22 Kasım 2024
  • İstanbul15°C
  • Diyarbakır14°C
  • Ankara13°C
  • İzmir20°C
  • Berlin3°C

AKŞENER: DİYARBAKIR’DA HDP İL BAŞKANLIĞI ÖNÜNDE OTURAN ANNELERİN MÜRACAAT EDECEKLERİ YER SAVCILIKTIR

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesinin imkansız olduğunu, kendisinin de bunu gördüğünü söyledi.

Akşener: Diyarbakır’da HDP il başkanlığı önünde oturan annelerin müracaat edecekleri yer savcılıktır

13 Eylül 2019 Cuma 11:38

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yeni yasama dönemine kısa bir süre kala gazete, televizyon ve internet haber sitelerinin Ankara’daki kadın temsilcileri ile bir araya geldi.

Gazeteduvar’da yayınlanan Nergis Demirkaya'nın haberine göre İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in açıklamalarında bazı konu başlıkları şöyle:

BAŞARMA UMUDUNU DUMURA UĞRATMAYIZ

Son dönemde Ankara’da en çok merak edilen konu, ittifakların geleceği. Cumhurbaşkanı ile 30 Ağustos’ta tokalaşmanız çok konuşuldu. Soru şu; Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da “katolik nikahı” mıdır?

Cumhur İttifakı’nın küçük ortak açısından bakıldığında Katolik nikahı olduğu görülüyor ama Sayın Erdoğan açısından nasıldır bilemem. Millet İttifakı açısından bakarsanız, bizim iş birliğimiz Türkiye’ye nefes aldıran sonuçlar ortaya çıkardı. AK Parti’li seçmene de, başka partilere oy veren seçmene de nefes aldırdı. Ben Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin artık işlemediğini, taşınamadığını ve Sayın Erdoğan tarafından da bunun görüldüğünü düşünüyorum. Nasıl bir yol bulunacak bilgim yok. Sistem tıkandı. İyileştirilmiş, parlamenter sistem ile ilgili adım mı atılacak ya da muhalefet partileri olarak bizlerin talep ettiği güçlendirilmiş parlamenter sisteme yönelik adım atılabilecek mi, bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var o da taşımıyor… Sağduyunun hakim olabileceğini düşünüyorum. O nedenle CHP ve İYİ Parti’nin yaptığı işbirliğinin sürüp sürmeyeceği bu gelişmelere göre şekillenir. İki; ittifaklar sistemi bir tarafıyla gayri resmi. Kurumsallaşacak mı, nasıl bir yola doğru gidilecek, onları da zaman içerisinde göreceğiz. 23 Haziran İstanbul seçimlerinin en büyük özelliği, siyasi partilerin yöneticileri elbette çalıştı, oy verdi ama o 800 bin küsur fark İstanbullunun, her siyasi partiye -başta AK Parti olmak üzere- oy veren seçmenin kararıdır. Dolayısıyla o sonuç İstanbullunundur. Bütün bunları okuduğumuz zaman bu umudu, bu başarabilme ihtiyacını, bu kulak çekme eylemini dumura uğratacak, tekrar umutsuzluğu ortaya koyacak bir bakış açısını hayata geçiremeyiz. Bizler açısından bağlayıcılığı bu.

Bahçeli bir röportajında Cumhur İttifakına yeni katılımlar olabileceğini söylüyor…

Sayın Bahçeli’nin çağrısına, kendisi de söylüyor, milletvekillerimizin olumlu bir cevabı yok. Taban dediğimiz parti yöneticilerimizden de öyle hurra diye yola çıkma yok. İYİ Parti’den ayrılıp MHP’ye gitme diye bir kavram yok. Bir temenniyi ifade ediyor Sayın Bahçeli, gizemli konuşmayı eskiden beri sever.

MİLLET İTTİFAKI DAVUTOĞLU, BABACAN İLE GENİŞLER Mİ?

Ali Babacan-Abdullah Gül ya da Ahmet Davutoğlu’nun içinde olacağı partiler Millet İttifakına dahil olur mu?

