19 Nisan 2024
  • İstanbul13°C
  • Diyarbakır24°C
  • Ankara20°C
  • İzmir21°C
  • Berlin7°C

ESKİ ÖSO’CULAR NASIL REJİM SAFLARINA GEÇTİ?

Nour Samaha

16 Nisan 2017 Pazar 12:36

srail’e ait bir insansız hava aracı, 19 Mart’ta Suriye’nin güneyindeki Kuneytra’da hükümet yanlısı Ulusal Savunma Güçleri’ne bağlı, adı bugüne kadar pek duyulmamış Golan Alayı’nda yer alan Yaser El Seyid isimli savaşçıyı hedefleyerek öldürdü.

Golan Alayı’ndan üst düzey kaynaklar Seyid’in sıradan bir savaşçı olduğunu söylerken saldırının sebebi hâlâ gizemini koruyor. Ancak saldırıyla birlikte kuruluşu ve faaliyet bölgesi itibariyle sıra dışı bir grup olan Golan Alayı dikkatleri üzerine çekti.

2014’te Kuneytra vilayetinde kurulan Golan Alayı’nın özelliği Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) ayrılanların oluşturduğu ilk hükümet yanlısı grup olması.

Onlarca ÖSO savaşçısı, bir tarafta İsrail’in bir tarafta Suriye ordusu, Hizbullah ve İran güçlerinin olduğu son derece hassas bir bölgede yıllarca hükümete karşı savaştıktan sonra af dilemiş ve silahlarını eski mücadele arkadaşlarına çevirmişti. Golan Alayı bugün Ulusal Savunma Güçleri bünyesinde sadece Kuneytra ve Golan Tepeleri’nde değil Şam bölgesindeki Hama ve Cobar’da da eski düşmanlarıyla yan yana çarpışıyor.

Macit Hamud bu grubun başındaki isim. Grubun Kuneytra’nın Han Arnabe kasabasında bulunan karargâhında Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Hamud masasının başında oturuyor ve heybetli yapısıyla dikkat çekiyor. 2011’de Suriye ordusunda asker olan Hamud üstlerinin ve Suriye devletinin kötü muamelesi nedeniyle firar etmiş. Yılın sonuna kadar Hamud ve erkek kardeşi, memleketlerinden birkaç düzine adamı ve ordudan ayrılan başka askerleri yanlarına çekmiş ve muhalif bir grup kurmuşlar. Suriye’nin güneyinde ÖSO çatısı altında faaliyet gösteren çok sayıdaki gruplardan biri olan Liva El Mutasım ortaya böyle çıkmış.

Hamud o günleri şöyle anlatıyor: “Ordu ve polise karşı öfkeliydim. Devlet evime saldırdı ve o dönem asker olan kardeşim altı ay hapiste kaldı. Orduya her şeyimizi vermiştik ama kimsenin umurunda değildik. Kimse bizimle ilgilenmedi. Firar etmemin nedeni buydu.”

Hamud’a katılan kişilerin birçoğu güvenlik güçleriyle benzer sorunlar yaşamış ve ülkeyi kasıp kavuran devrimci rüzgâra kapılmış. Golan Alayı’nda bir başka eski ÖSO’cu olan Ahmed Kabul de 2011’de ordudan firar ettiğini anlatıyor: “Askerdim ve görev sırasında ayağımdan yaralanmıştım. Ordu yaramın bakılmasına izin vermediği için acı çekiyordum. O sırada Macit’in yaptıklarını duydum ve ona katılmaya karar verdim.” Kabul, firar kararı almasında başlıca etken olarak amiri konumundaki Macit’i gösteriyor.

Liva El Mutasım’ın faaliyet bölgesi, Cabata, Han Arnabe, Medinat El Baas, Bir Acem, Breyka ve İsrail işgalindeki Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınır hattını kapsıyordu. Örgüt bölgedeki başka ÖSO gruplarıyla gevşek bir koalisyon kurdu ve bu yapı sınır hattındaki köy ve kasabaları ele geçirerek sahada kontrol sağlamaya başladı.

Ancak birlikte hareket ettikleri bazı muhalif gruplar Hamud’un kafasında soru işaretleri doğurmuş. Hamud, Kuneytra’da faal olan İslamcı Elviye El Furkan örgütünü kastederek şöyle diyor: “Bazı gruplar savaşmıyordu bile. Savaş alanına çatışma bitince gelirler, tahrip edilen bina ve tankların yanında resim ve video çekerler, bunları Ürdün ve Körfez’deki finansörlerine gönderip maaşlarını alırlardı.”

