06 Mayıs 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara17°C
  • İzmir23°C
  • Berlin20°C

3. KÖPRÜYE NEDEN KARŞILAR?

"Beykoz, Paşabahçe, Kemerburgaz, Polonezköy, Sarıyer, Kanlıca hatta Çatalca Ormanları kesilip lüks villa yapılırken nerede idi profesörler?

3. Köprüye Neden Karşılar?

26 Ağustos 2009 Çarşamba 14:58

"Beykoz, Paşabahçe, Kemerburgaz, Polonezköy, Sarıyer, Kanlıca hatta Çatalca Ormanları kesilip lüks villa yapılırken nerede idi Mimarlar Odası veya teknik üniversite profesörleri?

 Acarlar Sitesi'nin yapıldığı ilk günlerde ev alacakların listesini ele geçirmiştim. Kaç genel yayın müdürü ve köşe yazarı vardı, kaç general ve üst düzey bürokrat? Hepsine müthiş ödeme kolaylığı sağlanınca da hepsi susup konuyu değiştirdi."

Bugün yazarı Aykut Işıklar 3. Köprü tartışmalarını farklı bir açıdan değerlendirdi. İşte ilginç yazısı:

BOĞAZ TEPELERİNDEKİ LÜKS SİTELERDE KİMLER OTURUYOR?

İstanbul Boğazı'nda yapılacak 3. köprünün güzergâhı aşağı yukarı belli oldu.

Görüşmeler, çalışmalar devam ediyor. Zaten Başbakan Erdoğan da "Her saniye değişiklik olabilir" dedi.

Ülkesini ne kadar çok sevdiğini, Türk halkına bildirmek için böyle günleri bekleyen, kişi ve dernekler de hemen ortaya çıktılar. Hangi TV kanalına baksanız karşınızdalar. Aynen deprem günleri gibi... Ülkeyi ilgilendiren her olayda olduğu gibi bağırıyorlar: "Bu işi en iyi biz biliriz." Onların adı, "aydın, ilerici..."

Köprü ve yollar konuşulurken de ülke ve millet çıkarlarını düşünüyorlar! Konuyu ne kadar iyi bildiklerini göstermeleri gerekiyor. Zaten her konuda hep 'en'ler onlar... En büyük Atatürkçü onlar, en vatansever onlar, en demokrat, en dürüst onlar... Peki, Türkiye Cumhuriyeti kurulalı 85 yıl oldu. Neden pek çok konuda dünyanın en geri kalmış ülkesi... Çok basit iki örnek; kitap ve gazete satışları ortada, sinema veya tiyatroya giden insan sayısı ortada... Üniversitelerimizde görevli, profesör, doçent ve asistanların yazdığı kitap sayısı da ortada...

Geçen gün TV kanallarından birinde bir mühendislik fakültesi dekanı konuşuyordu. Tahmin ettiğiniz gibi tüm plan ve projelerin rant hesabı ve yanlış olduğunu söyledi. Aynen daha önce yapılan iki köprü gibi iktidarı yerden yere vurdu. Belli ki "Ne konuştum ama" deyip öğrencilerine devrimci hoca havası atmak istiyor. İyi güzel vatanı için çalışıyor sayın profesör bey de... Köprünün çevre yolları su havzalarına tabii ki zarar vermesin. İstanbullu köprü yüzünden zarar görmesin de... Şunun yanıtını da versin sayın prof...

Daha net konuşuyorum Mimarlar ve Mühendisler Odası mensuplarına soruyorum. Yol geçecek diye korktukları Tarabya, Beykoz, Çekmeköy, Kemerburgaz, Boğaz'ın iki tarafında yükselen lüks villalar kimlerin? O muhteşem her biri 2 milyon dolar değerindeki doktorlar, mimarlar, hukukçular, profesörler sitelerinde kim oturuyor? Yoksa Zonguldak'tan gelen maden işçisi emekli ikramiyesi ile mi aldı?

Çengelköy, Emirgan, Bebek özetle İstanbul'un en güzel manzaralı evlerinde kimler oturuyor? Yarısında kaçakçılık yapan Güneydoğulu işadamı(!) ise, diğer yarısında da bilirkişi raporu yazan profesör beyler, bir ameliyata 15 bin lira alan doktorlar, vergi kaçırma uzmanları, büyük avukatlar... Yani adına aydın dediğimiz kişiler...

İstanbul'da iş bulurum umudu ile gelen ve gecekondu yapanları kabul ediyorum. Ama onlar cahil ve yaşam kavgası veriyor. Kimse yaptığı işin yanlış olduğunu öğretmemiş. Cahil cesareti ile evi dikmiş. Evi yıkılırken nasıl ağladıklarını da görüyoruz. Evi yaparken sesini çıkarmayan belediyeciler en az onlar kadar suçlu. Oysa her şeyi bilen vatanseverlerin(!) yaptıkları çok başka... İsterse okul yaptırsın. Beykoz, Paşabahçe, Kemerburgaz, Polonezköy, Sarıyer, Kanlıca hatta Çatalca Ormanları kesilip lüks villa yapılırken nerede idi Mimarlar Odası veya teknik üniversite profesörleri? Acarlar Sitesi'nin yapıldığı ilk günlerde ev alacakların listesini ele geçirmiştim. Kaç genel yayın müdürü ve köşe yazarı vardı, kaç general ve üst düzey bürokrat? Hepsine müthiş ödeme kolaylığı sağlanınca da hepsi susup konuyu değiştirdi.

"3. köprüye ne gerek varmış. Bu insanları araba almaya teşvik ediyormuş. Oysa toplu taşıma araçları gelişirken daha az araç kullanılacakmış." Bunu söyleyen de bir teknik üniversite dekanı. Yani, "Halk arabaya binmesin, otobüste ve metroda ezile ezile işe gitsin, çocuklarıyla pikniğe gitmesin, hatta kalp kriz geçirse hastaneye minibüsle yetiştirilsin." Profesör beyin acaba arabasının markası nedir? Audi mi, BMW mi?

Bunu isteyen ve ciddi ciddi söyleyen profesör beye teessüf ediyorum. Eminim kendini sosyal demokrat filan sanıyordur... 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.