ABD TÜRKİYE'Yİ ÖRNEK ALMALI
ABD’nin önde gelen iki siyasi analisti, Başkan Obama’nın Başbakan Erdoğan’ın kendisine ileteceği mesajları dikkate alması gerektiğini savundu ve "ABD Türkiye'nin Ortadoğu politikasını örnek almalı" dedi.
31 Ekim 2009 Cumartesi 11:16
ABD’nin önde gelen iki siyasi analisti, Başkan Obama’nın İran’dan hemen sonra ABD’yi ziyaret edecek olan Başbakan Erdoğan’ın kendisine ileteceği mesajları dikkate alması gerektiğini savundu.
Flynt Leverett ve Hillary Mann Leverett imzalı makalede “Erdoğan Washington’a gelince Obama stratejik önemi hayati olan Ortadoğu’daki oyunun şu anki durumuyla ilgili olarak misafirinin sözlerine kulak verirse iyi olur” yorumu yapıldı.
Yazarlar Erdoğan’ın Washington ziyaretinin ABD’nin Ortadoğu’daki etkinliğinin gün geçtikçe azalırken Türkiye’nin öneminin arttığı bir döneme denk geldiğini hatırlattı.
İçinde bulunduğumuz dönemde Erdoğan “sıfır sorun” politikasını komşularına göre belirliyor. Özellikle Ortadoğu ile ilgili olarak Erdoğan’ın dış ilişkiler baş danışmanı Türkiye’nin yaklaşımını dört maddede özetliyor:
“Bütün aktörlerle ilişkide olmak, 2006’da Filistin’de ve 2009’da İran’da yapılanlar dahil bütün demokratik seçimlere saygı göstermek, bölgedeki ülkeler arasında kültürel ve ekonomik ilişkileri artırmak, ilişki ihtimallerini artırmak için uluslararası ve bölgesel kurumlarla çalışmak.”
Türkiye bu dört madde üzerinde çalışarak son yıllarda İran, Irak ve Suriye dahil olmak üzere Ortadoğulu devletlerle yakın ilişkiler kurdu. Geniş çaplı bu Ortadoğu açılımı Türkiye’nin çıkarına oldu. Irak, İran ve Suriye’ye yönelik ticaret ve yatırım hamleleri ülkenin ekonomisinin büyümesini sağlarken “gelişmekte olan piyasalar” arasında da öne çıkmasını sağladı.
TÜRKİYE ARABULUCU OLMAK İSTİYOR
Dahası Ortadoğulu devletlerle kurulan ilişkiler ile Hamas ve Hizbullah bağlantıları Türkiye’yi bölgesel konularda önemli bir aktör haline getirdi. Bugün Erdoğan Türkiye’nin Müslüman komşularıyla Batı arasında bir arabulucu rolü oynamasını istiyor.
Yazarlar Beyaz Saray’ın gerçekten böyle bir arabulucuya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Artık Obama’nın tatlı sözlerinin ötesinde ABD’nin Ortadoğu’daki duruşunu tamir etmesi gerekiyor. Bunun için Washington’ın Erdoğan’ın Ortadoğu açılımından faydalanması gerekiyor.
Erdoğan bu hafta Tahran’a yaptığı seyahatte dini lider Ali Hamaney’le görüştü. Normal koşullar altında bu pek az yabancı ülke liderine nasip olacak bir onur. Ankara’nın Tahran’la gelişen ilişkileri, Türkiye’nin Avrupa’ya giden petrol ve doğalgaz yollarında söz sahibi olabilmesi için kilit önem taşıyor.
Tahran’dayken yaptığı açıklamalarda Erdoğan bugün yaklaşık 10 milyar dolar değerindeki Türkiye-İran ticaret hacminin 2011’de iki katına çıkmasını istediğini ve İran’ın Nabucco’ya taraf olmasını desteklediğini açıkladı. Erdoğan ayrıca Tahran’ın nükleer programı üzerindeki baskıyı “haksız ve adaletsiz” olmakla eleştirdi.
İRAN'SIZ NABUCCO DÜŞÜNÜLEMEZ
Yazarlar bu ifadelerin Türkiye’nin ABD’nin muhalefetine rağmen İran’la önemli boru hattı anlaşmaları imzalayabileceği anlamına geldiğini ifade etti. ABD’nin bu konudaki tavrının ekonomik gerçekliklerle alakası yok. Obama yönetimi inkar etse de Nabucco’nun İran gazı olmadan uzun vadede karlı bir proje olamayacağı ortada. Bu koşullar altında Türkiye’nin İran yaklaşımının Batı’nın çıkarlarına ABD’nin İran yaklaşımından daha fazla hizmet ettiğini söylemek mümkün.
İsrailliler ve ABD’deki bir kısım İsrail dostları, Türkiye’nin Ortadoğu ile ilişkilerini İsrail ile olan ilişkileri pahasına bozduğunu düşünüyor. Gerçekten de Ankara İsrail’in Gazze operasyonu ve burada yaşanan insani krizle ilgili sert eleştirilerini sürdürüyor. Ancak İsrail yanlısı çevrelerin Türkiye’ye yönelik eleştirileri önemli bir noktayı gözden kaçırıyor: İsrail Türkiye’ye, Türkiye’nin İsrail’e duyduğundan fazla ihtiyaç duyuyor.
Yazarlar bu noktada Obama yönetiminin alması gereken önemli bir ders olduğunu ifade etti. ABD’nin Ortadoğu’daki siyasi sonuçları kontrol etmeye ne ekonomik ne de siyasi gücü yetiyor. Eğer Washington ABD’nin çıkarlarını korumak ve güçlendirmek istiyorsa ciddi diplomatik adımlar atmak zorunda.
Bu ciddi diplomasi yolu değişen güç dengelerine ve diğerlerinin meşru çıkarlarına saygı duymaktan geçiyor. Türkiye’nin Ortadoğu politikası bu diplomasinin nasıl olması gerektiğine dair çok değerli bir örnek sunuyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.