23 Kasım 2024
  • İstanbul3°C
  • Diyarbakır18°C
  • Ankara16°C
  • İzmir16°C
  • Berlin4°C

ALİZA MARCUS: ABD, KÜRDLERİ GÖZDEN ÇIKARAMAZ

Amerikalı analist ve yazar Aliza Marcus, Türkiye’nin Cerablus harekatından sonra da Amerika ve YPG arasındaki askeri ilişkinin devam edeceğini belirterek, bunun için birçok sebep olduğunu söyledi.

Aliza Marcus: ABD, Kürdleri gözden çıkaramaz

08 Eylül 2016 Perşembe 12:21

Amerikalı analist ve yazar Aliza Marcus BasHaber’den Yeter Polat'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı:

-ABD ile YPG arasında devam eden işbirliği aniden Türkiye’nin Cerablus harekatı ile kesintiye uğradı. Neden oldu bu?

Türkiye çok endişeli görünüyor. YPG Minbic’i ele geçirdi ve Cerablus’un kuzeyine doğru ilerlemeye başladı. YGP bunu Afrin’in doğusunu diğer kantonlarla birleştirmek için bir fırsat olarak gördü. Bu şekilde YPG, Türkiye’nin Suriye ile olan bütün sınırlarını (Hatay hariç) kontrol altına alabilirdi. Türkiye açık bir şekilde bunu istemediğini gösterdi. YPG’nin PKK ile bağlantısı var ve PKK, Türkiye ile savaşıyor. Bundan dolayı Türkiye, YPG’nin kendi sınırında bu denli etkin olmasını istemiyor. Türkiye hiçbir zaman Kürdlerin; İran, Suriye, Türkiye ve Irak’ta bile bağımsız bir yönetim kurmalarını istemedi ve istemiyor. Türkiye uzun yıllardır Irak’ta Kürdlerin kendi kendilerini yönetime fikrine de karşı çıkmıştır. Ebette şu anda Türkiye ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) ilişkileri çok iyi. Ancak bütün dengeler değişebilir. Bununla birlikte Türkiye’nin Cerablus’a girme kararı Amerika’nın YPG’ye olan desteğini azaltmadı ya da bitirmedi. Hatta eskisi kadar güçlüdür.

-Pentagon yetkilileri defalarca YPG’nin sahadaki en iyi müttefikleri olduğunu söyledi, Başkan’ın Özel Temsilcisi MacGurk’un YPG, CENTCOM Komutanı General Votel’in DSG ziyaretlerine tanık olduk. IŞİD henüz teritoryal hakimiyetini sürdürüyor Suriye’de. Rakka ve Deyrul Zor gibi petrol bölgeleri ve Suriye’nin neredeyse üçte biri onların elinde. Bu işbirliği devam edecek mi?

Amerika ve YPG arasındaki askeri ilişki kesinlikle devam edecektir. Bunun için birçok sebep vardır. Birincisi Kürd Güçleri, IŞİD’i yok etmeye çalışıyor. Amerika da bunun farkında ve sadece Kürdlerin IŞİD’e karşı iyi savaşacağını biliyor. İkincisi YPG, IŞİD’i yenebilecek kapasitesi olduğunu göstermiştir. YPG, iki yıldan fazladır Rojava’da Cihatçılara özellikle de IŞİD’e karşı savaşıyor. Bu süre boyunca YPG, birçok bölgenin kontrolünü IŞİD’den almayı başarmıştır. Aynı zamanda PKK, KBY'ye de destek vermektedir. ve son Mahmur savaşında ve Şengal’deki Ezdilerin savunmasında bulundu. PKK, Kerkük savunmasına da katkıda bulundu. Bu nedenle bu grup IŞİD’e karşı elinden gelen her şeyi yapabilir ve PKK bunu yaparken güç kaybetmesine rağmen bunu yapmaya devam ediyor. Şuana kadar kaç savaşçısının kaybettiği belli değil. Ama çok sayıda cenazenin kaldırıldığını biliyoruz. Birçok savaşçının öldürüldüğünü gördük. Fakat bu YPG’yi durdurmamıştır ve YPG, IŞİD’in büyük bir tehlike olduğu ve onlar ile anlaşamayacaklarının farkındalar. Elbet Peşmergeler de cesur bir şekilde savaşıyorlar ve biz biliyoruz ki Amerika, Peşmerge’nin en büyük destekçisidir.

