakır Miletvekili Altan Tan, TOKİ'nin Diyarbakır'da "Yeni bir stadyum yapacağım" diye mevcut stada el koyduğunu, ve orada arsanın iki buçuk katı kadar inşaat izni vererek bir ticari projeyi ihaleye çıkardığını söyledi. Buna da karşı durulması gerektiğini söyleyen Milletvekili Tan, "Çünkü, buda zaten çok sıkışık olan Ofis semtini içenden çıkılamaz bir hale getirecektir. Yanlış bir tasarımdır. Ama, ayrıca bunlardan da önemlisi Dağ kapıda 29 Haziran 1925'te Şeyh Sait Efendi ve 46 arkadaşının toplam 47 büyük Kürt önder, siyasetçi, alim ve şeyhinin idam edildiği ve mezarlarının olduğu yere Hastane ruhsatı verildi. Kim verdi. Bunların tamamına araştıralım. Bu ruhsat ve inşaat süreçleri nereden geçti. Kimler bu günaha ortak oldu, unun için şehrimizi top yekun savunalım, top yekun değerlendirelim. Stadyumun TOKİ'ye verilmesine de karşı çıkalım, Kırklar dağına da karşı çakalım, Alman Hastanesine de nasıl yapıldığını kurcalayalım araştıralım karşı çıkalım. Surlarımıza da sahip çıkalım, geçmişimize de geleceğimize de sahip çıkalım" dedi.
"DTK EŞ BAŞKANLARININ BİR YILDIR İNSİYATİFLERİ YOK, KULLANAMIYORLAR"
Altan Tan, Diyarbakır'ın ağacından, yaprağından, nehrinden tutun böceğinden ve vadilerine kadar her şeyin dikkatlice muhafaza edilmesi gerektiğinide belirterek, "Şimdi tabi bu muhafaza edilmesi yolunda da halkın doğru bilgilendirilmesi lazımdır. Şimdi son dönemlerde Dicle Vadisi ile ilgili büyük tartışmalar yaşanıyor. Ama, maalesef defalarca ikaz etmeme rağmen, elimdeki bilgi ve belgeleri sunmama rağmen bugün DTK adına hareket ettiğini söyleyen bazı kişiler halkı yanıltıyorlar. DTK Eş başkanları yaklaşık bir yıldır hiçbir mevzuda insiyatifleri yok ve insiyatif kullanmıyorlar. Nedir bu yanıltma, 'Dicle vadisine konut yapılacak, rezerv alanı ilan edildi ve Hevsel bahçelerine konut yapılacak'. Halbuki rezerv alanı ilan edilen alanın içerisinde Hevsel bahçeleri yok. Bunun haritaları var. Bakanlar kurulunun ilan ettiği haritalar var" dedi.
Hevsel bahçelerinin ilan edilen rezerv alanı içerisinde olmadığını söyleyen BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, şöyle konuştu:
"REZERV ALANI İLAN ETMEK ORAYA KONUT YAPMAK DEMEK DEĞİLDİR"
"Birinci yalan bu. İkincisi, rezerv alanı ilan etmek oraya konut yapmak demek değildir. Dicle Vadisi ile ilgili Bakanlar kurulunun ilan ettiği rezerv alanı biz Dicle nehrinin önüne arkasına yanına konut yapacağız anlamında değil. Dicle Vadisi ile ilgili bir mastır planı hazırlanıyor. Bu mastır planının yapılabilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakanlar kurulu kararı ile ilan edilen rezerv alanında bir proje hazırlatıyor. Bu proje açık ihalesi iki sefer yapıldı. Mimarlık ile ilgili uzman bir büro bunu aldı ve şu an bu projeleri hazırlıyor. Tabi ki bu projeler doğru hazırlanıyor, yanlış hazırlanır. Bizim görevimiz, siyasetçiler ve şehrin dinamikleri olarak bu projenin Unesco standartlarında doğru hazırlanmasıdır. Ama bu proje hazırlanmasın, bu projeyi hazırlayanlar buraya konut alanı ilan edecekler veya Hevsel bahçeleri konut oluyor gibi provakatif ve yanlış bilgiler olayı doğru mecrasından çıkarır. Ben şunu teklif ediyorum diyorum ki; gelin bütün bu şehrin dinamikleri bende başta bir ulusal kanalda televizyonda bu konuyu enine boyuna tartışalım. Rezerv alanı nerelerde ilan edildi, Hevsel bahçeleri bu alanın içinde mi, değil mi artı nasıl bir proje hazırlanıyor bunu siyasiler, projeyi çizenler ayrıca sivil toplum kuruluşları bu konu ile ilgili kimler varsa birlikte sakin sakin tartışalım."
"HEVSEL'E ÇADIR KURANLAR KUM OCAKLARINA VE KIRKLAR DAĞINIDA KURSUNLAR"
Dicle Vadisinde ağaç kesimi nedniyle BDP ve DTK'nın çağrısı ile Dicle Vadisinde çadır kurulduğunu söyleyen BDP Milletvekili Altan Tan, yanlış bilgilendirmeye karşı olduğunu söyledi. Kırklar dağının satıldığını, bu kararın BDP'li Sur Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesindren geçerken ciddi hiçbir reaksiyon ortaya konmadığını ve çok büyük yanlışlıklar yapıldığını söyleyen Tan,
"Şu an korunması istenilen ve rezerv alanı içerisinde bulunan bu alan Dicle vadisinin yarısından fazlasını teşkil eden büyük kum ocakları açıldı. Bir balık göleti inşaa edilecek projesi ile milyonlarca dolarlık kum satıldı, halende satılıyor ve Dicle vadisinin yarısından fazlası olduğu gibi tahrip edildi. Buna karşıda hiçbir tavır yok. Kim yaptı bunları. Bu projeler Sur Belediyesinden, Büyük şehir Belediyesinden geçti. Tarım Bakanlığı müsade etti. Ve il özel idaresi de bu kum ocaklarına izin verdi. Yani koordineli bir suç var ortada. Organize bir suç var ortada. Üniversitede buna göz yumdu. Üniversite, Belediye , Tarım Bakanlığı, Hükümet, Milli Emlak ve özel idare beraber bu cinayete ortak oldular. Ve Diyarbakır'da bununla ilgili bugüne kadar en ufak bir gösteri yapılmadı. Bu Hevsel bahçelerine çadır kuran arkadaşlar bu çadırları önce kum ocaklarının olduğu Dicle vadisine kursunlar. Satılan Kırklar dağına kursunlar, Kırklar dağında ne döndüğünü hep birlikte ortaya çıkaralım. Tekrar söylüyorum şehrimizin her bir taşı, böceği ve Dicle vadisinin suyu hepimizin için çok çok önemlidir. Hayatımızdır, geçmişimizdir, geleceğimizdir. Ama bunları doğru bir şekilde tartışalım. Bu çadırlar önce Kırklar dağına kurulmalı ve Dicle vadisinde balık çiftliği kuracağız diye açılan ve vadiyi allak bullak eden kum ocaklarına kurulmalı" diye konuştu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.