ABD: KÜRT KANTONLARININ BİRLEŞTİRİLMESİNE KARŞIYIZ
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Anthony Blinken, Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediklerini ve “Suriye'de Kürt kantonları olarak bahsedilen bölgelerin birleştirilmesine karşı olduklarını” belirtti.
28 Eylül 2016 Çarşamba 16:37
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Anthony Blinken, NTV'ye verdiği özel röportajda, PKK’nın Suriye kolu PYD’nin özerklik ilanları hakkındaki soruya yanıt verdi. “Suriye’deki tüm taraflara çok açık ve net şekilde Suriye'nin toprak bütünlüğünü kuvvetli bir şekilde desteklediğimizi ve Suriye'de Kürt kantonları olarak bahsedilen bölgelerin birleştirilmesine karşı olduğumuzu ifade ettik. Bu konuda şimdiye kadar net bir tavır aldık ve tutumumuz bu şekilde devam edecektir” dedi.
“Verdiğimiz destek YPG'ye değil, Suriye'deki Arap Koalisyonu'na”
Blinken, ABD’nin PYD ile ilişkisi hakkındaki “Sizin bu örgütlerle ilişkiniz hangi çerçevede ve ne zamana kadar sürecek?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Suriye'de ortak düşmanımız olan DAİŞ'e karşı mücadelemizde etkili ortaklarla çalışmaya gayret ettik. Bu ortaklardan birisi, Arap ve Kürt bileşenlerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri olarak bilinen grup. Suriye'de DAİŞ'e karşı giriştiğimiz mücadelenin Türkiye ile tam bir danışma ve şeffaflık içinde gerçekleştirildiğinden ve hiçbir hareketimizin Türkiye'nin güvenliğine zarar vermeyeceğinden emin olmak istiyoruz. Tam aksine bunların Türkiye'nin güvenliğini arttıracak operasyonlar olması önemlidir. Tabii ki DAİŞ'in yenilmesi hem Türkiye'nin hem de bizim güvenliğimizi arttıracak bir durumdur.
Bizim verdiğimiz her destek Suriye'deki Arap Koalisyonu'na yani Suriye Demokratik Güçleri’nin Arap bileşenine verilmiştir; YPG'ye değil. Bu kuvvetlere geçmişte cephane ve teçhizat sağladık; bugünkü desteğimiz de bu kapsamdadır.”
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısının güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge ile ilgili soruya verdiği cevap şöyle:
“Öncelikle, Güvenli Bölge ile ilgili olarak Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında alınan aksiyonlar, Türkiye ile Suriye arasındaki sınırda fiili bir güvenli bölge oluşturacak niteliktedir. Buradaki faaliyetler devam ettikçe ve güneye doğru ilerledikçe bu güvenli bölgenin genişlemesi ve arzu edilen tampon bölgenin oluşması potansiyeli söz konusu, ki bu da bugüne kadar Suriyeli mültecilerin karşılanması konusunda çok cömert davranan Türkiye için faydalı olacaktır.
Uçuşa yasak bölge konusunda ise; Ruslarla çatışmaların durdurulmasına ilişkin bir anlaşmaya varmak için bu kadar yoğun çaba sarf etmemizin bir nedeni de, bu anlaşmayla, Suriye hava kuvvetlerinin uçuş yapamayacağı ve sivillerin yoğun olduğu bölgelerin bombalanmayacağı ‘pratikte bir uçuşa yasak bölge’ oluşmasının sağlanmasıydı. Ulaşmak istediğimiz sonuç buydu, pratikte, üzerinde anlaşmaya varılmış ve sınırları iyi belirlenmiş uçuşa yasak bir bölge... Çatışmaların durdurulmasının hala mümkün olup olmadığını göreceğiz. Ancak ne yazık ki, rejimin ve Rusların son dönemde Halep'teki faaliyetleri nedeniyle şimdilik bunun gerçekleşmesi zor görünüyor. Yakın gelecekte bunun mümkün olup olmadığını göreceğiz.”
“Kendisine ‘halifelik’ adını veren yapıyı ortadan kaldırma imkânı yakaladık”
Türkiye ile içinde Musul'un da geri alınmasını öngören askeri harekât üzerinde fikir alışverişinde bulunduklarını belirten Blinken, ABD-Türkiye ilişkileri ve IŞİD’e karşı operasyonlar hakkında şöyle konuştu:
“Öncelikle NATO müttefikimiz Türkiye ile olağanüstü derecede yakın bir işbirliği içerisinde olduğumuzu belirtmeliyim. Son 6 ayda buraya üçüncü gelişim bunun bence en önemli kanıtı.
Birlikte DAİŞ'e karşı mücadele konusunda çok önemli ilerlemeler kaydettik. Şu anda öyle bir noktaya geldik ki, hem Irak hem Suriye'de kendisine ‘halifelik’ adını veren bu bölgesel yapıyı artık ortadan kaldırma imkânı yakalamış durumdayız. DAİŞ'in sözde halifeliğinden geriye bir tek Musul, Rakka ve Dabık kaldı. O nedenle şu anda bu bölgeleri geri almak için çeşitli planlar üzerinde çalışıyoruz.
Bu kapsamda Musul'a ilişkin planın da üzerinden geçtik. Bu plan, Irak hükümeti ve Kürt bölgesi liderliğiyle, Başbakan İbadi ve Barzani arasında iyi bir koordinasyon ve işbirliği sağlanarak aylar süren çalışmalar sonucunda ortaya çıkarıldı. Bugün bu planı Türk müttefiklerimizle ayrıntılı şekilde ele aldık, olumlu tepki aldığımızı düşünüyorum.
“Türk tarafının bazı endişelerini giderdiğimizi söyleyebilirim”
Kritik olan, Türkiye tarafındaki bazı endişelerin dikkate alınması. Özellikle hareket halindeki kuvvetlere ve PKK'ya ilişkin… Şunu açık şekilde ifade ettik ve Iraklılar da bu konuda hem fikir; Musul'un geri alınmasında onların asla bir rolü olmayacak. Dolayısıyla, Türk tarafının bazı endişelerini giderdiğimizi ve Musul planı hakkında Türkiye ile son derece olumlu fikir alışverişinde bulunduğumuzu söyleyebilirim.” (ntv)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.