Bundan dolayı Amerika, YPG’ye verdiği desteği devam edecektir. Çünkü IŞİD’e karşı savaşta YPG’ye ihtiyacı vardır. Son yıllarda Suriye Kürdlerin sempatizanları ve uluslararası destekçileri artıyor ve Amerika, İngiltere, Kanada ve diğer ülkelerde birçok kişi YPG’ye katılıyor. Bu insanlar gönüllü olarak YPG’ye katılıyorlar ve bu ülkelerin YPG savaşçılarında yardım etme bilinci artıyor. Ayrıca YPG olan yerel hayranlık ile birlikte kamusal desteklerini de arttırıyor.

Fakat bu destek sadece askeridir. Amerika, Rojava’nın Kürd yönetimlerine siyasi destek vermiyor. Uzunca bir süre Amerika ve Rojava’nın ilişkileri ve yardımları durgundu. Amerika’nın politik olarak Rojava’ya müdahale etme ihtimali çok yüksek. Hem de PYD’nin gerçek bir demokratik sistem kurması konusunda cesaretlendiriyor ve de Amerika kendisinin iyi bir müttefik ve YPG’nin de önemli bir savaşçı olduğu mesajını açık bir şekilde gönderecektir.

-ABD’nin, IŞİD’e karşı harekatında Türkiye YPG’nin rolünü oynayabilir mi? ABD’nin hava harekatı karadan desteklenmediği sürece sonuç alıcı olmadığı da biliniyor mu? Türkiye veya Türkiye’nin desteklediği güçler YPG’nin bu rolünü oynayabilir mi?

İlk olarak, Amerika, YPG’nin yerine başka bir güç aramıyor ve böyle bir şeyin olması mümkün değildir. YPG ve onun siyasi kanadı PYD, Fırat’ın doğusunda birçok alanın kontrolünü ele geçirmişlerdir. YPG hiçbir şekilde bölgeden geri çekilmeyi kabul etmeyecektir. Türkiye, IŞİD’e karşı savaşmada bir rol oynasa bile YPG’nin yerini alabileceği anlamına gelmiyor.

Amerika uzunca bir süre Türkiye’nin IŞİD’e karşı aktif bir şekilde savaşmasını bekledi. Türkiye toprakları uzunca bir süre IŞİD destekçileri için kolay bir geçiş noktasıydı. Bir süredir Türkiye’den IŞİD’e karşı katılım arttı. IŞİD, Türkiye’deki Kürdlere karşı büyük saldırlar gerçekleştirdi. Fakat bu saldırılardan Türkiye de zarar görmektedir. Eğer öldürülenlerin kimlikleri göz ardı edilir ise Türkiye bundan zarar görüyor. Türkiye’nin sadece IŞİD’i engellemek için Suriye’ye girmeye karar vermediği çok açıktır. Türkiye, Kürdlerin kantonların birleştirmelerine engel olmak istiyor. Bundan dolayı Türkiye, YPG’nin rolünü almak ile ilgilenmiyor. Türkiye’nin şu amaçları vardır: Hem IŞİD’i kendi sınırlarından uzaklaştırmak istiyor hem de Suriye Kürdlerin sınırındaki bütün alanları kendi kontrolüne almalarını istemiyor. Bu yüzden Amerika için YPG ve YPG’nin liderliğindeki DSG Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan tek güç olarak kalıyor.

