2010 YILINDA EN ÖNEMLİ İLK 10 RİSK!
Eurosia Group'un 4 Ocak 2010 tarihli internet sayfasında, yukarıdaki başlık altında yer alan analizin özet çevirisi...
09 Ocak 2010 Cumartesi 20:53
Merkezi New York'ta bulunan küresel siyasi risk araştırma ve danışmanlık kuruluşu Eurosia Group'un 4 Ocak 2010 tarihli internet sayfasında, yukarıdaki başlık altında yer alan analizin özet çevirisi şöyledir:
Eurasia Group Başkanı Ian Bremmer ve Araştırma Başkanı David Gordon bu yılın ilk on riski listesini açıkladılar. Bu riskler, küresel yatırımcılar ve piyasa katılımcıları için dikkat edilmesi gereken başlıca jeopolitik alanlara işaret ediyor. Rapora göre, 2010 muhtemelen 2009'a oranla jeopolitik açıdan çok daha çalkantılı geçecek.
Listenin ilk sırasında ABD-Çin ilişkileri yer alıyor. İki ülke de birbirlerine olan bağımlılıklarını kavramış ve iyi ilişkilere sahip olmak istiyor olsa da bu yıl anlaşmazlıkların artacağına dair işaretler var.
Küresel risk analizinin ilk on listesi ise şöyle:
1- ABD-Çin ilişkileri: ABD'deki işsizlik oranının yüksekliği ve Çin'in hızla büyümesi 2010'da dünyanın en önemli ikili ilişkisinde gerilimi tırmandıracak. Pekin için ABD ile ekonomik ortaklık daha az çekici bir hal alırken ABD, Çin'in iklim değişimi, nükleer silahsızlanma, uluslararası ticaret, sanal güvenlik ve dünyadaki silahlı çatışmalar gibi önemli meselelerde daha fazla küresel liderlik sergilememesinden hayal kırıklığına uğrayacak.
2- İran: Seçim sonrası iç baskılar yoğunlaşıyor, Tahran'ın bölgesel nüfuzu azalıyor ve uluslararası alanda yeni BM yaptırımlarıyla karşı karşıya. İran rejimi giderek daha çok köşeye sıkışmış, yaralı bir hayvan gibi görünüyor ve muhtemelen 2010'da da böyle davranacak.
3- Avrupa'daki mali ayrılık: Bu yıl avro bölgesinde "olgun" ve "gelişmekte olan" piyasalar arasındaki ayırımın bulanıklaştığını göreceğiz.
4- ABD'deki mali düzenlemeler: Bu yıl ABD'deki mali düzenlemeler büyük bir siyasi risk teşkil edecek. Reform paketi Büyük Buhran'dan beri görülenlerden çok daha kapsamlı olacak. Mali sektörde aşırı düzenleme ve vergilendirmenin riskleri bilinse de, iç siyasi çıkarlarla etkin reform ihtiyacı çatışacak.
5- Japonya: Siyasi değişim ülkeyi tek parti devletinden sıfır parti devletine dönüştürdü. Büyük şirketlere yönelik olumsuz yaklaşım, mali güveni tehdit ediyor ve ekonomik sıkıntıları derinleştiriyor.
6- İklim değişikliği: Uluslararası bir çerçevenin olmaması nedeniyle tek tek ülkeler "ulusal olarak uygun olan" hafifletme önlemlerine yönelecek, bu da uluslararası koordinasyonu daha da zorlaştıracak.
7- Brezilya: Brezilya'nın yeni elde ettiği ekonomik bolluk ekonomi politikalarının kalitesini düşürecek.
8- Hindistan-Pakistan: Hindistan'ın terörle mücadele kapasitesi kırılgan olmaya devam ediyor ve yeni saldırılar Hindistan üzerinde, Pakistan konusunda daha sert bir tutum benimsemesi konusunda ciddi baskı oluşturacaktır.
9- Doğu Avrupa, seçimler ve işsizlik: Yüksek oranda işsizlik birçok ekonomi açısından kritik bir mesele ancak siyasi bir risk olarak en çok, yaklaşan birkaç seçimin istikrarsızlık ihtimalini artırdığı Doğu Avrupa açısından endişe verici.
10- Türkiye: Siyasi riskler Türkiye'yi her yönden kuşatmış durumda. İç siyasette, ekonomik gerileme nedeniyle giderek popülaritesini kaybeden AK Parti yargı, iş dünyası ve orduyla anlaşmazlık içinde. AK Partinin Türkiye'nin Kürt nüfusuna yönelik girişimi başarısızlıkla sonuçlandı ve bu sadece Kürtlerin değil, daha fazla toplumsal istikrarsızlık yaşanması halinde Türklerin de desteğinin kaybedilmesine neden olacak. Öte yandan parti içinde, parti tabanına yönelik politikalar yürütülmesi konusunda artan bir siyasi baskı var. Yıl sonuna doğru seçimlerle ilgili kavga daha da kızışacak. Uluslararası olarak, Türkiye Avrupa'dan daha da uzaklaşacak ve Suriye ve İran ile daha da yakınlaşacak ki bu da İslamcılarla laikler arasındaki gerilimi tırmandıracak. AB'ye katılım süreci 2010'da ne geri ne de ileri gidecek ancak çatışma riski, Kıbrıs meselesi nedeniyle daha da artacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başlıca diplomatik başarısı ise Ermenistan. Bu, tarihî açıdan önemli ancak ülkenin IMF ile ilişkilerine pek de bir etkisi olmayacak. Irak'ın durumu daha iyi görünse de Irak'taki Kürt bölgesinin durumu hâlâ muamma.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.