Hamud bir başka rahatsızlığını da şöyle aktarıyor: “Bazı gruplar İsrail’le çalışmayı hiç sorun etmiyor gibiydi. Komutanlardan birinin görüştüğü İsrailli bir ajan sığınmacılar, tıbbi yardım, yakıt, gıda, mühimmat ve lojistik konularında yardım sözü verdi. Karşılığında muhaliflerin sınır hattının Suriye tarafında kalmasını ama İsrail’e silah doğrultmamasını istiyorlardı. Şoke olmuştum. İsrail’le çalışmak bizim için kırmızı çizgidir.”

Al-Monitor’un ulaştığı Ürdün destekli Güney Cephesi kaynakları, Hamud’un iddialarını reddederek Güney Cephesi’nde yer alan grupların İsrail’le hiçbir ilişkisi bulunmadığını söylediler. Bir kaynak Hamud için “O bir fırsatçı ve yalancıdır. Haindir, rejimin ajanıdır.” dedi.

Aynı kaynaklar, muhalefetin kontrol ettiği sınır bölgelerine İsrail’den düzenli olarak gıda ve tıbbi yardım geldiğini kabul ettiler ancak bunun muhalif grupların İsrail’le temasları sonucu sağlandığını reddettiler. Bahsi geçen kaynağa göre “İsrail’in faal olduğu yerler Güney Cephesi’nin değil Nusra Cephesi ile Ahrar El Şam’ın kontrol ettiği bölgeler.”

Hamud ve ÖSO’dan ayrılan diğer savaşçılar, saf değiştirme kararlarında bir araya gelen farklı nedenlerin etkili olduğunu söylüyor: Muhalif gruplar içindeki yolsuzluklar, dış finansörlerin istekleri doğrultusunda verilen savaş emirleri, bazı grupların İsrail’le çalışmakta beis görmemesi... Bu noktada hükümetle temas kurmaya karar veriyorlar.

Hamud 2013’ün sonlarına doğru akrabası olan Han Arnabe belediye başkanıyla görüşmüş ve hükümet kontrolündeki bölgelere dönmek istediğini bildirmiş. Hamud ve güvenlik görevlileri arasında yaklaşık sekiz ay süren görüşmeler sonunda Liva El Mutasım’dan onlarca savaşçı muhalefetin kontrol ettiği bölgelerden ayrılarak hükümete teslim olmuş. Geriye kalanlar ise başka muhalif gruplarla birleşmiş.

Golan Alayı bugün Suriye’nin en hassas bölgelerinin birinde faaliyet gösteriyor. İsrail, bu bölgede Suriye hükümetiyle bağlantılı her şeyi sınır tehdidi sayacağını açıkça ortaya koyuyor ve ister Hizbullah ister Golan Alayı gibi yerel misiler olsun hükümetin müttefiklerini de aynı kapsamda görüyor. Öte yandan aynı bölgelerde Güney Cephesi’nden tutun da Ahrar El Şam ve El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi gibi daha radikal unsurlara kadar çeşitli muhalif gruplar bulunuyor ve bunlar hükümet kontrolündeki yerlerde yaşayan insanlar için ciddi bir endişe kaynağı oluşturuyor.

Sohbetimizin ardından Hamud birkaç adamıyla birlikte zırhlı bir kamyonete atlıyor ve Golan Alayı’na ait bir mevziiye gidiyor. Araç, inşaat hâlindeyken terk edilmiş ve tahkim edilerek askeri mevziiye dönüştürülmüş bir binanın önünde duruyor. Yerlere boydan boya dizilen kum torbaları ve variller ancak RPG silahlarının sığacağı büyüklükte pencereler oluşturacak şekilde yerleştirilmiş. Aniden sınır hattına yakın bir noktadan patlama sesleri geliyor. Telsizden önce bir cızırtı, sonra Golan Alayı’ndan bir savaşçının sesi duyuluyor. Savaşçı, silahlı grupların Han Arnabe’nin hemen dışında meskûn binaları vurduğunu bildiriyor. Üç beş savaşçı hemen kamyonetlere atlıyor ve gözden kayboluyor. Bir süre sonra belli belirsiz roket atışlarının sesi duyuluyor.

2014’te Golan Alayı’na katılan Muhammed Zeydan o sırada şöyle diyor: “Biz bu işi iyi yapıyoruz. Muhaliflere Kuneytra’daki cephe hatlarını deldirtmeme konusunda ordu bize güveniyor. Bunun nedeni de aramızdaki bazı grupların geçmişte muhalefette yer almış olması. Macit ve diğerleri bu kişileri şahsen tanıyor, onların nasıl düşündüğünü, nasıl savaştığını biliyorlar. Bu da onlara karşı mücadelemizi kolaylaştırıyor.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.