23 Nisan 2024
  • İstanbul15°C
  • Diyarbakır21°C
  • Ankara14°C
  • İzmir21°C
  • Berlin3°C

JAPONYA VE KÜRTLER

Vakkas Çolak

17 Mayıs 2018 Perşembe 18:11

Japonya`dan Kürdistan'a ve Kürtlere Bakış (1)

Bu uzun yazı dizisinde Japonya-Kürdistan ilişkilerinin tarihsel arka planını ve Japonya’nın Ortadoğu siyaseti ve Kürt meselesine bakış açısını ele alacağız. Japonya ilköğretim tarih kitaplarında Mezopotamya’dan ve medeniyetinden bahsedilir ancak Mezopotamya medeniyetinin kadim halkı ve sahiplerinden olan Kürtlerden bahsedilmez.

Japonya tarihine baktığımız zaman Kürtler ve Kürdistan'dan bahseden ilk yazılı ve resmi kaynak Meiji Restorasyonu döneminde Japonya modernizasyonunu tamamlarken hükümetin yurt dışına gönderdiği resmi ve sivil diplomatlardan oluşan bir heyetin İran`a yapmış olduğu ziyarette aldıkları notlardan ve gözlemlerden oluşan İran Gezisi Notları isimli kitaptır. Masaharu Yoshida adındaki dışişleri bakanlığı yetkilisi ve beraberindeki diplomatik, askeri ve ticari heyet 1880 yılında Kaçar hanedanlığı yönetimi altındaki İran`a hem ekonomik hem de siyasi ilişkileri geliştirmek amacıyla Nasreddin Şah`ın resmi davetiyle İran’a giderler. Nasreddin Şah 1879 yılında Avrupa ziyareti yolunda Rusya’nın St.Petersburg kentinde ilk kez Japonya elçisi Takeaki Enomoto ve diplomatik misyonu ile görüşür ve bu görüşmeden sonra onları İran`a davet eder. Enomoto`nun da dışişleri bakanlığına tavsiyesi üzerine Masaharu Yoshida başkanlığındaki heyet İran`a gönderilir. İran`ın güneyinden başlayan sefer Azerbaycan`a kadar devam eder. Daha sonra Masaharu Yoshiha resmi olarak 1881 yılında İstanbul`a gelir ve Osmanlı sarayında Sultan II. Abdulhamit tarafından beraberindeki heyetle resmi törenle karşılanır ve hediyelerle taltif edilir. Sultan Abdülhamit siyasi hatıralarında Japonya ile ilgili bu konulara geniş bir yer vermektedir. Japonların İran ve Osmanlı ile ilişkiler geliştirmesinin ve diplomatik temasların temel amacı o dönemde her iki ülkenin de batıyı model alarak modernize olmaları Rusya ile rekabet halinde olmalarıdır.

Japonya devleti Meiji restorasyonu döneminde dünyanın birçok ülkesine öğrenciler, teknik elemanlar, diplomatlar ve askeri yetkililer göndererek hem eğitimlerini sağlamış hem de o ülkelerin gelişimini kendisine rol model olacak pratik bilgi ve teknolojiler almıştır. Amerika, Almanya ve Fransa ve İngiltere bu ülkelerin başında gelir.  Japonya`nın modernleşmesi ile ilgili konuyu ileride birkaç yazımızda ele alacağız.

İran`a giden bu Japon heyetinin temel amacı ticari ilişkileri geliştirmektir. Yoshida tarafından yazılan bu kitapta İran tarihinden kültüründen ve Japonlar tarafından pek de bilinmeyen dini yaşantıdan ve dönemin hanedanlığının siyasi yapısından bahseder.

Burada dikkat çekilmesi gereken en önemli nokta Japon heyetlerinin bu seferlerden ülkenin modernizasyonuna katkı sağlayacak herhangi pratik bir bilginin olmayışının yanında bu heyetlerin Japonya modernize olurken Batı kültürünü körü körüne taklit etmenin zararları ve bir ulusun kendi kimliği ve kültürünü kaybetme tehlikesinin pratik örneklerini bu seferlerde görmüş olmalarıdır. Masaharu Yoshida, Osmanlı ve İran ziyaretlerinden sonra batı modernizasyonu örnek alınırken Japonya`nın ulusal kimliğini ve kültürünü korunması ve bu konuda pratik önlemlerin alınması gerektiğini kitap ve raporlarında belirtmiştir.