Amerika’nın YPG ile ilişkisi nedeni ile Türkiye’nin de planları da karışıyor. PKK ile savaşında Türkiye’nin istikrarını bozuluyor. PKK şehir merkezlerinde kontrolü ele geçirip ve güvenlik güçlerinin girişini engelledikten sonra Türkiye’nin güvenlik güçleri büyük şehirleri büyük oranda tahrip etti. Şimdi PKK yollara döşediği bombalar ile Türk güvenlik güçlerine saldırıyor. Uluslararası Kriz Grubu’na göre son zamanlarda yaklaşık olarak 2 bin kişi öldü ve bunlardan 600 güvenlik güçlerinden ve 700 de PKK üyelerinden oluşuyor. Türkiye kendi sınırları içindeki PKK saldırılarını durduramıyor. YPG’nin PKK ile bağlantısından dolayı Türkiye harekete geçme kararı aldı. Kuzey Suriye’nin istikrarı için Türkiye için en iyi yol, PKK için savaşmayı bırakıp Çözüm Süreci’ne dönmesidir.

-Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması sonrası PYD’nin Moskova ve Washington ile ilişkilerinde bir soğuma başladı. YPG, sahadaki operasyonlarını durdurdu, hatta Fırat’ın doğusuna çekildi. PYD’li yetkililer ABD ve Rusya’nın tavrından rahatsızlık ifade eden demeçler veriyor. Moskova ve Washington, Türkiye’nin dayatması ile mi PYD’ye mesafe koyuyor?

PYD’nin Rusya ile ilişkileri her zaman olduğundan fazla abartılı göründü. PYD Şubat 2016’da Moskova’da ofis açtı. Birçok grup Moskova’da ofis açtı. Her ülkenin orada elçiliği var. PYD’nin orada ofis açmasının çok büyütülmemesi gerekir. Bunun sembolik olduğu bellidir. Moskova PYD’nin ofis açması için izin vermiştir. Aslında PYD bundan ne elde ettiği önemlidir. Türkiye’nin Rusya ile olan yeni yakınlaşmasının Rusya ve PYD’nin ilişkilerinin değiştirebileceğini söyleyemem. Fakat Moskova ile olan yeni ilişkisi Türkiye’nin, Suriye içindeki operasyonlarını kolaylaştırır. Bu da çok önemlidir.

-Kürd kamuoyu Rusya ve ABD’nin kendilerine ihanetinden söz eder oldu. Bu tür ilişkilerde “ihanet” var mıdır? ABD ve Rusya’nın partner değiştirmesi Kürdlere “ihanet“ midir?

Rusya ile başlayalım. Rusya, Kürdlere ihanet etmedi. Çünkü Rusya, Kürdlere hiçbir şey vermedi. Ortada herhangi bir ihanet yok. Elbetteki Amerika, YPG için çok şey yaptı. Amerika son 1,5 yıllıdır YPG’ye büyük bir destek verdi. Askeri eğitim, silah ve özel kara güçleri gönderdi. Ben şuanda ilişkilerde bir değişiklik görmüyorum. YPG hem Amerika için hem de IŞİD’e karşı savaşta önemli bir güçtür. Amerika şimdiye kadar Kürdlere askeri yardım dışında bir söz vermemiştir. Rojava’daki politik varlığı için hiçbir söz vermemiştir. Aynı zamanda Amerika, PYD’nin Cenevre Görüşmeleri’ne katılımı için destek olmamıştır. Bir süredir Rojava’nın diğer yöneticileri Amerika’yı ziyaret etmelerine rağmen Salih Müslim Amerika’dan vize alamıyor.

Amerika askeri destek veriyor ancak PYD’ye politik destek vermekten çekiniyor. Amerika PYD’nin kontrolündeki bölgeler için sağlık, yardım ve gıda gibi yardımlar önermedi. Politik destek ve resmi görüşmeler, Rojava’daki istikrar ve Suriye Kürdlerin IŞİD’e karşı savaşında Amerika için durumlarını açıklığa kavuşturmaları için önemlidir.