Onu bilmiyorum. Sayın Babacan da Sayın Gül, Sayın Davutoğlu da toplumun tanıdığı isimler. Parti kuracakları kamuoyunda ilk konuşulduğu andan itibaren prensip olarak bir şey söyledim. Türkiye’de demokrasi çok kasıldı. Farklı renklere, söylemlere, seçeneklere, teşebbüslere ihtiyaç var. İkincisi bu arkadaşlarımızın kuracakları partileri olumlu gördüğümü, başarılar dilediğimi söyledim. Aynı yerde duruyorum. Siyasette rekabet iyi bir şey, seçmenin işine yarar. Seçmen velinimet haline dönüşür. 31 Mart seçimlerine giderken bizim söylemimiz “kulak çekin”di! Seçmenin gözünün içine bakılsındı. Şimdi seçmenin gözünün içine iktidar tarafından bakılıyor. Seçmen velinimet olma yolunda gidiyor. Seçenekler arttığında rekabet siyasallaşır. Bir oy almak için çok efor sarf edersiniz, bu da kaliteyi yükseltir. İYİ Parti olarak Türkiye’ye bir iyiliğimiz var. Partiyi kurarken inanılmaz zorluklarla karşılaştık ama direndik. Bu pek çok insanı siyasette cesaretlendirdi. Bu arkadaşlarımızın kuracağı partilerin başarılı olmasını isterim, diliyorum. Yeni aktörlerin Türk siyasetine katılıyor olmasında ciddi pay sahibi olduğumuzu da ifade etmek isterim.

 ‘ERDOĞAN KENDİSİ DE GÖRÜYOR’

-Siyasette yeni gelişmelere bağlı olarak AK Parti ile temasa sıcak bakar mısınız? Neden tek İYİ Parti ile ilgili bunlar konuşuluyor?

Anahtarız biz. 2023 seçimlerinde yani 2023 diye bildiğimiz için söylüyorum, Sayın Erdoğan’ın seçilmesi imkansız. Kendisinin de bunu gördüğünü biliyorum.

-Neden?
Yetmiyor oylar.

-Bu nedenle mi size bir talep var?
Hayır biz anahtarız. Dolayısıyla çekiştirilmekten daha doğal hiçbir şey olmaz.

KİMSEYLE GİZLİ GÖRÜŞMEM

-Siz Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemiştiniz. Ekrem İmamoğlu ya da Abdullah Gül’ün olası ittifak adaylığında Erdoğan’ı destekler misiniz?

Kim aday olacak, kim olmayacak bilmiyoruz. İkincisi biz hep Türkiye’nin kazanabileceği projelerin içinde yer aldık. Partimizi değil, Türkiye’yi birinci öncelik olarak düşündük. Dolayısıyla oyun kurucuyuz an itibari ile. Ve gerçekten güçlü bir anahtar konumundayız. O nedenle de çekiştiriliyoruz. Rahmetli Demirel’in bir sözü vardı; doğmamış çocuğa don niye biçtiriyorsunuz. Kim aday, kim değil bilmiyoruz ki. Ne zaman seçim olacak belli değil ama 2023’ü temel kabul edersek Sayın Erdoğan’ın seçilmesi biraz ötesi, yani gerçekten zor ve imkansız görünüyor. Bu konularda rasyonalitesi olan bir insandır, görüyordur muhtemelen. Tekrar söylüyorum herhangi bir mesaj alış-verişi kesinlikle yok. İkincisi ben asla hiç kimseyle gizli görüşmem. Yani kim görüşmek isterse benimle aracı kurumlardan varsa diye bahsediyorum, gelir partide genel merkezde aleni açık görüşürüm.

TÜRKİYE’Yİ ZAYIFLATAN, İTİBARSIZLAŞTIRAN İŞLER

-Diyarbakır anneleri ile ilgili yaptığınız açıklamalar Cumhur İttifakı tarafından eleştirildi. Orada söylemek istediğinizi anlatamadığınızı düşünüyor musunuz?