Meiji ve Edo döneminden önce Japonya kendisini tamamen dış dünyaya kapatmış ve dünyayı sadece Japonya, Çin, Hindistan`dan ibaret zannederek yaşamışlardır. Japonya tarih boyunca kültürel ticari ve dini açıdan en fazla Çin`den etkilenmiştir. Hindistan ile olan tarihi bağlar ise Budizm’in kaynak olarak Hindistan`dan Çin`e oradan da Japonya`ya gelmesidir. 17. Yüzyılda İspanyol, Hollandalı ve Portekizli denizciler ve tacirler ilk kez Japonya`yı ziyaret etmiş Hıristiyanlık Japonya`nın güneyinde biraz da olsa özellikle Nagasaki şehrinde yayılmıştır. Ancak daha sonra bu dönemin feodal yönetimleri tarafından engellenmiştir.

Yoshida İran seferi sırasında ilk defa Kürtlerle karşılaşır ve onları tanımaya çalışır İran`a sefer adlı kitabının 188 notunda Kürtler’e değinir. Aşağıda da orijinali yazılı olduğu gibi Kürtlerden ve ülkeleri Kürdistan`dan bahseder.

吉田 正春

回疆探検 ペルシャの旅 1880

188 ※クルド人の叛乱で足止めを食らう※「クルド」は北方の酋族にしてその人口30万、この地をクルジスタンと称す。牧畜殷富、トルコ、ペルシャの間に両属せり。その酋長セーキ・オーバイジューラは品行方正にして深く衆望を負う※露土戦争の際トレビゾンド防衛のための徴収に応じたがトルコ軍敗北後略奪と叛乱を開始した※

“Kürtler Ortadoğu’nun kuzeyinde yaşayan etnik bir gruptur. Nüfusları yaklaşık olarak 300,000 dolayındadır. Yaşadıkları topraklar Kürdistan olarak adlandırılır. Hayvancılıkla uğraşırlar. Türklerin ve Perslerin kontrolü altında yaşarlar. Liderleri Şeyh Ubeydullah’tır. Asil ve soylu bir insandır ve insanlar tarafından desteklenmektedir.”

300-015.jpgMasaharu Yoshiha kitabında bu bilgiler dışında birkaç yerde daha Kürtlerden bahseder. Rus-Osmanlı-İran hakkındaki notlarda da değinir. Meiji döneminde yazılan İslam ve İslam milletleri hakkındaki başka bir kitapta da Kürtlerden bahsedilir. Bu konuya da ileride değineceğiz.

Kürtler açısından baktığımızda Japonlardan bahseden ve onlara muhatap olan en meşhur şahsiyet ise Bediüzzaman Said Kurdi’dir. Nur risalelerinde bu konuda birkaç yerde değinir. Meiji döneminde Japon devlet yetkililerinin cevaplanması için Osmanlı Şeyhülislamlık makamına sorular gönderir. Ama kimse bunlara cevap veremez ve bu kurum ahir zamanla ilgili soruları cevaplaması için Said-i Kurdi`ye yollar. O da Eski Said dönemi eserleri içerisinde neşrettiği eserlerinde Evcibe-yi Japoniye adıyla bu soruları yanıtlar ve daha sonra da Şualar adli eserinin Beşinci Şua kısmı da bu soruların cevaplarından birisi olarak yazılır. Ve Said-i Kurdi genelde Osmanlı özelde Kürtler modernizasyonunu yaparken Japon kalkınma modelinin örnek alınması gerektiğini ``Kesb-i medeniyette Japonlara iktida bize lazımdır ki, zira onlar Avrupadan mehasin-i medeniyeti almakla beraber, her kavmin maye-i bekası olan adat-ı milliyelerini muhafaza ettiler`` sözüyle ifade eder.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.