-PYD’ye yönelik uluslararası kurumlardan insan hakları konusunda çeşitli eleştiriler var. PYD’ye yönelik bu soğuk duruşta bunun etkisi var mıdır?

Gerçekten PYD ve onun Rojava’daki yönetimi konusunda çok fazla eleştiri var. PYD’li olmayan politikacılara baskı uygulandığı ve onların zorla kovulduğu ile ilgili yasal iddialar var. Brahim Bro ile Rojava’dan PYD tarafından atılmadan iki gün önce tanıştım. O Kamışlo’da gözaltın alındı ve sınır dışı edilip Irak Kürdistanı’na gönderildi. Dönmesi halinde öldürüleceği yolunda tehdit edildiğini söyledi. Politikacılara bu şekilde davranılması kabul edilemez. Bunun eleştirilmesi gerekir.

Rojava savaş bölgesidir. Sınırları yakınlaştı. Küçük bir ekonomik hareketlilik vardı. İnsan haklarının ihlalinin özrü yok. Baskı altında istikrarlı bir sistem geliştirilmesi de çok zordur. Amerika ve diğer grupların daha fazla politik olmaları için çok fazla sebep vardır. Rojava’nın demokratik ve istikrarlı olması yardım etmemeliler. Fakat şunu açıklığa kavuşturmalıyım. Şuan Amerika ve YPG arasında bir kırılma görmüyorum. Rojava’daki desteklerinden keskin ve genel bir değişiklik görmüyorum. Genel olarak Rojava Yönetimi için PYD dışındaki grupların desteklerinin arttığını söyleyebilirim. Türkiye’nin Suriye’deki savaş kararı da bunu değiştiremeyecektir.

-PYD, Şam, Rusya ve Washington gibi üç benzemez ile sahada işbirliği yaptı. Oysa şimdi hem rejim, hem de IŞİD ve OSÖ ile çatışma noktasına geldi. Bu çok seçenekli siyasette sona gelindiği söylenebilir mi?

PYD veya YPG’nin çok zor bir konumda olduğunu söyleyebiliriz. Şuanda Türkiye’nin saldırıları ile karşı karşıyalar. Afrin’e girişi engellenmeye çalışılıyor. Kürdlerin kontrolündeki kantonların birleştirilmesi olasılık dışı görünüyor şimdilik. Şuanda bu kararı vermek zorunda değiller. Bu konuyu kapatıp PYD-YPG’nin kazanımlarına bakalım. Fırat’ın doğusundaki Kürd nüfusunun olduğu bütün bölgeleri kontrol altına almıştır. Amerika ve Avrupa ile ilişkileri var. Kendi yönetimlerinde söz sahibiler. Suriyeli Kürdler için önemli ve etkili bir kazanımdır. YPG sadece kendi bölgelerini korusa bile bu hem Kürdler için hem de IŞİD’e karşı savaşta çok önemlidir.

Washington’un Suriye’deki Kürdleri göz ardı edemez. Amerika ve Türkiye’nin bir onluk dilimden daha uzun süreli ilişkileri var. Türkiye, Amerika için önemli bir müttefiktir ve her zaman da böyle kalacaktır. Amerika, Türkiye’yi desteklediğini ispatladı. Amerika son iki yıldır Türkiye’nin muhalefetine rağmen Suriyeli Kürdler ile ilişkilerini geliştirmesi önemlidir.

-PYD, ABD’nin Fırat’ın batısına geçmeme, Türkiye ile ateşkes, Cerablus’tan Azez’e kadar ki hattı Türkiye’ye bırakma taleplerini göz ardı edebilir mi, etmezse ne olur?