Hayır. Klasik çarptırma. Yazılı açıklamamda Diyarbakır’da HDP’nin il başkanlığının önünde “çocuklarımızı geri getirin” diyen annelerin o eylemine karşı tek kelime yok. Her yere gidip çocuğunu istemek onların hakkı. Benim işaret ettiğim ve hala ısrar ettiğim konu şu; devlet ve devletin direksiyonundaki iktidar vatandaşını korumakla yükümlüdür. Sorgulanması gereken şey şu; Diyarbakır’da HDP’nin il başkanlığının önünde oturan annelerin müracaat edecekleri yer savcılıktır, karakoldur, polistir. Buralara muhtemelen müracaat edip de bir sonuç alınamadıysa bu ülkeyi yönetenlerin –ben de yönetsem- ayıbıdır. Devlet o annelerin çocukları her neredeyse orayı delip kırıp onu alıp getirmekle mükelleftir. Şimdi bir şey daha var, gözden kaçıyor. Türkiye hükümranlık haklarını mı devrediyor? Bir il başkanlığının önünde çocuklar isteniyor. Yani bu annelerin derdinin çaresinin orası olduğunun altı çiziliyor ve o siyasi partinin il başkanlığı ikinci bir hükümranlık alanı haline getiriliyor. Bunlar Türkiye’yi zayıflatan, ucuzlatan, itibarsızlaştıran işlerdir…Hatırlayın geçmişte esir alınmış askerler, polisler için heyetler giderdi. Tuhaf basın toplantılarıyla o çocuklar teslim edilirdi. O gün nasıl baş öne eğildiyse bugün de aynısı. Annelere söyleyecek benim bir sözüm yok. Anneler çare arıyor.

-Kayyım atamalarına ilkinden farklı olarak daha fazla itiraz oldu. Bu eylem kayyımları meşrulaştırmak için kullanılıyor yönünde değerlendirmeler de yapılıyor…

İktidarın oluşturduğu siyaset kurumu küçük kurnazlıklar üzerinde uzun yıllar çok konforlu bir hayat geçirdi. Dolayısıyla o konfor alanı bitti. Sayın Soylu (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu) 31 Mart seçimlerinde o kadar kantarın topuzunu kaçırdı ki, Temel (Karamollaoğlu) Bey’le beraber bizim Kandil ile sözleşme imzaladığımızı ilan etti. Bu ülkede PKK ile yandaşlık isnat edilecek son kişilerden birisiyim ben. PKK ayrılıkçı bir terör örgütüdür. HDP siyasi bir parti olma yolunda adım atacaksa PKK ayrılıkçı terör örgütüdür demelidir. Burada bir sorun var mı yok. Ama siz terörle iltisaklı diye diye 92 milyon lira parayı neden verdiniz kardeşim. Hiçbir eylem yapmadan sürekli vırvır söylenerek böyle şey olur mu? Diyarbakır İl Başkanlığını suçluyor anneler ve bir çocuk geri geliyor. Demek ki delil. Ne yaptınız? Annelerin beyanatlarını takip ediyorum. İsimler veriyorlar. Ne oldu, bu isimler hakkında ne yapıldı? Beyanımın sonuna kadar arkasındayım. Çarpıtmalarının da hiç umurumda olmadığını söylemek zorundayım. Her zamanki arkadaşların tavrı ama bu defa tutmuyor.

HDP’YE ANAYASA, YARGI PAKETİ RANDEVUSU YOK

-HDP Anayasa, yargı paketi için siyasi partileri ziyaret ediyor. Sizden randevu istendi mi?

Randevu talebi geldi. CHP’nin davetine de icabet etmedik biz. Biz bir hazırlık yapıyoruz, kendi bakış açımızla hem yargı reformuna ilişkin hem de bir olası anayasa değişikliğine yönelik kendi taslaklarımızı sunacağız. O nedenle prensip olarak görüşmeyeceğiz.

-Erken seçim bekliyor musunuz?
Ben bugün itibariyle beklemiyorum ama taşınabilir bir Türkiye yok.

-Susamam dinlediniz mi?
Konuya girmeyeyim. (gülerek)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.