22 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir16°C
  • Berlin2°C

AÇILIM WASHİNGTON'DA DA MASAYA YATIRILDI

Washington'da yapılan bir panelde uzmanlar açılımı, Türkiye'nin Kuzey Irak ile "180 derece değişen" ilişkilerini, askerin tavrını masaya yatırdı.

Açılım Washington'da da masaya yatırıldı

02 Aralık 2009 Çarşamba 12:02

Türkiye'nin Kürt açılımı ABD'deki düşünce kuruluşlarının da gündeminde. Washington'da yapılan bir panelde uzmanlar açılımı, Türkiye'nin Kuzey Irak ile "180 derece değişen" ilişkilerini, askerin tavrını masaya yatırdı. Toplantıda yapılan dikkat çekici bir tespit de, ABD'deki önceki yönetim sırasında Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolünün "çok büyütüldüğü" oldu.

ABD'deki düşünce kuruluşlarından Carnegie Endownment uzmanı, Lehigh Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü Henri Barkey, açılım sürecini, "(Kürt meselesinin) çözümü yolunda 1993'ten beri gerçek anlamda ilk fırsat ve Türkiye'de bu konuda yürütülen gelmiş geçmiş en kapsamlı ve en uyumlu girişim" olarak niteledi.

"Özal'dan beri gerçek fırsat olmadı"

Carnegie Endowment'ta düzenlenen "Türkiye'deki Kürt Açılımı: Kökenleri ve Geleceği" başlıklı panelde konuşan Barkey, "8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan beri, 1993'ten bugüne kadar bu konuda gerçek bir fırsat olmadı. Başarılı olur mu olmaz mı zaman gösterecek, ama bence (bu süreç) Türkiye'de bu konuda yürütülen en uyumlu ve en kapsamlı girişim, Kürt meselesine yönelik bir zihniyet değişikliğine de işaret ediyor ki bu da çok önemli bir gelişme" dedi.

Konuşmasında, "demokratik açılım"ın arkasındaki nedenlere değinen Barkey, bunlardan en önemlilerinden birinin Irak'taki savaş ve ABD'nin Irak'tan çekilme kararı olduğunu savundu.

"180 derecelik değişim"

Barkey, Türkiye'nin kuzey Irak politikasının son bir yılda 180 derece değiştiği, Türkiye'nin Irak'taki en önemli müttefiklerinin Kürtler olduğu "ilginç bir durumun" ortaya çıktığı, Iraklı Kürtlerin de Türklere daha fazla yakınlaştığı görüşünü dile getirdi.

Barkey, "terör örgütü PKK'nın da Iraklı Kürtlerce artık istenmediğini, şiddetle bir yere varamayacaklarını ve artık değişme zamanının geldiğinin farkına vardığı"nı belirtti.

MİT Müsteşarı Emre Taner'ın 2000'lerin ortalarında kuzey Irak'ı ziyaretini hatırlatarak, "demokratik açılım"la ilgili çalışmaların aslında çok önceden başladığını belirten Barkey, hükümetin "komşularla sıfır sorun" siyasetinin iç sorunların çözümünü gerektirdiğine işaret etti.

"Asker de değişti"

Barkey, ordunun da çok önemli değişim geçirdiğini, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un da askeri yolla çözüme ulaşılmasının mümkün olmadığı tespitine vardığını öne sürdü.

Türkiye'nin güneydoğusundaki halkın da değiştiğini ve savaştan artık bıktığını ifade eden Barkey, Türkiye'deki Kürtlerin, Irak'ın kuzeyindeki gelişmelerden ötürü kendilerine güvenlerinin arttığını belirtti.

Barkey, "demokratik açılım" paketinin ortaya atılmasında AB'nin de çok önemli bir katalizör rolü oynadığını kaydederek, Kopenhag kriterlerinin büyük çoğunluğunun demokratikleşmeyle ilgili olduğuna dikkati çekti.

"Geri dönüş artık mümkün değil"

"Kürt meselesi"ni çözmeden AB'ye üyeliğin mümkün olmadığını herkesin bildiğini söyleyen Barkey, demokratik açılımın uzun ve zor bir süreç olduğunu, süreçte zaman zaman gerileme ya da ilerlemelerin görülebileceğini, ancak bu süreçten geri dönüşün artık mümkün olmadığını savundu.

ABD'deki diğer bir düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Steven Cook ise konuşmasında ağırlıklı olarak Türk-Amerikan ilişkilerine ve Türkiye'nin dış politikasına değindi.

Cook, Irak ve Ermenistan gibi konularda ABD'nin desteğini alan gelişmelerin olduğunu, ancak Türk dış politikasıyla ilgili olarak Washington'daki yetkililerin "kafalarını karıştıran" birtakım konuların da bulunduğunu savundu.

Türkiye ile İsrail ilişkilerinde yaşanan gerilemeye atıfta bulunan Cook, bunun ne Türkiye, ne İsrail, ne de ABD'nin çıkarına olduğu görüşünü dile getirdi.

"Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinin seviyesini düşürüp, 'kendisiyle birlikte bölgedeki en güçlü orduya sahip' İsrail'i Anadolu Kartalı tatbikatından çıkarırken, Suriye ile ilişkilerini ise geliştirdiğine ve 'en iyi haliyle üçüncü sınıf' diye nitelediği Suriye ordusu ile bağlarını güçlendirme yönünde zemin hazırladığını" iddia eden Cook, bu durumdan Genelkurmay Başkanlığı'nın da memnun olmadığını öne sürdü.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.