YPG-PYD’nin istekleri göz ardı edilemez. Örneğin Amerika, YPG güçlerinin Fırad’ın doğusuna çekilme konusunu netleştirmeli. Bunu kesinlikle yapmalıydı ve yapmalı. Çünkü YPG, Amerika’nın hava desteği olmadan başarılı olamaz. Eğer YPG, IŞİD’e karşı savaşta daha fazla ilerlemek istiyorsa Amerika’nın isteklerini gözardı edemez. YPG’nin Suriye’de Türkiye ile sert bir savaşa girmemesi akıllıca olur. Fakat Türkiye’nin Suriye’de Kürdlere karşı yeni bir cepheye girmemesi de akıllıca olur. Cerablus’taki son değişimler doğrultusunda böyle bir şey hem Türkiye hem de Kürdler için olmaz. Eğer iki taraf doğrudan savaşa girerlerse iki tarafta çok şey kaybedecektir. Eğer sakinleşirlerse de çok şey kazanacaklardır.

-ABD’nin PYD’yi yalnız bırakması, bir süre sonra sınırlarında Türkiye ve Güney Kürdistan ile sorunlu olan PYD’nin ya rejimle daha da yakınlaşması ya da arada ezilmesi dışında bir seçeneği olur mu? ABD, YPG’li müttefiklerini Türk veya Suriye tankları altında ezilmesine izin verir mi?

Yakında zamanda Amerika’nın böyle bir şeye izin verip vermeyeceğini söylemek zordur. Şimdilik Esad, YPG ile çatışabilecek ve büyük şehirlerindeki kontrolü ele geçirebilecek güce sahip değildir. Fakat Esad, Kürd güçlere saldırır ise her zaman büyük bir tehlike içine girecektir. Aynı şekilde IŞİD’in kontrolündeki bölgeleri de alamaz. Çok yakın zamanda YPG’nin böyle bir şey yapıp yapamayacağı konusunda bir şey söylemek çok zor. Bu tür olayların olduğu zamanlarda Amerika’nın Küdleri büyük baskılar altında savunduğu ve desteklediği kesindir. Bunun dışında Amerika’nın yardımları da baskı altında olabilir. Mesud Barzani, Esad’ın Suriyeli Kürdlere saldırmalarına izin vermeyecektir. KDP ve PUK da Kobanêli Kürdlerin IŞİD saldırılarına karşı savunmamaların yardım ettiler. Onlar 2014 yılında Peşmerge ve ağır silahlar gönderdiler. Eğer Suriyeli Kürdler kendi bölgelerinde IŞİD veya Esad güçleri ile karşı karşı gelirler ise Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Suriye Kürdlerinin savunmasına katılıp yardımcı olacağına eminim.

Rojava’daki durum inanılmaz derece de karışıktır. Türkiye’nin katılımı, bütün partilerin ilişkilerini karmakarışık etmiştir. Son olarak Türkiye’nin Suriye Kürdlerinin bağımsızlık ile ilgili endişesi temelindeki sorun Türkiye ve PKK arasındaki savaştır. Çözüm Süreci 2015 yılına sona erdirilmişti. Bunun yeniden başlaması gerekiyor. Ancak Türkiye’nin şuandaki durumunda Çözüm Süreci’nin yeniden başlaması çok zor görünüyor. Savaş inanılmaz derece korkunçtur. Savaş 30 yıldır devam ediyor ve 30 yıl daha devam edecektir. Sakinlik ve iki tarafın da yeninden barış görüşmelerini başlatmaları için kesinlikle bir ateşkese ihtiyaç vardır. Türkiye’deki barış Rojava’nın da güvenliğini de sağlayacaktır.


Aliza Marcus kimdir?
Aliza Marcus Kürd meselesi ile ilgilenen bir analist ve yazardır. Marcus, PKK hakkında Kan ve İnanç isimli bir kitap yazdı. Bu kitap İngiltere’de basıldı. Türkçe çevirisi İletişim Yayınları tarafından yapıldı. Yıllarca bir gazeteci olarak Türkiye’de çalıştı ve yaşadı. Marcus, şu anda Washington'da yaşıyor ve sık sık bölgeye yolculuk yapıyor. Son olarak PKK üzerine yazdığı kitabını güncellemek için Güney Kürdistan’da araştırmalar yaptı. (Bashaber)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.