23 NİSAN VE CEZAEVİ
Her yıl 23 Nisan günü tekrarlanan manzaraları daha şimdiden görür gibiyim. On ya da yirmi ülkeden çocuklar davet edilir.
19 Nisan 2010 Pazartesi 23:10
Her yıl 23 Nisan günü tekrarlanan manzaraları daha şimdiden görür gibiyim. On ya da yirmi ülkeden çocuklar davet edilir. Cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı ve kimi belediye başkanları yüksek koltuklarına tombul yanaklı, takım elbiseli çocukları oturturlar. Çocukların karşısına geçip 'büyüyünce ne olmak istersin' diyeceklerdir.
Çocuklar da o anda akıllarına ne gelirse, onu söyleyecekler. Çocuğa adeta 'Artık yerimden kalk' der gibi, kıskançlıklarını belli etmemeye çalışarak sahte gülücüklerini etrafa saçacaklardır. Hatta 'babası kim, annesi nerede' demeyi bile ihmal etmeyeceklerdir.
Dolayısıyla koltuk sahipleri, çocukları sever gibi yaparlar ama sevmezler. Çocuklarla güler gibi yaparlar ama gülmezler. Çocuklarla oynamak ister gibi yaparlar ama oynamazlar. Çocuklarla şakalaşır gibi yaparlar ama şakalaşmazlar.
Bu durumda sadece bir çocuğu kıskanacak kadar küçük yürekleri vardır. Bu yürekleri çocuklar arasında ayrım yapmayacak kadar güçlü değildir.
'Taş atan', 'taş izi taşıyan' çocuklar ise cezaevinin herhangi bir duvarına yaslanıp, sizleri izleyecektir. Sizin yaptığınız bu ayrımcılığı göreceklerdir. 'İleride ne olmak istersin' sorunuzu cezaevinin soğuk dört duvarları arasında ve ağır şartlarında cevaplayacaklardır.
Siz tombul yanaklı, takım elbiseli çocuklarla ilgilenirken, onlar doğal olarak ileride ne olacaklarının kararını çoktan vermişlerdir.
'Çocuk tasarılarıyla' bu işler çözülmez. 'Gelin 23 Nisan Çocuk Bayramı' vesilesiyle her iki elinizin arasına başınızı koyun ve koltuklarınıza bu yıl cezaevindeki çocukları oturtun. Her çocuk kendi rengiyle 23 Nisan Bayramı'nı barış, kardeşlik ve huzur içinde kutlasın...
Ömer DAĞ
Kandıra 2 No'lu F Tipi Cezaevi
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.